Van’ın Erciş ilçesinde ikamet eden Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun’un ‘Kürtlerin Anadolulaşma Süreci’ adlı kitabının ikinci baskısı çıktı.
Kitabının ikinci baskının genişletilerek okurlarına sunulduğunu belirten Altun, eserinin yeni verilerle ve tespitlerle güçlendirildiğini söyledi. Altun, “PKK 27 Kasım 1978'de kurulduğunda, Kürtlerin büyük çoğunluğu köylerde yaşıyordu. Kürtlerin kentlerdeki ekonomik etkinliği minimum düzeydeydi. 1984 Eruh-Şemdinli baskını ve yaşanan diğer çatışmalar, ardından gelen koruculuk derken köyler boşalmaya başladı. Koruculuğu kabul etmeyen köyleri devlet boşaltırken, kabul eden köyleri ise PKK boşaltıyordu. Bu süreçte büyük kentlere doğru bir göç başladı. Kürtler, kentlerin çekiciliği ve modern yüzüyle tanıştılar. Bir süre sonra esnaflık yapmaya ve kentin yönetimsel yapısı içinde yer almaya başladılar. Ardından, zenginleşerek burjuvalaştılar. Akdeniz, Ege, Marmara, İç Anadolu, Doğu ve Batı Karadeniz, Kürtlerin ekonomik ve sosyal yaşamda yükseldiği bölgeler haline geldi. Anadolu’nun bakir kasabaları ve kentleri Kürtler sayesinde büyüdü. Topraklarını terk etmek zorunda kalan bu insanlar, ucuz işgücü ve nüfus yapısıyla mevcut kentleri ve bu kentlerin kapitalist işletmelerini büyütmekle kalmadılar, bir yandan kendileri zenginleşerek büyük sektörel faaliyetlere giriştiler. Üstelik yönetimsel yapı içinde de var olmayı sürdürdüler. Küçük esnaflıkla başlayan süreç, Kürtlerin kapitalistleşmesiyle zirveye ulaştı. Dün Doğu’nun köylülüğünü oluşturan Kürtler, bugün itibariyle Türkiye burjuva sınıfının bir parçası haline gelmiş ve Türkiye’yi yönetir konuma yükselmiştir. Kısacası Kürtler yaklaşık kırk yılda büyük bir toplumsal değişimden geçti. Doğudan batıya büyük nüfus hareketliliği yaşandı. Doğu, nüfusunun üçte ikisine yakın bir bölümünü Batı’ya kaptırdı. Bütün bu somut veriler dikkate alındığında, birinci dereceden yakınları Batı’da idari ve ekonomik anlamda büyük maddi kazanımlar elde etmişken, Doğu da kalanların ayrı bir devlet için canla başla çalışmalarını beklemek ne derece gerçekçi olur. Türkiye Kürtlerinin günümüz itibariyle sahip olduğu bu yeni gerçekliği dikkate almak ve bir kez daha düşünmek zorundayız. Aksi takdirde Türkiye zemininde bilimsel çözüm odaklı siyaset yapmak ve siyasette ilerlemek pek mümkün olmayacaktır” dedi.
Altun, farklı bir bakış açısıyla kaleme alınan eserinde, Kürtlerin geçirdiği tarihi, sosyal, ekonomik ve kültürel değişimi ve giderek Anadolulaştığı yönünde bir değişim geçirdiğini ve kuramsal bir çerçeveye oturduğunu da anlatarak, “Kürt meselesini bilimsel boyutuyla anlamak isteyenler, siyasi değerlendirmelerin ötesinde bir analiz yapmak durumundadırlar. Duygusal, yahut siyasi değerlendirmeler bizi bilimsel değil, soyut sonuçlara götürecektir. Altyapı bilimsel bir şekilde incelenirse, üstyapı çalışmaları çok daha gerçekçi bir zeminde yürüyecektir” ifadelerinde bulundu.