Van'da düzenlenen panelde konuşan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, 'Halen zihinlerimizde faşizm yaşıyor. Osmancılık da Türkçülük de, Kürdçülük de faşizmdir. Türküm, Türkçü değilim, Kürdüm, Kürdcü değilim. Bunu diyebilmemiz ge
Moderatörlüğünü Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Gözütok'un yaptığı panelde konuşmacılar birer sunum yaptı.
Vanlı gazeteci Baki Karaca tarafından Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Toplantı Salonunda gerçekleştirilen panelde, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın, Vaski Genel Müdürü Ali Tekataş ve TSO Başkanı Necdet Takva birer selamlama konuşması yaptı.
Panelde söz alan Gazeteci-Yazar Dilipak, yaşanan ekonomik saldırılar ve krize karşı toplumsal olarak bir direnç kazanıp bağışıklık üretemediğimizi söyledi.
Dilipak, "Özel şirketlerin rezervlerini oluştururken buna dikkat etmedik. Ha bire inşaata yüklendik. Sonunda şimdi devletin de milletin de dışardan yapılan müdahalenin de üst üste gelmesi ile bir kriz yaşıyoruz." dedi.
"Türkçülük de Kürdçülük de faşizmdir"
Dilipak, şunları söyledi: "Wan Münit' diyoruz, 'Dünya beşten büyüktür' diyorsunuz ve sloganın arkasında başka bir şeyler var. Eğer bunu söylüyorsanız, söylediğiniz sözün arkasını desteklemeniz gerekiyor. Sözden etkilenecek olanların size karşı saldırıları gerçekleştiğinde ne yapacağınızı bilmeniz gerekiyor. Toplum olarak dta bunun farkına varmamız gerekiyor. Toplum bu konuda fazla bilgi talep etmiyor; bilgiyle çok işimiz yok. Sadece talep ediyor ve öfkeleniyoruz, alkışlıyoruz. Bu şekilde de bir yere gidemeyiz. Sadece dış güçleri sorumlu tutmak ile bitmiyor. Burada hepimiz birden suçluyuz. Halen zihinlerimizde faşizm yaşıyor. Osmancılık da , Türkçülük de Kürdçülük de faşizmdir. Ben Müslümanım, Müslümancı değilim; akıllıyım, akılcı değilim; Türküm, Türkçü değilim; Kürdüm, Kürdcü değilim. Bunu diyebilmemiz gerekiyor. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı, zalim baban da olsa, mazlum düşmanın da olsa haklıdır diyemiyoruz. İşte o faşizmin içimizde kökleri var. Tarikatçı olabilirsin yâda tarikatın olabilir ama bir sofi olabilirsin. Tarikatçılık yapmazsın. İşi ehline vereceksin; kapında iman olarak. Ama biz kavimciliği kapının önünde bırakıyoruz. İlk haram ve ilk günah, Allah’ın ilk laneti ırkçılığadır. Şeytandır ilk ırkçı, ikincisi fahşadır, üçüncüsü katildir."
"Adalet ve barış yoksa hiçbir özgürlük garanti altında değildir"
"Evrensel bir adaleti sağlamıyorsanız, adalet yoksa barış da yoktur. Adalet ve barış yoksa hiçbir özgürlük garanti altında değildir. Bunları sağlayabilmemiz için Kürd'ün Türk’e; Arab’ın Çerkez’e karşı olması değil; bir birimize karşı kazanabileceğimiz bir zaferimiz yok. Birlikte kazanacağımız tek bir zaferimiz var. Yoksa emperyalizmin oyuncağı oluruz. Bugün ki kriz kapitalizm krizidir. İstediğiniz kadar kapitalizme karşı olun. Bütün iktisadi sisteminiz, davranış durumlarınız tamamen kapitalisttir." ifadelerini kullandı.
"Ahlakımızı kaybediyoruz, ailemizi kaybediyoruz"
Kendimizi eleştirmemiz gerektiğini ve bu günkü dünyanın bu şekilde yönetilemeyeceğini vurgulayan Dilipak, "Ahlakımızı kaybediyoruz, ailemizi kaybediyoruz. Bu ikisini kaybettikten sonra geriye fazla bir şey kalmıyor. Bugün beş kişilik bir ailede, batıda en az bir kişi intihara teşebbüs ediyor. Batı'da intihardan ölen insan sayısı, doğuda terörle ölen insan sayısından daha fazla. En az beş kişilik bir aileden biri homoseksüel, lezbiyen, biseksüsel olarak kirli bir hayat yaşıyor. Beş kişiden bir kişi, psikolojik destek almadan kendini yönetemiyor. Batı'da aşırı beslenmelerden ölenlerin sayısı, Afrika’da açlıktan ölen insanların sayısından daha fazla. Dünya gerçeklerini görüp nereye gittiğimizi ona göre karar vermemiz gerek. Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz." şeklinde konuştu.
Müslüman coğrafyasında huzuru bozan bir takım gelişmeler yaşandığını ifade eden Gazeteci Eşçakırgil ise, ülke olarak güçlendikçe daha çok düşmanın karşımıza çıktığını; gönüllerin birleşmesi halinde ülke olarak çok daha iyi bir yerde olunabileceğini söyledi.
Gazeteci Yıldıray Oğur ise sunumunda ülkelerdeki ekonomik sıkıntıların temelinde o ülkelerin iç dinamiklerinin yer aldığına dikkat çekerek, "Hoşgörü ve eleştirel sorun yaşanan ülkelerde ekonomik sıkıntıların yaşanması tuhaf değildir. Hukuk devleti ve ekonomi arasında ciddi bir bağ vardır. Ekonomide devletler her zaman bir birine rakipler. Bu nedenle ev ödevlerimizi iyi yapmamız lazım." diye konuştu.
Program, hediye plaket takdiminin ardından sona erdi. (Yunus Tuğrul-İLKHA)