Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, tüp bebek tedavisinde dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında bilgi verdi.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, “Normal koşullar altında bir bebek sahibi olamayan çiftler, modern tıbbın sunduğu imkanlarla bebek sahibi olabilmekteler. Uygun şartlarda yeterli sayıda ve sürede deneme yaptıkları halde gebelik gerçekleşmediğinde başvurulan doktor, öncelikle gebeliğe engel olan sebepleri araştırmaktadır. Kısırlığa sebep olan etkenler göz önünde bulundurularak çift için en iyi ve etkili tedavi yöntemi seçilir. Kadından, erkekten ya da her ikisinden kaynaklanan kısırlığın tedavisi için çok çeşitli tıbbi yöntemler bulunmaktadır. Bu tedavi teknikleri arasında bu günkü tıbbi olanaklar ışığında en kısa sürede gebelik meydana getiren yöntem tüp bebek yöntemidir. Tüp bebek; normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerde kadının yumurtası ve erkeğin spermlerinin vücut dışında, laboratuar ortamında döllenmesi ve döllenen yumurtalardan en başarılı olanların seçilerek cerrahi yöntemlerle kadının rahmine yerleştirilmesidir. Normal gebelik denemelerinden farklı olarak sadece güçlü ve gebeliğe uygun olan döllenmiş yumurtalar seçildiğinden ve hiçbir olumsuzluğa maruz kalmadan rahim içine direkt olarak yerleştirildiğinden başarılı sonuç alınabilme ihtimali çok yüksektir. Zira tüp bebek uygulaması şu an itibariyle kullanılan kısırlık tedavisi yöntemlerinin en pahalısı ve gebelik oluşumunda en etkili olanıdır” dedi.
Tüp bebek yönteminden başarılı sonuçlar alınabilmesi pek çok olumlu etkenin bir arada olmasına bağlı olduğunu ifade eden Dr. Fıçıcıoğlu, “Öncelikle yumurtalık rezervi fazla olan anne adaylarında gebelik gerçekleşme olasılığının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Kadınların yumurtalık rezervleri yaşa paralel olarak azaldığından, kısırlık kesinleştikten sonra erken yaşlarda tüp bebek tedavisi olanların gebe kalma ihtimalleri daha yüksektir. Tüp bebek, kadının yumurtaları ile erkeğin spermlerinin döllenme işlemi olduğundan erkeğin sperm sayısının ve kalitesinin de yüksek olması gebelik şansını artırdığı bilinmektedir. Bu etkenlerle beraber tüp bebek tedavisinde deneyimli uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilen işlemlerin daha başarılı sonuçlar verdiği de unutulmamalıdır” diye konuştu.
Dr. Fıçıcıoğlu, tüp bebek tedavisi sonrasında dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıdaladı:
“Yaşam koşulları düzenlenmeli: Tüp bebek tedavisi maddi açıdan zorlayıcı bir süreç olduğundan tedavi sonrasında doktorun tavsiyelerine harfiyen uyulmalı ve başarısızlığa yol açabilecek durum ve alışkanlıklardan kaçınılmalıdır. Örneğin sigara, alkol gibi sağlığı olumsuz etkileyen tüketimlerden, aşırı stresli ve yoğun iş, ev koşullarından uzak durulmalıdır.
Tüp bebek sonrası dinlenmek: Tedavinin ardından hemen ayağa kalkıp normal yaşamına devam eden kişilerle birkaç saat dinlenenler arasında başarı açısından bir fark görülmemiştir. Ancak tedavi sonrasında uzun süre evde ya da hastanede yatanların strese girdiği ve bu durumun tedaviyi olumsuz etkilediği bilinmektedir.
Cinsel ilişkiye dikkat: Tüp bebek tedavisi sonrasında hemen cinsel ilişkiye girilmesinin direkt olarak olumsuz etkisi gözlenmemiştir. Ancak ilişki esnasında nadiren de olsa kanama, yırtılma, zorlama, ağrı gibi sorunlar yaşanabileceğinden, birkaç gün ilişkiye girilmemesinin daha iyi olabileceğine dair fikirler bulunmaktadır.
İlaç kullanımı önemlidir: Tedaviden sonra doktorun tavsiye ettiği ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı, doktorun izni olmadan her hangi bir ilaç kullanmamaya özen gösterilmelidir. Örneğin progesteron içeren ilaçlar ve coraspirin bu süreçte önerilen ilaçlardandır.
İş koşulları önemlidir: Tüp bebek sonrasında çalışmaya devam etmenin gebelik oluşma şansını düşürdüğüne dair bir veri bulunmamaktadır. Ancak yoğun kimyasallara ya da stresli saatlere maruz kalınan bir işte çalışılıyorsa tüp bebek tedavisi sonrasında kısa bir izin kullanmak daha iyi olacaktır.
Tedavi öncesi var olan üreme sorunları olumsuzluğa sebep olabilir: Kısırlığa sebep olan yumurtalık ya da rahim problemleri tamamen ortadan kaldırılmadan uygulanan tüp bebek başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Sıvı tüketimi artırılmalı: Tüp bebek süresince kullanılan progesteronlu ilaçlar bağırsak hareketlerini azalttığından bu dönemde anne adayları kabızlık sorunu yaşayabilirler. Bunu en aza indirmek adına sıvı tüketimine, lifli gıdalarla beslenmeye ve özellikle de günde yaklaşık 2 litre su içmeye özen gösterilmelidir.
Spor ve yoğun fiziksel aktiviteler tehlikeli olabilir: Tüp bebek tedavisi sonrasında çok fazla hız ve efor gerektiren sporların, ağır fiziksel etkinliklerin yapılmasının embriyonun rahme tutunmasını zorlaştıracağı bilinmektedir. Ani ve zor bir hareket anında embriyo yerleştiği yerden hareket edebilir ve düşük olabilir. Bu sebeple tüp bebek tedavisi sürecinde en uygun spor yürüyüştür.
Genetik problemler testlerle tanımlanabilir: Tüp bebekte gebelik yakalandıktan sonra normal gebelik sürecinde olduğu gibi doktorla iletişim halinde olunmalıdır. Bu süreçte tedaviyi gerçekleştiren doktor tarama testi, ikili test ve üçlü test ile genetik sorunların varlığı ya da yokluğuna dair tespitlerde bulunacaktır.
Solaryum ve sauna yasak: Tüp bebek tedavisi sonrasında özellikle solaryum ve sauna gibi yüksek sıcaklık olan ortamlardan kesinlikle uzak durulmalıdır. Ayrıca havuza girilmesi de enfeksiyona sebep olabileceğinden kesinlikle önerilmemektedir.”