Türkiye'nin son yıllarda uyuşturucuyla mücadele alanında tüm birimlerin koordinasyonuyla yürütülen çalışmalar neticesinde uyuşturucu kullanımına bağlı ölümlerdeki yüksek artış hızını kontrol altına alması dünyaya örnek oldu.
ANKARA (AA) - AA muhabirinin, "Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" dolayısıyla Sağlık Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye uyuşturucuyla mücadele alanında tedavi, rehabilitasyon ve sosyal hayata uyum programlarıyla yürüttüğü önemli çalışmalarla örnek gösterildi.
Ulusal düzeyde yapılan çalışmalar, siyaset, bürokrasi, sivil toplum ve bilimin birbirini tamamlayarak güçlendirdiği çok paydaşlı organizasyon yapısı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da takdirle karşılandı.
Uygulanan program DSÖ tarafından, "iyi uygulama örneği" olarak diğer ülkelerin istifadesine sunulmak üzere İngilizce yayın haline getirildi.
Türkiye'de uyuşturucuyla mücadele çalışmaları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay koordinasyonunda, Adalet, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Çevre ve Şehircilik, Gençlik ve Spor, Hazine ve Maliye, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı Bakanları ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu Başkanvekilinin katılımıyla oluşan "Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu" tarafından yürütülüyor.
Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu koordinasyonunda Türkiye'deki uyuşturucuyla mücadele çalışmaları, farklı dönemleri kapsayacak şekilde hazırlanan ve sonuncusu 2018-2023 yıllarını kapsayan, Uyuşturucu İle Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı kapsamında, uyuşturucuyla mücadelede koordinasyon, arzla mücadele, taleple mücadele, mevzuat düzenlemeleri, iletişim çalışmaları ve izleme değerlendirme alanlarında yürütülüyor.
Bu kapsamda, uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucu ticareti gibi suçlarda uygulanan cezai müeyyidelerin artırılmasına yönelik mevzuat düzenlemeleri yapıldı.
Bir kişi hakkında defalarca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmesi engellenerek sadece bir defayla sınırlandırılması sağlandı. 5 yıl içerisinde yeniden uyuşturucu kullandığı tespit edilenlere yönelik 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası getirildi.
Uyuşturucu kullanan bağımlıları tedaviye teşvik etmek ve hasta hekim arasındaki güven ilişkisini muhafaza etmek amacıyla uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak üzere sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri halinde sağlık mesleği mensuplarının bu kullanıcıları ihbar yükümlülüğü kaldırıldı.
Uyuşturucunun Türkiye'ye girişinin önlenmesi amacıyla kara, hava, deniz gümrük kapıları ve sınırlar, teknik donanım, insan gücü kapasitesi ve narkotik dedektör köpek sayısı yönünden güçlendirildi ve sınır güvenliği artırıldı.
Bagaj, kargo, araç, konteyner, tren tarama sistemleri gibi teknik cihazların sayısı 2014'ten itibaren yüzde 82 artırıldı. Gümrük kapıları, "yüz kayıt sistemi" gibi yeni teknolojik donanımlarla güçlendirildi.
Türkiye'de özellikle Güney Amerika ülkelerinden "yutucu kuryeler" (swallower) kullanılarak kokain türü uyuşturucu maddelerin girişini önlemek amacıyla, bu kuryelerin tespitini sağlayan "CT Tomografik Bagaj Kontrol Cihazı ve Yutucu Tespit Cihazı İstanbul Havalimanında" kullanılmaya başlandı.
"9 milyon 728 bin 981 öğrenci ve 32 bin rehber öğretmene eğitim verildi"155 Polis İmdat Hattı'nın yanı sıra "Uyuma" gibi mobil uygulamalar, oluşturulan WhatsApp ihbar hatları ile uyuşturucu ile ilgili ihbar sistemi kolaylaştırıldı. Sokak güvenliğinin artırılması için Türkiye genelinde narkotimler kuruldu.
Uyuşturucudan korunmanın en etkili yolu olan önleme çalışmaları güçlendirildi ve eğitim kurumlarına yönelik tedbirler artırıldı. Her yaş grubuna özel modüllerden oluşan Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) hayata geçirildi.
Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı kapsamında 32 bin rehber öğretmene eğitim verilerek, okullarda uyuşturucuyla mücadele programlarını yürütmeleri, öğrencilere doğru yaklaşım sergilemeleri, erken tanı ve tedavi süreçlerini desteklemeleri sağlandı.
2018-2019 eğitim-öğretim yılında 9 milyon 728 bin 981 öğrenci ve 2 milyon 514 bin 398 veliye, madde bağımlılığı modülü eğitimi verildi.
Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu üyesi tüm kurumlar tarafından 964 bin 399 kamu personeline bağımlılıkla mücadeleye yönelik hizmet içi eğitim verildi.
Böylece toplumun yanı sıra bağımlılıkla ilgili çalışan profesyonellerin de konuya ilişkin bilgi ve kapasitelerinin artması sağlandı.
Aile hekimlerine de eğitim verildiVatandaşın kolay ulaşarak, danışmanlık ve destek alabileceği birimler oluşturuldu.
20 bin 204 aile hekimi ve 17 bin 197 aile sağlığı elemanına bağımlılık eğitimi verilerek sorumlu oldukları nüfusta uyuşturucu kullanan birey ya da ailesine erken tanı ve danışmanlık hizmeti sunması sağlandı.
Sağlıklı hayat merkezlerindeki Psikososyal Destek Birimlerinde görev yapan psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimciden oluşan ekip tarafından kendisi ya da yakınları için bağımlılık konusunda danışmanlık almak isteyenlere yönelik hizmet verildi.
