Avrupa Birliği Erasmus Plus Programı Stratejik Ortaklıklar kapsamında desteklenen İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi tarafından yürütülen ‘‘Sosyal İçerme Aracı Olarak Dövüş Sanatları’’ projesinin ikinci ayağı Malatya İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
‘‘Sosyal İçerme Aracı Olarak Dövüş Sanatları’’ projesi, uzak (kırsal) alanlardaki okullarda beden eğitimi öğretmenlerine dövüş sanatlarını (özellikle savunma sanatlarını) tanıtacak eğitimler vermeyi amaçlıyor. Proje kapsamında aynı zamanda kırsal alanlardaki okullarda okuyup da sosyal açıdan dezavantajlı durumdaki özel gereksinimli öğrencilere savunma sanatları eğitimi veriliyor. 7 Avrupa ülkesinin katılımıyla gerçekleşen projenin ilk toplantısı Bulgaristan’da gerçekleşirken ikinci toplantısı İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde 6-7-8 Mart 2018 tarihlerinde gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında projenin yürütücülerinden ve proje ortağı ülkelerden gelen 15 temsilci Malatya ilinde 3 gün süren olan toplantıya katılım göstererek çalışmalar kapsamında, ortak ülkeler ile fikir alışverişleri ve proje kapsamında şimdiye kadar olan zaman diliminde yapılan faaliyetler değerlendirildi.
European WingTsun Organisation Dövüş Sanatları CEO’su Stanislav Petrov Bagalev, kişilerin kendilerini nasıl savunacaklarına, zamanlamayı nasıl yapacaklarına, duygularını nasıl kontrol edeceklerine yönelik öğrencilere basit birkaç hareket gösterdiklerini söyledi.
Bagalev, orta ve lise düzeyinde okuyan engelli çocuklara savunma sanatını öğrettiklerini belirterek, öğrendikleri birkaç hareketle kendilerini daha iyi hissetmelerini ve topluma fazla katılımlarını sağlamayı amaçladıklarını kaydetti.
Proje koordinatörü görme engelli Petya Georgive Grudeva ise üyesi olduğu Bulgaristan’daki Maria Curie Association (MCA) kurumunun engelli insanlara yönelik çalışmalar yaptığını ifade etti.
Engellilerle ilgili çalışmalar yapan bir kuruluş olarak dövüş sanatlarıyla engellilerin topluma kazandırılmasının daha çok mümkün olabileceğini anlatan Grudeva, “Ortaklarımızın her birinin kendilerine özgü uzmanlık alanları var. İnönü Üniversitesi’nin bize kattığı imkanlar var. Farklı uzmanlık alanlarımızı bir araya getirerek, engelli bireylerin topluma daha fazla dahil edilmesiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. okullarımızda bizim saha alanlarımız” diye konuştu.
“Bu beni daha çok heyecanlandırdı”
Proje kapsamında eğitim veren Tekvando Mili Takım Antrenörü Nedim Türk, İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nin anlamlı bir çalışmaya imza attığını belirterek, “Benimde down sendromlu bir çocuğum var. Bu beni daha çok heyecanlandırdı ve projede yer almaktan mutluluk duydum. Engelli çocukları çok iyi tanıdığım için bu eğitimin en iyi şekilde yapacağımızı ve Türkiye olarak verimli olup, Avrupa’ya da örnek olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Bir araç olarak sporu öncelemiş olduk”
Proje’ye Belçika’dan katılan Karel Andrea Van Isacker ise proje kapsamında engeli bireylerin daha fazla sosyalleşmesinin sağlanabileceğini ifade ederek, “Topluma katılmayan insanların, topluma katılmaları için bir araç olarak sporu öncelemiş olduk. Bu kapsamda engelli bireyler bizim projemizin hedef kitlesini oluşturuyor. Sosyal olarak dezavantajlı olan çocuklarımızın, spor aracılığıyla kendilerine olan öz güvenlerinin artırılması, sosyal yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır” dedi.
İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Gündoğdu, Malatya İnönü Üniversitesi’nde gerçekleştirilen toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gündoğdu, Avrupa Birliği projemizin konusu, ‘Engelli bireylerin sosyalleşmesinin sağlanması.’ Bu proje, 7 ülkenin ortaklığında yürüyor. 7 ortaktan 4’ü Bulgaristan, ayrıca Belçika, Türkiye yer alıyor. Projenin ikinci toplantısı İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Saha çalışmalarımız oldu. Saha çalışmalarını ilde engelli bireylere spor eğitimi veren dört spor salonunda yaptık. Başarılı bir şekilde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Çok verimli bir eğitim gerçekleştirdik” dedi.
Türkiye nüfusunun yüzde sekizinin engelli bireylerden oluştuğuna dikkat çeken Gündoğdu, “Yalnız bu engellilerden kendilerini ifade edebilen oran çok çok azınlıkta. Biz bu tür projelerle engelli bireyleri keşfedip, topluma kazandırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.