Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ümit Beden, yüzün en dikkat çekici yeri olan gözlerin yoğun iş temposu ve yorucu kent yaşamı derken daha yaşlı ve bitkin bir görünüme neden olabildiğini belirtti.
Yaşlanmanın çoğunlukla göz çevresinde başladığını kaydeden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ümit Beden, “Gerek genetik yapı, gerekse çevresel faktörler nedeni ile yıllar içerisinde göz çevresinde bazı istenmeyen değişiklikler gelişebilir. Bu değişiklikler kişiyi kozmetik olarak rahatsız edebilir ve yorgun-yaşlı görünmesine neden olabilir. Bu gibi problemlerin yoğunluğuna bağlı olarak hafif (ayaktan) veya daha etkin (cerrahi) müdahaleler uygulanabilmektedir. Genellikle yaşın ilerlemesi ile göz çevresinde oluşan ve kişiyi en çok rahatsız eden değişiklikler arasında göz torbalanmaları, kapak düşüklükleri ve cilt sarkmaları sayılabilir. Bazen göz kapağı derisinde torbalanma olmadan sadece sarkma ya da gevşeme de oluşabilir. Bu gibi durumlarda genellikle yüzeysel uygulamalar yeterli olmamakta ve cerrahi tedavi (bllefaroplasti - göz kapağı estetiği) gerekli olmaktadır” dedi.
Bu girişimlerde, alt ve üst göz kapaklarından fazla cilt ve yağ dokusunun çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Prof.Dr. Ümit Beden, “Ancak çıkarılan doku miktarlarının çok iyi planlanması, bazen de sadece yerlerinin değiştirilip bırakılması gerekli olabilir. Bu amaçla önce tam bir göz muayenesi ve cerrahi planlama gereklidir. Düzgün planlanarak yapılmış bir cerrahi işlem hastaya daha genç bir görünüm kazandırır. Fakat bunu gerçekleştirirken göz sağlığını bozacak veya tehlikeye atacak planlamalardan kaçınmak gereklidir. Bu nedenle cerrahi öncesi detaylı bir göz muayenesinin ne kadar değerli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki göz kapakları göz sağlığı açısından fonksiyonel olarak diğer göz dokuları kadar ve hatta bazı anlamlarda daha da önemlidir. Bu nedenle göz kapaklarının şekil ve fonksiyonlarının her hasta için detaylı incelenmesi oldukça önemlidir. Bu fonksiyonlar arasında düzenli göz kırpma refleksi, göz yüzeyinin düzenli ıslatılması, gözyaşı dağılımının sağlanması, korneanın korunması, göz yaşının gözden toplanması, uykuda göz korunması ve tüm bu koruma mekanizmaları ile enfeksiyonların önlenmesi gibi detaylar sayılabilir” diye konuştu.
Göz estetiği esnasında kapakların fonksiyonlarının iyi korunmasının yanında, hali hazırda bulunan ve göz kapak fonksiyonlarını etkileyen diğer problemlerin de iyi irdelenmesi gerektiğini belirten Dr. Beden, “Kapak gevşekliği veya kapak düşüklüğü gibi problemlerin olduğu olgularda bu gibi problemlerin de aynı seansta giderilmesi gereklidir. Aksi takdirde, ameliyattan sonra kapaklarda çekinti, pozisyon bozukluğu veya göz sulanması gibi problemler gelişebilir. Aynı şekilde, sadece sağlık amaçlı kapak problemlerinin giderilmesi için uygulanan ameliyatlarda da kapak estetiği için ilave müdahaleler eklenebilir ve bu tür müdahaleler esnasında daha iyi bir kozmetik görüntü de amaçlanabilir. Kısacası göz kapağı ameliyatları esnasında hasta hem göz sağlığı hem de kozmetik açıdan aynı anda ele alınmalıdır” açıklamalarında bulundu.