Dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ünlü oryantal Tanyeli'nin vasiyeti ortaya çıktı. Sanatçı, son isteği olarak annesinin yanında, Bodrum'da toprağa verilmek istediğini belirtti. 2,5 yıldır pankreas kanseriyle mücadele eden Tanyeli, sevenlerini yasa boğdu.
Vasiyet Gerekçesi ve Cenaze Detayları
Zincirlikuyu Camii’nde öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Tanyeli'nin naaşı Bodrum'a götürülecek. Ailesi ve yakın çevresi, sanatçının vasiyetini yerine getirmek için harekete geçti. Vasiyetin gerekçesi ise annesine olan derin bağlılığı olarak değerlendiriliyor.
Hayata Karşı Pozitif Yaklaşımı ve Pişmanlıkları
Tanyeli, hastalık süreci boyunca pozitifliğini korumuş ve hayatına dair önemli mesajlar vermişti. Yaşadığı en büyük pişmanlığın içe kapanmak olduğunu dile getiren sanatçı, duygusal ve ince düşünceli olmanın önemine vurgu yapmıştı.
"İçime atmak, çok büyük pişmanlığım... Ama baktığımda duygusal, ince düşünceli olmasaydım, insanları kırıp geçseydim belki bu dostları da biriktirmezdim," ifadelerini kullanan Tanyeli, kendini gururla taşıdığı anıları paylaşmıştı.
Farklı Alanlardaki Başarıları ve Yaşam Felsefesi
Tanyeli, sadece sahnedeki başarısıyla değil, farklı alanlardaki girişimleriyle de dikkat çekmişti. Brezilya'da yaşamanın, Amerika'da üniversite okuyup İngilizce öğrenmenin yanı sıra Orlando'da köfte ekmek satarak ve Avustralya'da event şirketi kurarak hayatının farklı dönemlerinde edindiği deneyimleri anlatmıştı.
Tanyeli, "Ben aslında bu popüler kültüre de “Tamam, beni teslim alın” dememişim hiçbir zaman. Beni bunalttığı noktada yine ruhum ne istediyse onu yaptım," diyerek özgür ruhunu ve yaşam felsefesini gözler önüne sermişti
Ünlü oryantal, yaşadığı en büyük pişmanlığı hastalık sürecinde şu sözlerle anlatmıştı:
"İçime atmak, çok büyük pişmanlığım. Ama baktığımda duygusal, ince düşünceli olmasaydım, insanları kırıp geçseydim belki bu dostları da biriktirmezdim. Kendimle çok gurur duyduğum şeyler var. Brezilya’ya gittim, 6 ay kaldım. Türkiye’nin en iyi oryantaliyken Amerika’ya gittim, üniversite okudum, İngilizce öğrendim. Ben aslında bu popüler kültüre de “Tamam, beni teslim alın” dememişim hiçbir zaman. Beni bunalttığı noktada yine ruhum ne istediyse onu yaptım. Ünlüyken hayat maddi yönden çok kolay. Ama ben rahatlığı bırakıp köfte ekmek sattım Orlando’da. 1 sene sonra hazıra dağ dayanmadı çünkü. Hiç şikâyetçi değilim, iyi ki yaptım. Avustralya’ya gittiğimde event şirketim vardı, organizasyon, catering yaptım. Elimden her iş gelir benim."