İslam dünyası bu gece peygamber efendimizin Allah’ın huzuruna çıktığı ve ümmetine hediyeler getirdiği gece olan mübarek Miraç Kandilini kutlayacak.
VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL
İslam dünyası bu gece peygamber efendimizin Allah’ın huzuruna çıktığı ve ümmetine hediyeler getirdiği gece olan mübarek Miraç Kandilini kutlayacak.
Hicri Takvime göre Recep ayının 27. gecesine Miraç gecesi denir. Miraç kelime anlamı itibariyle göğe çıkma, yükselme anlamlarına gelir. İsra ve Miraç hâdisesi, Peygamber Efendimizin (s.a.v) hicretinden 18 ay evvel vukû bulmuştur. Miraç olayı, Peygamber Efendimizin (s.a.v) Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş olmakla birlikte hiç bir kulun ulaşamayacağı manevi alemlere varmıştır. İşte bu gece her yıl Miraç Kandili olarak idrak edilir.
İsrâ ve Mîrâç olarak ifâde edilen bu ilâhî ikram, bütün beşerî perdeler kaldırılarak idrâklerin ötesinde ve tamâmen ilâhî ölçülerle gerçekleşen bir lutuftur. Meselâ, beşerî mânâda mekân ve zaman mefhûmu ortadan kalkmış, milyarlarca insan ömrüne sığmayacak kadar uzun bir yolculuk ve sayısız müşâhedeler, bir sâniyeden daha az bir zaman içerisinde vukû bulmuştur.
FAZİLETİ VE ÖNEMİ NEDİR?
İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten on sekiz ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Miraç Kandili gecesi ve gündüzünü şu şekilde ihya ederek geçirebiliriz; Miraç Kandili gündüzü oruçlu olarak geçirilebilir. Peygamber Efendimiz "Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb'in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur" buyurdu.
MİRAÇ KANDİLİNDE NE OLDU?
Bir gece Kâbe–i Muazzama'nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i Aksa'ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu ifade ediyordu. Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. Hazreti Muhammed sütü içti. Bu ümmetinin doğru yola iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere mirac¸-kandili-duası yükseltici bir mirac (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır.
Hz Muhammed sırasıyla eski Aksa denen bugünkü el-Aksa Camiinin altındaki yerden Mescid-i Aksa alanına girmiş, oradan Kubbet-üs-sahra'nın bulunduğu alana geçmiş ve orada İsa, Musa, Zekeriya peygamberlerle buluşmuştur. Günümüzde Nebi Minberi'nin bulunduğu alanda bütün peygamberlere namaz kıldırmış, oradan da Miraç Minberi'nin bulunduğu alandan göğe yükselmiştir.
Hadislere göre Hz Muhammed bu yükselmede gök katlarını Cebrail ile birlikte aşarken sırayla Âdem, Yusuf, Yahya ve İsa, İdris, Harun, Musa ve İbrahim peygamberleri görmüş, yedinci kat gökten sonra Sidret'ül münteha'ya çıkmıştır. Nihayet varlıklar âleminin son sınırı olan Sidretü'l–Müntehâ'ya ulaştılar. Cebrail: "İşte burası Sidretü'l–Müntehâ'dır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım" dedi. Hz. Muhammed 'e Sidre'de dört kutsal nehir ve her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma'mûr gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih etti. Cebrail'in Sidretü'l-Münteha'dan ileriye geçememesi üzerine yolculuğunu tek olarak sürdürmüş, zaman, mekân ve cihetin olmadığı ifade edilen katta Allah ile aracısız görüşmüştür.
Hazreti Muhammed o gece şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü'l–Me'vâ'yı temaşa etti. Cebrail'i geride bırakan Hz. Muhammed, burada Refref'e binerek Arş–ı A'lâ'ya geçti ve Kâb–ı Kavseyn olarak belirtilen "imkân dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına" ulaştı. Huzûr–u Kibriya'da Allah'a ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha fazla yaklaştı. Cemâlullah'ı perdesiz ve vasıtasız olarak onunla zaman ve mekandan menüzzeh konuştu. Daha sonra tekrar Refref'le Sidre'ye geri döndü. Orada Cebrail'i asıl hüviyetiyle –tıpkı ilk defa Hira'da gördüğü şekliyle– gördü. Müteakiben de yine Cebrail ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir zaman parçasında dünyaya döndü.
MİRAÇ’TA GELEN MÜJDELER
Anlatılana göre Hz Muhammed Mekke'ye döndüğünde yaşadıklarının gerçek olup olmadığından kuşku duyanların soru yağmuruna tutulmuştur. Ama sorulara doğru cevap vermiştir. İslam'ın ilk zamanlarında dinin oruç, zekât, şehitlik ve hac gibi belli kuralları, prensipleri tam olarak belirlenmemişti. Gece namazları rağbet görmekle birlikte, ibadet kuralları da açık ve seçik olarak belirlenmemişti. Rivayete göre İsra ve Miraç bu konudaki belirlenmeleri sağlamış olaylardır. Buna göre miraçta; Hz Muhammed, Miraç sırasında namaz vakitlerinin beş vakit olarak düzenlenmesi gerektiğini öğrenmiş ve Miraçtan sonra bu buyruğu Müslümanlara bildirmiştir. Hadis kaynaklarına göre Miraç'ta önce 50 vakit olarak bildirilen namaz, Musa peygamberin bunun insanlara ağır geleceği şeklinde ikazları üzerine Muhammed'in birkaç kere geri dönüp Allah'tan namazı hafifletme dileği üzerine beş vakte indirilmiştir. Şirk koşmayan herkesin cennete gireceği müjdesi verilmiştir.
İŞTE MÜJDELER
“Ben miraçtan daha güzel bir şey görmüş değilim”diyen Hz Peygamber, dünyaya dönerken ümmetine hediyeler getirmiştir. Bu hediyeler şunlardır, beş vakit farz namazı getirmiştir. ’Âmenerrasûlü’ diye bilinen ayetleri getirmiştir. İsra Suresi'nin 22–39. ayetlerinde bahsedilen on iki adet İslâm prensibini getirmiştir. Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve Cennet'e girecekleri müjdesini getirmiştir. İyi amele niyetlenen kişiye –onu yapamasa bile– bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye –onu yapmadığı müddetçe– hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi. Bir diğer hediye de, Miraç gecesi Allah ile karşılıklı selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki et–Tahiyyâtü diye meşhur olan bu sözler, bütün namazlarda otururken okunmakla Miraç 'da Allah ile Habibi arasındaki o kutsî sohbeti hatırlatmakta ve benzerî bir mükâlemeye namaz kılanı mazhar etmektedir.
MİRAÇ KANDİLİ'NDE NELER YAPILMALI?
Miraç Kandili gecesi ve gündüzünü şu şekilde ihya ederek geçirebiliriz; Miraç Kandili gündüzü oruçlu olarak geçirilebilir. Peygamber Efendimiz "Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb'in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur" buyurdu. Diğer bir ayrıntısı ise Salat ü selâm okumak. Kusur ve günahlar için tevbe ve istiğfarda bulunarak, bir tesbih "Estağfirullah" çekilir. Miraç Kandili'ni namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Miraç gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Ayrıca tesbih namazı da kılınabilir. Ancak üzerinde kaza namazı bulunan kimselerin bu gibi mübarek gecelerde nafile namaz yerine kaza namazı kılmaları daha yerinde olur. Bu sebeple kaza namazı olan kimseler bol bol kaza namazı kılmalı ve bu gece kılınacak bütün nafile namazları, kaza namazı olarak niyetlenmeli ve öylece kılmalıdırlar. Kur'an-ı Kerîm okumalı, dinlenilmeli. İçtenlikle bol bol dua edilmeli. Miraç gecesi ve gündüzünde fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek ihtiyacı olanlara yardım etmek gerekir.
PEYGAMBERİMİZİN DİLEK DUASI
Duaların kabul olduğu özel vakitler vardır. Miraç Kandili de o vakitlerden ve o kıymetli gecelerden biridir. Bu gecede edilecek dualar redd olunmaz. Peki dileklerinizin kabulü için nasıl dua etmelisiniz? Aşağıda vereceğimiz duayı Peygamberimiz gözleri kör olan birinin isteği üzerine söylemiştir. O kişi Hazreti Muhammed'e gelip 'Ya Resulallah! Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın' deyince ona abdest alıp aşağıdaki duayı etmesini söylemiştir. -"Yâ Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam, seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!"
Kaynak: Van Postası Gazetesi