Tarih: 11.10.2019 10:38

Yüzdeki lekelere dikkat

Facebook Twitter Linked-in

Dr. Nüket Eroğlu, kış mevsiminin lekelerle mücadelede için en doğru zaman olduğunu belirtti.

Medikal Estetik Hekimi Dr. Nüket Eroğlu, “Aynaya baktıkça lekeleriniz acımasızca size göz kırpıyorsa psikolojinizi bozmayın. Lekelerle baş etmek hiç de zor değil” dedi.

Seçilen doğru lazer uygulamalarının kişiyi mevcut lekelerinden kurtarabildiğinin altını çizen Dr. Nüket Eroğlu, lazer tedavileri evde hazırlanabilen basit ama etkili doğal yöntemlerle desteklendiğinde lekesiz ve parlak bir cilde kavuşmanın çok kolay olduğunu söyledi.

Son yıllarda lekeler ve damar oluşumlarının birlikte seyrettiğinin kanıtlanmasından sonra leke tedavisinin kalıcı olması için damar büyüme faktörü denilen VEGF üzerine gidilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Eroğlu, 585 Pro Yellow Lazer ile hem damar hem de leke tedavisinde kalıcılık bakımından olumlu gelişmeler elde edildiğini belirtti.

Dr. Eroğlu, “Lazer tedavileri ile teknolojiden yararlanırken doğadan elde edilen doğal yöntemleri kullanmalıyız. Evde temizleyici, tonik ve maskeler hazırlayarak yüksek teknoloji ve doğanın gücünü birleştirmeliyiz. 1927 Thulium Lazerin melanositlerde en etkili lazer olduğunu ve lekeleri silmedeki üstünlüğü için ‘baby face’ diye isimlendirilir. Thulium Lazerin etkisinin kalıcı olması için mutlaka 585 Pro Yellow Lazer ile uygulanmasının gerekliliği var. Akne izi ve keratozlarda Radyofrekanslı Fraksiyonel CO2 Lazer, çil tedavisinde Nd Yag Q Swıched Lazer, leke tedavisinde thulıum lazer, damar tedavisinde pro yelow lazer cilt yenileme ve sıkılaştırmada 1540 ve 1550 erbıum lazer altın standarttır. Artık leke ve izlerde tek bir lazer uygulama devri bitmiştir. 3D baby face dediğimiz derinin farklı katmanlarına farklı amaçlarla uygulanan dalga boylarından oluştuğunu ve çok daha tatmin edici tedavi etkinliği sağlamaktadır” diye konuştu.

Normalde cilde rengini veren melaninin dengeli olarak vücuda dağıldığı için cildin tek bir ton olduğunu kaydeden Dr. Eroğlu, “Ancak melanin her zaman cilde eşit dağılmayabilir. Bu durumda ise cilt lekeleri oluşur. Çil, güneş lekesi, keratoz, melazma olarak kendini gösteren kahverengi lekelerin pek çok farklı sebebi daha olabilir. Genellikle, beyaz tenli kişilerde uzun süre güneşin altında kaldıktan sonra belirginleşen cilt lekeleri yaşlılık nedeniyle de artış gösterir. Güneşin bu zararlı etkileri, özellikle 40’lı yaşlarda artan güneş lekeleri, aktinik hasar dediğimiz cildin kabalaşması ve kalınlaşması, belli bölgelerde kızarıklık ve kabuklanma ve kanserleşme yatkınlığı olan deri tümörlerinin oluşumu ile kendini gösterir. Cilt lekeleri çok belirgin olmasalar dahi son derece rahatsız edicidir. Cildin temizlik ve bakımı sonrası yüzün en göze çarpan noktalarında sürekli büyüyen ve koyulaşan lekeler ruhsal sorunlara ve antisosyal olacak kadar içe kapanmaya neden olabilir. Lekelerin başlıca oluşma nedeni tam olarak belli değildir. İdiyopatik diye sınıflandırılan nedeni ailesel genetik eğilim ve güneşe maruziyet olan lekeler sıklıkla yeni damar oluşumları ve ince kırışıklıklarla kendini gösteren deri harabiyeti ile birliktedir. Yaşlılık, hormonal değişiklikler, stresten immun sistemin negatif etkilenmesi de leke oluşumunu arttırır. Karaciğer hastalıkları, doğum kontrol hapları gibi östrojen içeren bazı ilaçların ve yanlış kozmetik ürün kullanımlarının yan etkileri sebebiyle de ciltte kahverengi lekeler oluşabilir. Lekelere yüz, omuz, sırt, dekolte ve ellerde daha sık rastlanır” ifadelerini kullandı.

Lekelerin birbirinden farklı çeşitlerinin mevcut olduğunu vurgulayan Dr. Eroğlu, “Güneş lekeleri ve keratozlar geçiciyken melazmatik lekeler genetik eğilimle oluşur ve kalıcıdır. Lekeler, zamanla cilt rengini bazı yerleri koyu tondayken, bazı yerleri açık tonda olacak şekilde alacalı bulacalı maske gibi bir forma sokabilir. Ultraviyole ışınlarına uzun süre maruz kalmak güneş yanıklarına, ciltte renk değişimlerine ve cilt kanserine neden olabilir. Çok açık renk ve hassas ya da koyu ama melazmaya yatkın cilt tiplerinde yüksek koruma faktörlü güneş kremlerini yalnızca yaz aylarında değil yıl boyunca güneşin varlığını hissettirdiği günlerde de kullanmak gerekir. Havuz ya da denize girdikten sonra ile su damlacıklarının mercek etkisi yaparak cildi yakmaması için mutlaka kurulanmak gerekir. Ayrıca, kozmetik amaçlı cilde uygulanan ürünlerin güneşe çıkarken özenle temizlenmesi de önemlidir. Kullanılan kremlerin ve makyaj malzemelerinin de kalitesi de dikkat etmek gereklidir. Cildin sağlığı için sağlıklı beslenme ve günde iki litrenin üzerinde su tüketimi çok önemlidir” açıklamalarında bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —