Van Organize Sanayi Bölgeyi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, yerel yönetimin salt bir ideolojik kültle yapılamayacağını söyledi.
Van’ın uydudan yayın yapan tek televizyon kanalı olan Kanal M’de Gazeteci Baki Karaca tarafından hazırlanıp sunan ‘Sahipsiz Mikrofon’a konuk olan OSB Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, yerel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Aslan, “Yerel yönetim, salt bir ideolojik kültle yapılmaz. Merkezine insani ve hizmeti oturtan bir anlayış sergilemeleri gerekir. Odak insan olacak. Hiçbir vatandaşı ötekileştirmeden, hiçbir şekilde insanların düşünce, inanç, anlayış, fikri ve yaşam biçimlerine bakılmadan adil bir yönetim ve hizmet anlayışı geliştirmeleri gerekir. İnsanımızı nasıl mutlu kılarız. Yaşam kalitesine bir üst seviyeye nasıl taşırız politikaları geliştirmeleri gerekir. Vatandaşın gelir seviyesini artıracak, iş ve aş sahibi yapacak argümanlar ortaya koymaları gerekir. İlin marka değerini yükseltecek ulusal ve uluslararası kriterlere göre en yaşanabilir kentler seviyesine çıkaracak modellemeler oluşturarak öncelikli hedefleri arasında olması gerekir” dedi.
Yerel yöneticilerin öncelikle Van’ın büyük bir fotoğrafını çekmeleri gerektiğini dile getiren Aslan, şöyle devam etti:
“Sorunları, sıkıntıları, eksikleri tespit etmek, tabiri caiz ise önce memleketin bir röntgenini çekmeleri gerekir. Çünkü doğru yol gidebilmeleri için, yani uygun tedavi için öncelikle teşhisi doğru koymaları gerekir. İlimizin çok ciddi sorunları var. Bunları kategorize edersek. Ulaşım sorunu var. Ulaşım sorunu içerisinde; çevre yolumuz yıllardır ilin gündemini meşgul etmekte, maalesef çözümü konusunda da ciddi bir irade ortaya konulmamaktadır. Artık nerdeyse bizler tarihi yerlerimizi sayarken, Tarihi Van Çevre Yolu diye tarihi varlıklarımız içerisinde sayacak duruma geleceğiz. Şehrimizin ana ve transit ana arteli olan İpek Yolu üzerindeki köprülü kavşaklar tamamlanamadı. Şehir içi ulaşım ağı şu an için ilin şehir içi trafiğini taşıma kapasitesinin çok altında. Şehrimiz de çok ciddi bir otopark sorunu var. Parkomat uygulamaları ile şehrin caddelerini, sokaklarını açık otoparka çevirmek, otopark çözümünün bir parçası olamaz. Çevresel sorunlar dediğimizde ise; şehrimiz yeşil alan konusunda büyük bir fakirlik yaşamaktadır. Kişi başına düşen yeşil alan olarak ülke ortalamasının çok altındayız. Şehrin içinde kamuya ait araziler ve arsalar butik parklara ve yeşil alanlara dönüştürülmelidir. Sebze ve Meyve Halımız halkın rahat ulaşabileceği ve konforlu alışveriş yapabileceği bir alana taşınmalıdır. Mevcut yer kültürel ve sosyal bir etkinlik alanına çevrilmelidir. Stadyumumuzun belirlenen yerlerden birine bir kompleks tarzında yapılıp ilimizin sporuna ve sportif faaliyetlerinin hizmetine sunulması elzemdir. Şu anki yerinde de millet bahçesi yapılmalıdır. Otobüs terminalimizin uygun bir alana taşınıp ilimize yakışan bir otogar tasarlanmalı ve inşa edilmelidir. Mevcut yerine ise halkımızın nefes alacağı yeşil ve kültürel bir yaşam alanı oluşturulmalıdır.
