Tarih: 21.12.2017 09:26

Dede mesleğine çırak bulunamıyor

Facebook Twitter Linked-in

65 yıllık kerpiç bir yapıda dededen kalma mesleğini sürdürmeye çalışan üçüncü kuşak ustalardan Özcan Demir (50), el emeği göz nuru mesleğinin yok olmaması için mücadele ediyor. İpekyolu ilçesi Şerefiye Mahallesi'nde binalar arasına sıkışmış eski bir yapıda demlik, tencere ve tava gibi küçük ev aletlerini tamir eden Özcan Demir, babasından devraldığı dede mesleğini sürdürmek için çırak bulamadığını belirtti. Kalaycılıkla ilgilenen babasına okul çıkışlarında yardım ederek meslek hayatına başladığını ifade eden Demir, çocukken oyuncaklarının çekiç, pense ve tornavida olduğunu söyledi. Yeni neslin bu mesleğe rağbet etmediğini ifade eden Demir, “Çocukluğumdan beri bu iş ile ilgileniyorum. Bu işte ben üçüncü kuşağım. Dedemle bu işe başladık. Dedem daha önce tunç semaver yapardı. O günün imkanlarıyla kendisi imal ederdi. Daha sonra aynı işi babam sürdürdü. Babam da bakır, kalaycılık üzerine çalışıyordu. Ben de ilkokul 4’üncü sınıftan bu yana yaz tatillerinde, okul çıkışlarında dükkana gelirdim. Bu iş ile büyüdüm. Çocukken oyuncağım; çekiç, pense, tornavida oldu. Babamın mesleğini devam ettirdim. Benim de yaşım geldi, geçiyor ve şu an yetiştirecek eleman bulamıyorum. Çünkü yeni nesil bu işe pek rağbet etmiyor” dedi.

“Elimden geldiği kadar bu işi sürdüreceğim”
 

Dededen kalma mesleğini sürdürmek için büyük çaba sarf ettiğini dile getiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak gün geçtikçe işlerde azalma oluyor. Daha ucuza mal ediliyor veya plastikten yapılıyor. Bu yüzden tamiri mümkün olmuyor. Mücadele etmeye çalışıyorum. İşimi çok sevdiğim için sonuna kadar bu işi götürmeyi düşünüyorum. Eskiden işlerimiz daha iyiydi, daha yoğunduk. Hiç başımızı kaşıyamayacağımız dönmeler oldu. Bozuldu mu bizler de gerekeni yapardık. Çünkü o zamanki küçük ev aletleri yapılacak bir şekildeydi.”

“En güzel kazanç; alın teri, el emeği, göz nurudur”
 

Bu işi yapanların sayısının her gün düştüğünü sözlerine ekleyen Demir, “Bu iş yerini değiştirmeyi de düşünmedim. Çünkü eski bir ev. İş yeri olarak kullanıyorum. Burayı da çok seviyorum. Bu iş yeri benim için her şey. Çünkü bütün anılarım burada. Gidebildiği kadar götüreceğim. Eski meslekleri yapan benden biraz daha yaşlı insanlar var. Artık bu meslekte yeni nesil yetişmiyor. Kalaycılık mesleğini Türkiye’nin her yerinde yaşlı diyeceğimiz ustalar sürdürüyor. Yeni nesil bu meslekle uğraşacak işlerinin olmadığını düşünüyor. Daha kolay ve zahmetsiz iş seçimine gidiyorlar. En güzel kazanç; alın teri, el emeği, göz nurudur” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —