Op.Dr. Suzan Gençsoy, Embriyo dondurulmasının tüp bebek tedavisi için başvuran çiftlere birçok kolaylık sağladığını söyledi.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr. Suzan Gençsoy, “Embriyoların dondurulması tüp bebek tedavisi için başvuran çiftlere birçok kolaylık sağlamaktadır. Embriyo transferi yapıldıktan sonra kalan embriyolar, embriyologlar tarafından takip edilir ve dondurulmaya uygun ise çiftin yazılı onayı alınarak dondurup, sıvı azot içinde ve -196C saklanır. Dondurulmuş embriyolar çözülecekleri zaman sıvı nitrojenden çıkarılır, oda sıcaklığında çözülür, koruyucu sıvıdan ayrılarak özel bir kültür ortamına alınır ve inkübatöre (embriyoların bekletildiği cihazlar) konulur. Aynı gün iyi görünen embriyolar anne adayına transfer edilir” dedi.
Tüm dondurulan embriyoların çözüldüğünde aynı canlılıkta bulunmalarının mümkün olmadığını ifade eden Dr. Gençsoy, “Fakat iyi bir dondurma çözdürme programında bu oran yaklaşık yüzde 95’tir. Yani genel olarak dondurulan her 10 embriyonun yaklaşık 9’u çözüldüğünde transfer edilebilir durumda olmaktadır. Ayrıca embriyolardaki canlılık orası nadir de olsa kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Dondurulmuş olan embriyolar; Tüp bebek tedavisi olup gebelik elde edilemezse, gebelik elde edilip düşükle sonlanırsa yada doğumla sonlanan bir gebelikten sonra çiftin 2. Bebek isteği olduğunda çifte ait dondurulmuş embriyolar çözülerek transfer edilir. Böylece kadına uzun süren hormon ilaçlarının verilmesi engellendiği gibi tüp bebek işlemindeki gerekli bütün aşamalar atlanacağı için maliyet olarak da son derece uygun bir kolaylık sağlamaktadır” diye konuştu.
Embriyo dondurma ve çözdürme işleminin oldukça fazla sayıda ve başarı ile uygulanmakta olduğunu kaydeden Dr. Gençsoy, “Hatta gelişen dondurma yöntemleri ve buna bağlı canlılık oranının yüksek olması sebebi ile çoğu hastada fresh transfer tercih edilmemektedir. Eğer embriyoların transfer edileceği dönemde kadına ait herhangi bir sorun ortaya çıkarsa (örneğin hormon tedavisi sırasında yumurtalıkların aşırı uyarılması) o zaman tüm embriyolar dondurulup, hem hastanın hayatını tehlikeye sokan riskler (OHSS) hem de yüksek hormon salgılanmasına bağlı gebelik şansının azalması gibi durumlar göz önüne alınarak tüm embriyolar dondurulur ve daha emniyetli bir zamanda çözülerek transfer edilebilirler. Yine rahim içi zarının (endometriumun) gebelik için uygun olmayan kalınlıkta olması durumunda da embriyolar dondurularak saklanır daha sonra rahim içinin daha iyi hazırlandığı başka bir dönemde transfer yapmayı tercih etmekteyiz. Merkezinde dondurma embriyo dondurma işleminde vitrifikasyon tekniği kullanılmaktadır. Bu yöntem kullanılarak embriyoların dondurup çözülmesinde oldukça başarılı sonuçlar elde etmekteyiz. Teknik olarak çok daha uzun süreler saklanabilmelerine rağmen ülkemizde embriyoların dondurularak saklanma süresi Sağlık Bakanlığı, Üremeye Yardımcı Teknikler Üst Kurulunun hazırladığı yönetmelik gereğince 5 yıl olarak belirlenmiştir. Daha uzun süre saklamak isteği Sağlık Bakanlığı tarafından değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.
Çözülmüş embriyoların nasıl transfer edildiği hakkında bilgi veren Op.Dr. Gençsoy, şöyle konuştu:
“Öncelikle hastanın yine adetle birlikte endometrium dediğimiz rahim içi tabakası hazırlanmaktadır. Bu hazırlık sürecini bazı hastalarda doğal siklus (yumurtlama) ya da estrojen içeren ilaçlarla yapmaktayız. Doğal siklusta folikül takibi yapıyoruz ve endometriumun kendi halinde kalınlaşmasını bekliyoruz. Transfer genellikle ovulasyondan 2-3 gün sonra planlanmaktadır. Kan hormon düzeylerini (E2, Progesteron) tüm bu süreç boyunca takip ediyoruz. Embriyolar transfer edildikten sonra ise progesteron ile destek tedavisi başlatıyoruz. Hazırlanmış siklus da ise Estrojen içeren bantları ya da hapları kullanıyoruz. Yine hem ultrasonla rahim kalınlığını takip ettiğimiz gibi hem de kandaki hormonal değişimi takip ediyoruz. Ortalama olarak adetin 16-18 günü gibi de endometrium ve hormonal durum uygun ise embriyoları çözüp transfer işlemini gerçekleştiriyoruz.”