İlimiz çok ciddi bir imar sorunuyla karşı karşıyadır. Çarpık kentleşme, kentin ruhuna, jeolojik yapısına ve yaşam biçimine ters bir yapılaşma söz konusu. Hâlbuki şehrin jeolojik yapısı göz önünde bulundurularak; üniversite, ilin ilgili mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla eş güdümlü bir şekilde çalışılarak mekânsal bir plan hazırlanmalıdır. Bölge bölge planlama yapılmalı, yatay yapılaşmaların önü açılmalı ve bununla birlikte sosyal, kültürel, sportif faaliyetlerin yapılacağı yaşam alanları tasarlanmalıdır. Yürüyüş ve bisiklet yolları oluşturulmalıdır. Turizm konusunda da; öncelikle bir turizm master planımızın olması lazım. En büyük maddi ve manevi değerimiz olan Van Gölümüzü öncelikle belediyelerin ve özel sektör işletmelerin kanalizasyonlarını boca ettikleri bir alan olmaktan kurtarmamız lazım. Acilen Van Gölü Koruma Kanunun çıkarmak için siyaset, STK’lar ve yerel yönetimler TBMM’de kamp kurmalıdırlar. Van Gölü Havzasının organize turizm bölgesi ilan edilmesi için gerekli tüm girişimler paydaşlarla yapılmalıdır. Gölün etrafındaki tüm belediyeler; halk plajları ve rekreasyon alanları oluşturmalıdırlar. Gölün üzerindeki ticari ve gezi amaçlı ulaşım ağı genişletilmelidir. Şehrimizin tarihini ve kültürünü tanıtacak, turizmine ivme kazandıracak çalışmalar yürütmeleri gerekir. Turizmi ve turisti sürekli kılacak argümanlar geliştirmeleri, turizmde çeşitliliği artıracak, bir ülkeye veya gruba bağlı kalmadan, ülke içinde ve ülke dışında sürekli bir turist akışı sağlayacak tanıtımlar ve çalışmalar yürütmek, yani ili bir turizm ürünü olarak pazarlamak gerekir.”
İşsizlik konusuna da değinen Memet Aslan, “İşsizlik; ilin kalkınmasını ve büyümesini sağlayacak, işsizliği önleyecek tarıma ve hayvancılığa dair kalkınma modeli geliştirmeleri gerekir. Kırsaldan kente göçü önleyecek, gençlerin kendi köylerinde ve mahallelerinde kendi hayatlarını kazanacakları, mutlu ve mesut yaşayacakları üretim metotları geliştirmeleri gerekir. Tarım il müdürlüğü, üniversite, ziraat odaları ve tüm ekonomik paydaşlar ile beraber çalışılarak bölge bölge gerekli analizler ve saha çalışmaları yapılarak uygun düşecek bitki türleri, tahıl çeşitleri, endemik, aromatik, sebze ve meyve üretimleri yapılmalı ve ticari faaliyet yürütülmelidir. Hangi bölgede neyin verimi iyi alınacaksa insanlarımız o çeşide yönlendirilmeli ve o üretimler desteklenmelidir. İlimizin küçükbaş hayvancılık kapasitesi göz önünde bulundurularak, ülkenin en büyük mera ve yaylalarına sahip ilimizin küçükbaş hayvancılık üssü yapmak, kapasiteyi üst seviyelere taşımak ve kaliteli üretim yapmak için tüm paydaşlarla ortak çalışmalar yürütmeleri kaçınılmazdır. Slogan şu olmalı; ‘yerinde üretim, mutlu ve huzurlu yaşam.’ Diyerek gençleri büyük şehrin keşmekeşine sürüklemeden yaşadıkları yerde hayatlarını idame edecekleri iş, aş imkanı sağlayarak, yaşam kalitelerini artırmak için çağın gereksinimlerine uygun sosyal, kültürel ve entelektüel olanaklar sunmak, yerel yönetimlerin temel vazifesi olmalıdır” şeklinde konuştu.