Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kovid-19 polikliniğinde görevli doktor ve hemşireler, salgının başından bu yana özverili çalışmalarını sürdürüyor.
Türkiye’de yaklaşık bir yıla aşkın süredir korona virüs ile mücadele eden sağlık çalışanları, salgının kendilerinde oluşturduğu fiziksel ve psikolojik yorgunluğu hiçe sayarak, çalışmaya devam ediyor. SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, Van’da korona virüs vakalarının 2020 Mart ayı itibariyle görüldüğünü ifade ederek, o günden beri tüm sağlık camiasının korona virüs salgınıyla mücadele ettiklerini söyledi. Salgınla mücadele sürecinde fiziksel ve ruhsal anlamada en çok etkilenenin sağlık çalışanları olduğunu dile getiren Çelik, “Sağlık çalışanları bu süreçte maddi ve manevi çok etkilendiler. Van Eğitim Ve Araştırma Hastanesi doktorları olarak baştan beri sağlık çalışanlarının etkileneceğini ve bir takım travmaların yaşanacağını biliyorduk. Literatürde de bununla ilgili eski çalışmalar var. Salgınla savaşan ekiplerin topluma yararlı olabilmesi ve daha fazla hizmet üretebilmeleri için kendilerinde hem psikolojik, hem de fiziksel olarak çok sağlam olmaları gerektiğini biliyoruz. Travma en çok evli kadınları, hemşireleri ve tanı almış özellikle Covid-19 testi pozitif olmuş hastaların olduğu yerdeki arkadaşlarımızı daha fazla etkilemektedir” dedi.
“Bakıcılar çocuklarımıza bakmayı reddetti”
Korona virüs servisinde hizmet veren Yasemin Özgür isimli sağlık çalışanı ilk defa bir salgınla bu kadar ciddi mücadele ettiklerini anımsatarak her zaman ön saflarda yer aldıklarını ifade etti. Özgür, “Hepimizde ilk olarak korku, endişe, panik oluştu. Çünkü daha önce karşılaştığımız bir süreç değildi. Çocuklarımız vardı ve bu salgın bizi ne derecede etkileyecekti? Bunu bilemiyorduk. Bu yüzden hepimizde bir korku ve endişe vardı. Bundan dolayı sürekli bir psikolog ile irtibat halinde olma durumumuz oldu. Daha sonra yavaş yavaş mesleğimizin de ciddiyetini kabullenerek, bu duruma daha çok adapte olmaya başladık. Çocuğumuz vardı ve bu süreçte birçok yer kapalıydı. Bakıcılar sağlık çalışanı olduğumuz için bizim çocuklarımıza bakmayı reddettiler. Tabi bu durumda eşim de sağlıkçı olduğu için belki diğerlerine nazaran daha çok etkilendiğimi düşünüyorum. O da pandemi servisinde çalışıyordu. Çocuğumuzu nereye ve kime bırakacağımızı bilemiyorduk” ifadelerini kullandı.
“Bizim için çok sıkıntılı ve zordu ama alıştık”
Artık korona virüs ile mücadelede daha özverili çalışmaya, hasta ve hasta yakınlarına daha çok ciddiyetle yaklaşmaya başladıklarını belirten Özgür, “Hastalığın ciddiyetini kabullendik ve işimize daha adapte olduk. Hasta yakınlarımızın; ‘Hastalarımız size emanet, siz anne ve babasısınız’ diyerek bizi birçok noktada yalnız bıraktıklarını gördük. Evet, bizim için çok zordu. Psikolojik olarak çok yıprandık. Çünkü hastaların genel durumları birden kötüleşiyordu. Bu normal takip ettiğimiz servis hastaları gibi değildi ama artık biz de bu sürece alışmaya başladık” diye konuştu.
“Zorlu bir süreçti hala devam ediyor”
Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcısı ve Covid-19 Servisi Birim Sorumlusu Mehmet Koçer de korona virüs salgını sürecinde yaşadığı sorunlara değinerek, “Birçok hastalıkta, birçok doğal afette görev aldım. Ama ilk defa tüm dünyayı böyle tehdit eden bir salgınla karşı karşıya kaldık. Çok zorlu bir süreçti ve çok korkuyorduk. Hepimizin aileleri, çocukları vardı. Çok korkuyor ve panikliyorduk. Evimize ve çocuklarımıza hastalık bulaştıracağız diye çok tedirgindik ama zamanla buna alıştık. Tabi bunda da Sağlık Bakanımızın ve hastane yönetimimizin büyük bir çabası var. Bakanlığımızın bize psikolojik danışma hattı açması, onların bizi aramaları, onlarla sürekli irtibat halinde olmamız bize büyük bir fayda sağladı. İnşallah insanlarımızın ve bizlerin çabasıyla kısa sürede bu salgından kurtulacağız” dedi.