Tarih: 04.11.2024 23:21

TÜSİAD'dan Kayyum Atamalarıyla İlgili Kritik Açıklama

Facebook Twitter Linked-in

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), yerel yönetimlere yapılan son kayyum atamalarına tepki gösterdi. Dernekten yapılan açıklamada, kayyum kararı alınan belediye başkanlarının yerine getirilecek kişilerin demokratik yollarla belirlenmesi gerektiği vurgulandı. TÜSİAD açıklamasında, kayyum atamalarıyla halkın, seçimle iş başına getirdiği yöneticilerden mahrum edildiğine ve aslında cezalandırılanın yöneticiler olmadığına, halk olduğuna işaret edildi. 

SİYASET ARENASINDA KAYYUM TARTIŞMALARI SÜRÜYOR

Özellikle Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün görevlerinden alınmaları sonrasında, kayyum atamaları siyasetin en çekişmeli konularından biri haline geldi. Bu durumun ardından yaşanan tepkiler arasına, TÜSİAD'ın sert ifadeleri de eklendi. Derneğin açıklamasında, hukuk devleti olmanın önemi ve demokrasinin korunması gerektiği vurgulandı. 

Toplumsal ve ekonomik sorunların aşılabilmesi için özgürlükleri kısıtlayan uygulamalardan sakınılması gerektiğine dikkat çeken TÜSİAD, Türkiye'nin uluslararası alandaki etkinliğinin demokrasi ve hukuk devleti olma niteliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Ayrıca yaptığı değerlendirmede, hukuk güvenliğinin ve öngörülebilirliğin sağlanmasının önemini vurgulayan TÜSİAD, "etki ajanlığı" olarak bilinen yasal değişikliklerin belirsizlikler içerdiğini ve haklar ile özgürlüklere orantısız kısıtlamalar getirebileceğinin altını çizdi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

   "Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalıyız.

   Ülkemizin dünyada siyaset ve ekonomi alanındaki etkisini, demokrasisinin ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir.

   Kanunlar tüm vatandaşları ve kurumları bağlayıcıdır. Bununla birlikte, gündeme gelen her bir siyasi gelişme veya mevzuat değişikliği algı ve beklentiler üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle her bir adımımız demokrasinin ve güven ortamının iyileştirilmesi beklentilerine hizmet etmelidir.

   Yerel yönetimlere kayyım tayini uygulaması, sonuç olarak o kentte ve ilçelerde yaşayan yurttaşları seçilmiş bir yerel yönetimden mahrum etmek sonucunu doğurmaktadır. Kayyım ataması bağlamında cezalandırılan, görevden alınan yerel yönetici değil, onu seçen halk olmaktadır. Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli ve görevden alınan yerel yönetici hakkındaki ceza soruşturması da bir taraftan kendi mecrasında sürdürülebilmelidir.

"ÖZGÜRLÜKLERİ DARALTAN DÜZENLEME VE UYGULAMALARDAN KAÇINMALIYIZ"

   Yine son haftalarda TBMM gündemine gelmiş olan ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu değişikliğinin içerdiği belirsizlikler, çelişkili ve tartışmaya açık uygulamalara neden olabilecek ve hak ve özgürlüklere orantısız bir sınır getirebilecektir. Mevcut haliyle, STK’ların, basının, araştırmacı ve akademisyenlerin hangi eylemlerinin suç oluşturabileceğine dair çok sayıda belirsizlik içeren yeni suç tarifinin herkes için güvensiz ve öngörülemez bir ortam yaratması riski bulunmaktadır.

   Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalı, hukuk güvenliği ile öngörülebilirliği sağlamalıyız."

Kaynak: Enson Haber




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —