Tarih: 03.11.2024 09:37

“Tadınız tuzunuz yerinde olsun”

Facebook Twitter Linked-in

Halk Sağlığı Uzmanı Uzman Doktor Edanur Köyceğiz, Sodyum klorür (NaCl) olarak da bilinen tuz; besin hazırlamada, besinlerin dayanıklılığının artırılmasında kullanılan önemli bir madde olduğunu vurguladı.
Kutadgu Bilig’in “Bu şa’ir sözi sözke kattı tuzı” şeklinde yer alan 711. beyitinde sözü güzelleştirmek anlamında söze tuz katmak ifadesi kullanıldığını hatırlatan Uzman Doktor Edanur Köyceğiz, “Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi tuzun da aşırı kullanımı insan sağlığı için sakıncalıdır. Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından, besinlerle aldığımız dahil günlük toplam tuz tüketiminin 5 gramı (1 silme tatlı kaşığı veya 1 tepeleme çay kaşığı) geçmemesi önerilmektedir. Oysa 2008 yılında ülkemizde yapılan SALTurk çalışmasında tuz tüketimimizin ortalama 18,01 gr/gün, SALTurk-2 çalışmasında (2012) 14,8 gr/gün, Türkiye Hane Halkı Araştırması’nda 9,9 gr/gün olduğu tespit edilmiştir.” dedi.
“Aşırı tuz kullanımı zararlı”
Tansiyon ya da kan basıncın düşüklüğünde hemen tuzlu ayran içme nedeninin tuzun tansiyonu yükseltici etkisi olduğunu ifade eden Uzman Doktor Edanur Köyceğiz, “O halde tuzun fazla kullanımı, normal olan tansiyonumuzun da yükselmesine sebep olabilir. Nitekim yapılan çalışmalarla da her 100 mlmol/gün tuz tüketiminin sistolik tansiyonda (büyük tansiyon) 5,8 mmHg, diastolik tansiyonda (küçük tansiyon) ise 3,8 mmHg artışa yol açtığı gösterilmiştir. Bunun yanında, fazla miktarda tuz alımı böbrekten kalsiyum atılımını artırdığı için kemik yapıyı olumsuz etkileyerek osteoporoza (kemik erimesi) sebep olabilir. Aşırı tuz tüketimi ayrıca kalp-damar hastalıkları, kanser, böbrek hastalıkları ve obezite gibi birçok hastalıkla ilişkili bulunmuştur.” şeklinde konuştu.
“Önce yemeğin tadına bakalım”
Tuz kullanımının önerilen sınırlarda tutmak adına yapılacakları Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Bülteni’nde sıralayan Uzman Doktor Edanur Köyceğiz, sözlerine şöyle devam etti, “Yiyeceğimiz yemeğin tadına bakmadan tuz ekleme alışkanlığımızdan vazgeçmeliyiz. Damak tadımızın değişebildiğini bilerek az tuzlu yemeye kendimizi yavaş yavaş alıştırmalıyız. Taze sebzeleri tuz eklemeden tüketmeliyiz. Böylece tuz yerine sebzenin gerçek tadını almamız da mümkün olacaktır. Yiyeceklerimizi tuzla tatlandırmak yerine kültürümüzde geniş bir yere sahip olan baharatlara bir şans vermeliyiz. Hayatınızda tuz dahil her şeyin dengeli ve yeterli miktarlarda yer aldığı, sağlıklı günler dilerim.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —