Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayınladığı 2023 yılı Biyoteknoloji İstatistikleri'ne göre Türkiye'de biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren girişim sayısı, 2020 yılına oranla büyük bir artış göstererek 687'ye yükseldi. Biyoteknolojik ürün veya süreç geliştirme, üretim ve Ar-Ge çalışmalarını içeren bu faaliyetlerde en çok küçük işletmelerin etkin olduğu görüldü. DNA/RNA tekniklerini kullanarak öncülük eden bu girişimlerin çalışan sayısı açısından dağılımında küçük ölçekli işletmelerin ağırlığı dikkati çekiyor.
DNA/RNA TEKNİKLERİ ÖN PLANDA
DNA/RNA tekniklerinin, biyoteknoloji alanında en fazla tercih edilen metotlar arasında yer aldığı saptandı. Bu teknikleri kullanan girişim sayısı 326 olurken, bunu süreç biyoteknolojisi ve proteinler/moleküller ile ilgili teknikler takip etti. Biyoteknolojik çalışmaların uygulama alanlarına bakıldığında ise insan sağlığı, tarımsal biyoteknoloji ve spesifik olmayan biyoteknoloji seçeneklerinin tercih edildiği belirtildi.
PİYASADA BİYOTEKNOLOJİ ÜRÜNÜNÜN YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRDI
TÜİK'in raporuna göre, piyasadaki biyoteknoloji ürünü sunan girişim sayısı son üç yılda 302'den 400'e yükseldi. 687 girişimin büyük çoğunluğu, biyoteknolojinin gerekliliği doğrultusunda ürün ve hizmet geliştirme süreçleri yürütürken, biyoteknolojiyi merkeze alan stratejiler izleyen işletmelerin sayısının da önemli ölçüde arttığı belirtildi.
PATENT TESCOİLİNDE ARTIŞ
Biyoteknoloji alanında patent başvurusu ve tescili sayıları da artış gösterdi. Patent başvuruları 2023 yılında 167'ye çıkarken, tescil edilen patent sayısı 130 olarak kaydedildi. Bu rakamlar, sektördeki yenilikçi girişimlerin artan oranda korunabildiğini göstermektedir.
AR&GE HARCAMALARINDA DİKKAT ÇEKEN ARTIŞ
Biyoteknoloji alanındaki Ar-Ge harcamaları, 2023 yılında 2 milyar 493 milyon TL olarak gerçekleşti, bu harcama 2020 yılında 446 milyon TL düzeyindeydi. Biyoteknoloji sektöründeki bu yatırımların, toplam Ar-Ge harcamaları içerisindeki payı ise %1,01 seviyesinde seyretti.
BİYOTEKNOLOJİ SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM VE ENGELLER
Sektörde çalışan kişi sayısı ise 3 987 olarak belirlendi, bu kişilerin yaklaşık yarısı kadın iken, çalışanların eğitim seviyeleri de dikkat çekici çeşitlilik gösterdi. Biyoteknoloji sektöründe Ar-Ge faaliyetleri önündeki engeller incelendiğinde, "sermayeye erişim" ve "nitelikli insan kaynağına erişim" en büyük sorunlar olarak öne çıkarken, biyoteknoloji ürünlerinin piyasaya sürülmesinde de sermayeye erişimin engel teşkil ettiği görüldü.
Kaynak: Van Postası Gazetesi