Van Organize Sanayi Bölgesi (osb) Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, Organize Sanayi Bölgesinin En Büyük Tevsi Alanı Olan 277 Hektarlık 5. Etaptaki 100 Hektarı Organize Tekstil Bölgesi İlan Ettiklerini Ve Bu Yönde Müteşebbis Heyet Kararı
Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, organize sanayi bölgesinin en büyük tevsi alanı olan 277 hektarlık 5. etaptaki 100 hektarı (ha) Organize Tekstil Bölgesi ilan ettiklerini ve bu yönde müteşebbis heyet kararı aldıklarını söyledi.
Van Ticaret ve Sanayi Odasının (TSO) aylık olağan meclis toplantısına onur konuğu olarak katılan Memet Aslan, genelde ülkemizin özellikle de Van’ın tek çıkış yolunun imalat sanayi üretimi olduğunu belirterek, “Teknolojide, dijital sahada üretmek ve yarışmak mecburiyetindeyiz. Ortak yüksek ve yüksek teknolojik yatırımlar yapmak temel hedef olmalıdır. Yüksek teknoloji ile üretilen ürünler katma değerli ürünlerdir. Bu ürünler katma değer üretir ve ihracat oluşturur. Kalkınma ve büyüme temalı bir stratejik plan dahilinde çalışma yürütülmelidir. Burada hedef kitle sanayici ve tüccardır, yani reel sektörün tüm bileşenleridir. İlin ekonomik dinamikleri tek tek tespit edilerek, bu dinamiklere yönelik sektörel çalışmalar yürütülmelidir. Yani ilimize iktisadi katkı sunacak, mali değeri olan kaynaklar tespit edilmelidir. İlin ve bölgenin kalkınması ve büyümesi, yereldeki doğal kaynakların, yeraltı zenginliklerin ve rezervlerin yerel ve ulusal aktörler eliyle işletilerek gelir ve istihdam oluşturmakla olur. İlimiz ekonomik gelişmişlik ve bölgesel kalkınmışlık düzeyinde maalesef iyi durumda değildir. Gelişmiş bir çok ilden ve bölgeden daha iyi kaynaklara ve imkanlara sahip olmamıza rağmen, gelişmişlik endekslerinde geride olmamızın sebeplerinin tespitine gitmemiz kaçınılmazdır. Eleştirel ve öz eleştirel bir bakış açısıyla her kesimin güçlü bir aidiyet duygusuyla ilini ve bölgesini sahiplenme yönünde ciddi bir sorumluluk almalıdır. İlimizdeki tüccarın, tacirin, üreticinin, sanayicinin, hizmet sektöründeki bileşenlerin, dış ticaret iştigal konusu olan ithalatçı ve ihracatçıların, tarım ve hayvancılıkla hayatlarını idame ettiren üreticilerimizin, yani kısacası ilimizin makro ve mikro ölçekte ekonomik değer oluşturan tüm kesimlerinin en büyük çatı kuruluşu Van Ticaret Sanayi Odasıdır. İstikrarlı büyüme, sağlıklı kalkınma ve kaliteli istihdam için kısacası ilimizin gelişmişlik endekslerini yukarı çekmek için en büyük sorumluluk Van TSO’nundur. Bizlerde, yani ilimizin diğer ekonomik paydaşları olarak tüm sorumluluğu Van Ticaret ve Sanayi Odasına atarak işin içinden sıyrılmaya çalışmamalıyız. Tüm paydaşlar Van TSO öncülüğünde bir stratejik plan dahilinde ilimizi ve bölgemizi nasıl kalkındırabiliriz diye mesai harcamalıyız” dedi.
Van Gölü’nün önemine de değinen Memet Aslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Odamızın ilimizin tarihi değerlerine, doğal güzelliklerine, ekonomik değeri olan varlıklarına karşı sahiplenme duygusu ve bunları ulusal ve uluslararası arenada tanıtımına ve bilinirliğine yönelik çabalarını takdirle karşılıyoruz. Birçok kültürel ve iktisadi değeri olan varlıklarımıza coğrafi işaret ve tescil aldırmalarını takdir ediyor ve bu yöndeki çabaları olumlu buluyoruz. Tarihin bize en büyük mirası olan bin 700 rakımlı, dünyanın en büyük, tek sodalı suyuna, zengin florası ve turkuazın tüm renklerini bünyesinde barındıran, inci kefali balığı gibi birçok güzelliğe sahiplik eden Van Gölü’müze yönelik sahiplenme ve koruma çabalarınıza minnettarız. Özellikle son dönemde odamızın Van Gölü Aktivistleri ile birlikte denizimizi korumak, tarihte aldığımız mirası gelecek nesillere alnımızın akıyla bırakmak adına yapılan etkinliğin önünde saygıyla eğiliyoruz. Fevzi Çeliktaş’a, Necdet Takva’ya, Van Gölü Aktivistlerine, odamızın yönetimine, kıymetli meclisimize ve katkı sunan herkese müteşekkiriz. İlimizin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak ve turizm merkezi yapmak, turistin çekim yeri haline getirmek için yapılan çalışmaları destekliyoruz. Yurt içi ve yurtdışı fuarlara destek olmak, katılım sağlamak, Shopping Fest gibi festivaller düzenlemek, inanç turizminden tutun kış turizmine, kongre turizminden sağlık turizmine kadar turizmde çeşitlilik oluşturmak ve turist çeşitliliği için turizm destinasyonlarını ortaya çıkarmak, tanıtımı ve bilinirliği için tüm paydaşlarla komplike çalışarak model oluşturmak gerekir. Üretim, istihdam, ticaret ve yatırım için kenti marka şehirler kategorisine yükseltmek ve cazibe merkezi haline getirmek için kentin alt yapısını, lojistik imkanlarını üst seviyeye çıkarmak, çevre yolu, sahil bandı yol projeleri, kent merkezi trafiğini rahatlatacak çözüm yolları, şehir içi otopark alanları inşa etmek, kültürel ve sosyal etkinlik alanları, sportif ve çocuk oyun alanları, kentteki yeşil alan oranını dünya standartlarına yükseltmek, zamanında iş görüşmeleri, mal ve ürün teslimatları için daha hızlı ulaşım ve konforlu seyahatler için havayolunu daha efektif hale getirmek, yük treni kapasitelerini, sefer sayılarını artırmak, yüksek hızlı tren imkanı için güçlü bir lobi faaliyeti kapsamında ilin tüm otoriteleriyle birlikte inisiyatif almak başta Van TSO olmak üzere tüm paydaşların en büyük sorumluluğudur.”
Tarım ve hayvancılığın Van’ı öne taşıyacak ve sürdürülebilir büyüme ile istihdamda istikrar sağlayacak en büyük sektörlerden biri olduğunu dile getiren Aslan, “Ülkenin en büyük yaylalarına, su kaynaklarına ve mera alanlarına sahip olan ilimiz doğal iklim koşullarıyla hayvancılığın en büyük üretim alanlarına sahiplik edecek konuma sahiptir. Doğru bir planlamayla, kaliteli eğitim, doğru ve yerinde bir teşvik sistemiyle ilimiz, ülkenin özellikle küçükbaş hayvancılıkta, hayvancılık merkezi haline gelmesi içten bile değildir. Odamızın öncülüğünde işletmesi yapılan VOTAŞ’ın başarı hikayesi bizi heyecanlandırmaktadır. Kurulum aşamasındaki Tarıma Dayalı İhtisas Organize Hayvancılık Bölgesi güzel bir rol model olabilir. İlimizin en büyük problemlerinin başında gelen genç işsiz sorununda ilçelerde, mahallelerde ve köylerde oluşturulacak profesyonel hayvancılık işletmeleriyle ve tarımsal üretim alanlarıyla çözüm getirilebilir. Bu tür üretim yerleriyle köyden kente göçünde bir nebze olsun önüne geçilir belki. Çünkü kentlerde de meydana gelen sorunların birçoğu kırsaldan kentlere plansız ve düzensiz bir şekilde göçün yaşanmasıdır. Ticaretin süreklilik arz edebilmesi için ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabetçi gücünüzü ve rekabetçi enerjinizi sürekli muhafaza etmeniz gerekmektedir. Uluslararası pazarlar açısında avantajlı bir konumda olan ilimizin bu avantajını fırsata çevirecek çalışmalar yürütmek başta Van TSO olmak üzere hepimizin temel sorumluluğundadır. Odamızın gayretleriyle modernizasyon çalışmaları tamamlanan Kapıköy Gümrük Kapımız tam zamanlı ve tam kapasiteyle çalışmaya başladığında ilimizin ve ülkemizin dış ticaretine büyük bir ivme kazandıracaktır. Burada Kapıköy Gümrük Kapımızın alt yapı ve üst yapılarıyla ülkenin en modern kapılarında biri olmasını sağlayan TOBB Başkanına, yönetimine ve odamızın başkanına ve yönetimine teşekkür ederiz. Olanaklar, imkanlar iyi oldu mu, uluslararası kapılar güvenli, rahat ve konforlu olunca ile ve ülkeye geliş gidişler daha çok hızlanır ve ziyaretçi sayınız periyodik bir şekilde artarak devam eder. Misafir, ziyaretçi sayısı artıkça tüketime yönelik iç talep oluşur. Talebe bağlı olarak yerel üretici üretim yaparak talebe arzıyla cevap verir. Bunun sonunda gelir, istihdam ve büyüme meydana gelir. Gümrük kapınız ne kadar verimli ve aktif çalışırsa, ülke ekonomisine o kadar döviz girdisi sağlar. Bu da dış ticaret açığının o kadar düşmesi demektir. Van TSO kurumsal kimliği ve profesyonel yönetimi ile ülkenin sayılı odaları arasında olması bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Ülkenin ve ilin temel sorunları hakkında adil, objektif ve ilkesel tutum sergilemesi mutluluk vericidir” diye konuştu.
Van’ın en büyük üretim ve istihdam alanı olan organize sanayi bölgesini daha da büyütmek ve genişletmek için var güçleriyle çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Aslan, “Yatırımcımızın ve üreticimizin her türlü sorununu çözmek için mücadele azmimiz artarak devam edecektir. Ekonominin lokomotif gücü olan sanayi sektörü ne kadar büyür, gelişir ve katma değer üretirse ülkenin makro ekonomik dengeleri sağlam bir zemine bir o kadar rahat oturur. İmalat sanayi ve tarım sanayi sektörü güçlendikçe istikrarlı bir büyümeden ve sağlıklı istihdam verilerinde bahsedilebilir. Yatırımcımızın ve üreticimizin sorunlarını her mekanda ve platformda dile getirmek temel önceliğimizdir. Sorunların çözümü yönünde ortaya koyduğumuz irade zaman ve makam farkı gözetmeksizin çözüm bulunana kadar sürdürmek hedefimizdir. Mevcut sanayicimizin hakkını ve hukukunu korumak birincil gayemizdir. Yeni üretim ve istihdam alanları oluşturmak amacıyla sanayimizin sınırlarını genişletmek için tevsi alanlara yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. 1998’de resmi olarak kurulan OSB’miz 2000 yılından fiili olarak inşaat çalışmalarına başlamıştır. 5 Etap şeklinde kurgulanan OSB’miz, devasa bir alan üzerinde kurulmuştur. Bu sene itibariyle 4 etabında alt yapı çalışmaları tamamlanarak yatırımcıya yatırım yapma imkanı sunulmuş ve sunulmaya devam etmektedir. Bugüne kadar OSB’miz 159 sanayi parselinden 142 adetinin tahsisini yapmış ve üretime kazandırmıştır. 