Böylece toplumun en kolay ulaştığı birinci basamak sağlık hizmetlerinde bağımlılıkla mücadeleye yönelik sunulan hizmetler yaygınlaştırıldı ve etkinliği artırıldı.
Uyuşturucu kullanan bireyler, yakınları veya uyuşturucuyla mücadele konusunda bilgi veya destek almak isteyenlere hizmet sunmak üzere 7 gün 24 esasına göre çalışan psikolog, sosyal çalışmacı gibi uzmanların görev yaptığı "Alo 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı" 8 Temmuz 2015'te hizmete açıldı. Bu hat aracılığıyla bugüne kadar 256 bin 518 bin çağrıya destek verildi.
Danışma hattında kendisi ya da yakını için arayan kişilerin isim, T.C. kimlik numarası gibi hiçbir bilgisi alınmadan hizmet veriliyor. Uyuşturucu kullandığını beyan eden kişilere, bağımlılık risk değerlendirmesi yapılırken, düşük ve yüksek riskli bireyler belirleniyor.
Risk değerlendirmesi sonucuna göre, düşük riskli bireyler, motivasyonel görüşme yapılarak aile hekimleri, sağlıklı hayat merkezleri, danışmanlık merkezleri ya da psikiyatri kliniklerine yönlendiriliyor.
Yüksek riskli bireyler ise tedavi için motivasyonel görüşme yapılarak AMATEM, ÇEMATEM gibi özellikli tedavi merkezlerine yönlendiriliyor. Tedavi merkezlerine yönlendirilen bireylerin, randevuları da danışma hattı tarafından alınıyor.
Danışma hattındaki görevli tarafından arayan kişinin kabul etmesi halinde 1 hafta, 15 gün, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 1 yılın sonunda olmak üzere yılda en az 6 defa geri dönüş araması yapılıyor.
Geri dönüş aramalarında tedavi sürecinin sürdürülmesi için destek, zorlanılan hususlara ilişkin çözüm önerileri, ihtiyaç duyulması halinde ise paydaş kurumlarla görüşmeler yapılarak sorunların aşılması sağlanıyor. Geçen yıl 30 bin 843 kişi, danışma hattı aracılığıyla yapılan geri dönüş aramalarıyla takip edildi.
Danışma hattını arayanların yüzde 62'si tedavi olma talebinde bulundu. Geçen yıl hattı arayanların yüzde 58'ini erkekler oluşturdu. Yine danışma hattına yönelik hizmet kalitesinin ölçülmesi ve memnuniyet araştırmalarında hattan hizmet alan vatandaşların yüzde 97'si verilen hizmetten memnun olduğu görüldü.
Tedavi birimlerine ve tedaviye erişim kolaylaştırıldı. Aile hekimlerinin uygun hastaların ayakta tedavi sürecinde görev almasının yanı sıra 81 ilde psikiyatri kliniklerinin de bağımlılık tedavisinde görev almaları sağlandı. Böylece bağımlılığa yönelik tedavi hizmetlerinin 81 ilde ulaşılabilir olmasına imkan tanındı.
Bağımlılara yönelik acil durumlarda müdahalede bulunan hastane acil çalışanları ve 112'de görevli personelin hizmet içi eğitimleri yapıldı.
Yataklı tedavi merkezlerinin hasta yükünü azaltmaya yönelik ayakta tedavi, danışmanlık programları hayata geçirildi, bu birimlere ve tedaviye erişim kolaylaştırıldı.
Tedavi merkezi sayısı 1200'e ulaştıTedavi merkezlerinin sayı ve kapasitesi de artırıldı. Tedavi merkezi sayısı 2014'ten bugüne kadar yapılan çalışmalarla 128'e, yatak kapasitesi ise 1200'e yükseltildi.
2014'ten bu yana yetişkinlere yönelik hizmet veren tedavi merkezlerindeki artış oranı yüzde 315, çocuk ve ergenlere yönelik hizmet veren tedavi merkezlerindeki artış oranında ise yüzde 566'lık artış sağlandı.
Zorunlu tedavi kararlarının uygulanabileceği güvenlikli tedavi merkezlerinin sayısı artırıldı ve sadece kadın hastalara yönelik hizmet sunan klinikler hizmete açıldı.
Tedavide kullanılan ancak geri ödeme kapsamında olmayan ve halk arasında "çip tedavisi" olarak bilinen "Naltrexon" implant formu geri ödeme kapsamına alındı. Genel Sağlık Sigortası kapsamı dışında kalan bağımlı hastaların, ücretsiz olarak tedaviye erişimini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yapıldı.
Tedavi sonrası rehabilitasyon ve sosyal uyum hizmetleri güçlendirildi. Bağımlı hastalar için rehabilitasyon modeli oluşturuldu. Daha önce 7 günlük arındırma tedavisinin ardından 14 gün olarak uygulanan rehabilitasyon programlarının daha uzun süreyle verildiği ayakta ve yataklı merkezler hayata geçirildi.
Tedavi ve rehabilitasyon sonrası sosyal hayata uyumu sağlamak amacıyla tedavi görmüş kişilere iş ve meslek kazandırmak için mesleki eğitim programları hayata geçirildi. 2015'ten itibaren 2 bin 629 kişi, işe yerleştirme, toplum yararına programlara yerleştirme, mesleki eğitim kursları gibi programlara dahil edildi.
Bağımlılık tedavisi görmüş kişilere yönelik manevi destek programları ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülüyor.
Bu çalışmalar sonucunda uyuşturucu kullanımına bağlı ölümlerdeki yüksek artış hızı kontrol altına alındı. 2018'den 2019'a geçişte ölüm sayılarında yüzde 52'lik azalma sağlandı.
Duygu Yener