Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur'un Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden seçilen AK Parti Milletvekillerine hitaben ciddi bir ayar niteliğinde yazdığı yazı..
Fuat Uğur'un Türkiye Gazetesi'nde yayınlanan yazısı..
AK Parti’nin sanal Kürt milletvekilleri ve Mardin’de fırtına gibi esen yeni Vali
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman bazı yabancı ülke siyasetçilerinin HDP’yi “Kürt partisi” olarak nitelemesine tepki göstererek “AK Partili 70 Kürt vekili nereye koyacaksınız” dediğini biliyoruz.
AK Parti’deki Kürt milletvekillerini tanıyanınız var mı?
AK Parti iktidarı döneminde Kürt vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu’da, son 15 yılda, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana yapılanın on katından fazla yatırım yapıldı. Bundan 20 yıl önce “Kürt'üm” diyenin hapse atıldığı bir ülkeden, TRT Kürdi’nin yayın yaptığı, ilkokullarında Kürtçe eğitim verilen, üniversitelerinde Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açıldığı, Kürtçe siyasi propagandanın yapılabildiği bir ülkeye evrildik.
Bütün o bölgesel kalkınmaya ve demokratik açılımlara rağmen Güneydoğu’da halkın hâlâ önemli bir kısmı HDP diyor. Gayet açık ki siyaset ve kimlik aidiyeti, hizmetin, kalkınmanın ve demokratik açılımların önüne geçmeye devam ediyor. Dolayısıyla AK Parti bölgeden oy almak istiyorsa HDP’ye oy veren Kürt vatandaşları siyaseten ikna etmek zorunda.
AK PARTİLİ VEKİLLER VE HDP TİYATROSU
Fakat ne hikmetse, AK Partinin bölge siyasetçileri, il yöneticileri, vekilleri, bir defa olsun bölgedeki tek siyasi rakipleri olan HDP’yi ağızlarına almadan, bir defa bile HDP'yi eleştirmeden, Allah rızası için bir defa olsun HDP-PKK ikilisinin bölgeye yaşattığı zulme vurgu yapmadan siyaset yapmak gibi bir tiyatronun içindeler. Hendek ihaneti içerisinde bütün Güneydoğu alev alev yanar, şehirler boşalırken AK Partinin bölge milletvekillerinden çıkıp bir itiraz yükselten, PKK-HDP'nin karşısına dikilip "Yeter Kürtlere ettiğiniz zulüm" diye bir karşı duruş gösteren oldu mu?
Niçin AK Partinin Güneydoğu siyasetçileri; ne zaman konu HDP olsa saklanıyor, tek kelime etmeden susuyorlar?
Üstelik HDP/PKK siyaseten her fırsatı veriyor. Hendekler kazarak, şehir savaşçılığı oynayarak, yüz binlerce Kürt'ü evinden ederek, piknik yapan, odun toplayan köylüleri katlederek, okulları yakıp, çocukları kaçırıp, kadınlara tecavüz ederek.
Son zamanlarda ise karısına şiddet uygulayan Mensur Işık ile evli bir kadına tecavüz eden Tuma Çelik’in adlarını işittik. İkisi de HDP’li.
E çık kullan bunu!
Peki, AK Parti içindeki Kürt vekiller tüm bunlar olurken nerede?
Allah rızası için birinin bile çıkıp, bu son iki olayı protesto edip karısını döven ve tecavüzcü milletvekilini bile korumaya alacak denli gözü dönmüş HDP ve arkasındaki PKK’ya iki çift laf ettiğini işiten var mı?
Bir de bunun ötesinde işin içine kirli rant ilişkileri girince güvensizlik katlanarak devam ediyor. Özellikle yerelden kaynaklı sebeplerden, kirlenmişlikten, rant ilişkilerinden dolayı aşın ve işin bölgede adaletli dağıtılamamış olması, AK Parti’nin Güneydoğu’da bir türlü beklenen patlamayı yapamamasına, dahası bölge halkının partiden yana umutlarını yitirmesine neden oluyor. Zaten AK Parti’nin oyu bugüne kadar yalnızca Erdoğan’ın bölge insanı üzerindeki kredisiyle geldi.
Oysa AK Parti’li Kürt milletvekilleri çalışmaya odaklanıp “iktidar ve rant” ilişkilerinden uzak durabilseler, HDP’ye oy vermiş mahallede ciddi bir yılgınlık ve yorgunluk var. HDP seçmenleri artık Kandil'in savaş politikalarından ve bitmek bilmeyen gerginliklerden bıkmış durumdalar. Partinin jiletçi takımının o keskin söylemleri artık kimseleri heyecanlandırmıyor. Dahası HDP’ye son 4-5 yıldır âdeta hâkim olmuş, Kürtler üzerinden iktidar ve devrim devşirmeye hevesli Türk solundan büyük hoşnutsuzluk var.
Size çok ilginç bir bilgi aktarayım. Bölgede seçim dönemi iflah olmaz kemikleşmiş kesimin dışındaki vatandaş HDP’nin listesine hiç bakmıyor bile. Önce AK Parti listesine bakıyor, kimler aday gösterilmiş, kendilerine nasıl seçenek diye sunulmuş diye. Listede zaten yıllardır bildikleri, yıpranmış, ahlaki ve ekonomik her anlamda kirlenmiş isimleri görünce, dönüp yine HDP’ye veriyor oyunu.
Eğer bir ilçede İŞKUR tarafından açılan iş imkânlarını yerel bir parti yöneticisi tüm akrabalarına dağıtırsa istediğin kadar yatırım yap, bölge insanı notu verir.
Soruyorum, Cumhurbaşkanı bütün bu sosyal hak ve imkânları böylesine adaletsiz kullanılsın diye vermiş olabilir mi? Ama sonuçta faturayı seçimde Cumhurbaşkanı ödüyor!
Bu durumda sormadan edemiyor insan; bölge halkı hiçbir şartta kendilerinin sesi olmayan bu insanlara niçin güvensin?
YENİ MARDİN VALİSİ NEDEN ALKIŞLANIYOR SİZCE?
Bakın dün gazeteci Mehmet Çek yazdı. Son kararname ile Mardin’e atanan Vali Mahmut Demirtaş’ın icraatlarından haberdar mısınız? Şu anda HDP’ye oy veren vatandaşlar dâhil herkes ayakta alkışlıyor. Çünkü Mahmut Demirtaş tarafından yürütülen operasyonlar çok dikkat çekici. Demirtaş, belediyelere ve diğer kamu kurumlarına âdeta satırla daldı. Çünkü başka çaresi yoktu. Bugüne kadar şehirde çok önemli kademelerde görev yapmış bürokratlar, daire başkanları gözaltına alınıp tutuklandı. Mardin’de bir BEYAZ ELLER OPERASYONU sürüyor.
Mardin için ihtiyaç olan bölgedeki diğer iller için de ihtiyaç. Tüm Güneydoğu bu temizlikten nasibini almalı.
Çünkü bölge halkı “Ya terör örgütünün temsilcilerini seçeceksin ya da benim menfaat düşkünü rantçılarımı” ikilisinden daha iyi bir seçeneği hak ediyor. Bölgede AK Parti ve bürokrasinin üzerinden bu rant çetelerinin gölgesi kaldırılmalı.
Bu rant cetelerinin kim olduğunu merak eden AK Partinin Genel Merkez Koordinatörleri bir günlüğüne gittikleri şehrin 5 yıldızlı otellerinden, lüks lokantalarından çıkıp birkaç gün hayata karışırlarsa gerekenler önlerine gelecektir zaten.