142 sanayi parseliyle birlikte, bir adet ticari parselin çağrı merkezi faaliyeti yürüten ulusal bir firmaya kiralanması ve bir eğitim parselinin de yap-işlet devret modeliyle yerli girişimciler eliyle eğitim camiasına kazandırılmıştır. Halihazırda 17 adet çeşitli büyüklükte sanayi parselimiz yatırımcısını beklemektedir. Üretim olarak birçok sektörde faaliyet gösteren OSB’miz karma bir yapı arz etmektedir. Gıdadan inşaata, mobilyadan un üretimine, kimya üretiminden dış yalıtıma, hayvansal yem üretiminden ambalaja, plastikten medikale, beton yapı elemanlarına kadar kısacası bir ilin ve bölgenin ihtiyaç duyduğu her alanda üretim yapma çeşitliliğine sahiptir. OSB’mizdeki üretim tesisleri kaliteli üretim, zamanında teslimat, sürdürülebilir maliyet ve fiyat politikası ve üretim kapasitesiyle her türlü ihtiyaca cevap verecek imkana ve rekabet gücüne sahiptirler. OSB’deki üreticiler olarak en büyük problemimiz ürettiğimiz ürünlere pazar bulma konusunda sıkıntı yaşıyor olmamızdır. Bu pazar sıkıntısını da aşmamızın yegane yolu biraz önce bahsettiğimiz gibi yatırımcı kurum ve kuruluşların yerelde üretilen ürünleri tercih etmeleri olacaktır. Bizler bir yanda yatırım ve üretim alanlarını artırmaya çalışırken diğer taraftan ilimizdeki problemlerin başında gelen işsizliği azaltmak adına çalışmalar yürütmekteyiz. Değerli meclisimiz, OSB’mizin en büyük tevsi alanı olan 277 ha 5. etaptaki 100 ha’lık kısmını Organize Tekstil Bölgesi ilan ederek bu yönde müteşebbis heyet kararı almıştır. OSB, DAKA, valilik ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliği ile plan proje çalışmaları devam etmektedir. En kısa zamanda ihalesi yapılarak alt yapı çalışmalarına başlanacaktır. Burada hedef 50-60 arası iş yeri ve 15 bin istihdam tasavvur edilmektedir. Ülkenin en çok genç işsizini bünyesinde barındıran ilimiz, bu can yakıcı sorundan da ancak tekstil gibi emek yoğunluklu sektörlerin faaliyetleriyle kurtulma imkanına sahip olacaktır. Bizim gibi az gelişmiş iller hem üretim yapan imalat sanayi sektörüne ağırlık verilmesi hem de işsizliğe çözüm olacak emek yoğunluklu sektörler olan çağrı merkezleri ve tekstil işletmelerini tercih etmek temel prensibimiz olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Van’ın ticaretin baş aktörü olmasının önünde hiçbir engel olmadığını da söyleyen Aslan, şöyle dedi:
“Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Ortadoğu’nun Türkiye’ye açılan kapısı Van’dır. İran’a olan sınırımız ve İran ile olan birden fazla sınır kapımızla ticaretin baş aktörü olmamız için hiçbir engel yoktur. Batılı ülkelerin İran’a yönelik ekonomik ambargosunu doğru okursak, ilimizin ve bölgemizin ticari ve üretim kapasitesini ciddi seviyelere çıkarabiliriz. Son dönemlerde İranlı iş adamlarının ilimize ve OSB’mize olan ilgileri bu yöndeki umutlarımızı daha da artırmaktadır. Bizlerde OSB Yönetim Kurulu olarak sanayi bölgemize olan ulusal ve uluslararası ilgiye cevap vermek için alt ve üst yapıyı güçlendirmek için çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. Bizler OSB Yönetim Kurulu olarak başta Van TSO olmak üzere ekonomik paydaşlarımızla, kamu tarafının tüm kurum ve kuruluşları ile sivil toplumun bileşenleriyle birlikte ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda halkımızın birliği ve beraberliği, milletimizin huzur ve refahı ve toplumsal barışı için bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonraki süreçte de amansız ve fakatsız olarak her kesimle işbirliğine ve güç birliğine hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.”