Prof. Dr. Ali Fuat Atmaca
Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Prof. Dr. Ali Fuat Atmaca, özellikle 50’li yaşlardan sonra görülmeye başlayan ve sinsi bir şekilde ilerleyen prostat kanserinin belirtilerinin genellikle hastalığın geç dönemlerinde kendini gösterdiğini, tedavide son yıllarda hastalar ve cerraha önemli konfor sağlayan robotik cerrahinin öne çıktığını belirtti.
Prof. Dr. Atmaca, “Cerrahinin ulaştığı en ileri teknoloji olan “da Vinci” robotik cerrahi, vücutta ameliyat kesisi oluşturmadan konforlu bir iyileşme süreci sağlıyor ve hastanın yaşam kalitesini artırıyor" dedi.
Memorial Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü doktorlarından Prof. Dr. Ali Fuat Atmaca, prostat kanserinde robotik cerrahi uygulamaları konusunda ise şöyle dedi:
“Prostat, erkeklerde idrar kesesinin hemen altında bulunan ve idrar yolunun bu kısmını çevreleyen, başlıca işlevi üreme ile ilgili olan 18-20 gramlık bir salgı bezidir. Özellikle yaş ilerlemesi ile birlikte sorun oluşturmaya başlayan prostatta iyi huylu büyümeler, kronik ya da akut prostatitler gibi iltihabi hastalıklar veya prostat kanseri gelişebilmektedir. Ailede, yani birinci derece yakınlarda prostat kanseri varlığının bulunması da bu riski önemli oranda yükseltmektedir. Ayrıca Afrika kökenli Amerikalılarda prostat kanserinin daha yaygın olduğu görülmektedir. Bununla birlikte tütün kullanımı, obezite ve ağırlıklı olarak hayvansal yağlarla beslenmenin de risk faktörü oluşturduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.”
‘Belirtiyi erken evrede vermiyor’
Prostat kanseri maalesef çok ileri evrelere ulaşmadıkça belirti vermemekte ve bu belirtiler ağırlıklı olarak ileri dönemde ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Atmaca, “Prostat kanserinin erken dönem belirtilerini, çoğu zaman iyi huylu prostat büyümesinden ayırt etmek mümkün olmamaktadır. Ancak kanserin ileri dönemlerinde lokal ya da uzak yayılım görüldüğünde yani metastaz yaptığında, mesane çıkımının tıkanması nedeniyle idrar yapamama, böbrek kanallarının tıkanması ve kemik ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu.
Prof. Dr. Ali Fuat Atmaca, prostat kanserinin tanısı, parmak ile rektal muayene ve kanda PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi sonrası yapılan biyopsi ile konulduğunu anlattı. Yapılan tetkiklerde şüpheli sonuçların elde edilmesi en önemli bulgulardan biri olmakla beraber, mutlaka kanser bulunduğu anlamına gelmediğine de işaret eden Prof. Dr. Atmaca, “Çünkü PSA kansere özgü değil, prostata özgü bir testtir. Bu değer prostatın iyi huylu büyümelerinde ya da iltihabi hastalıklarında da yükselebilmektedir. Parmakla rektal muayenede fark edilen sertlik ve düzensizlik gibi bulgular da prostat kanseri yönünden şüphe doğurmaktadır. Bulgular doğrultusunda hastalar için iki seçenek söz konusudur. Ya direkt ultrason eşliğinde prostat biyopsisi alınması ya da daha yeni bir teknik olan Multiparametrik Prostat MR’ı ile prostatın değerlendirilmesi ve “Füzyon Biyopsi” denilen yöntemle şüpheli alan veya alanlardan biyopsi yapılması gerekmektedir” dedi.
Robotik cerrahi hızla iyileştiriyor
Prof. Dr. Atmaca şöyle devam etti:
“Metastaz yapmamış yani uzak bölgelere yayılmamış lokalize prostat kanserinin en önemli tedavisi cerrahidir. Cerrahinin ise açık, laparoskopik ve robotik cerrahi olmak üzere üç farklı yöntemi bulunmaktadır. Duruma göre açık ya da laparoskopik ameliyatlar yapılırken, son yıllarda robotik cerrahi avantajlarından dolayı daha çok tercih edilmektedir. Hasarı riskini en aza indiriyor. Robotik cerrahi ile yapılan prostat ameliyatında, hasta karnında 5 adet küçük kesi açılmaktadır. Bu kesi bölgelerinde oluşturulan deliklere trokar olarak adlandırılan borucuklar takılmaktadır. Borucuklara robot kolları takılıp bu kollar içinden robotun kamerası ve cerrahi aletleri yerleştirilerek üç boyutlu, yüksek kalitede ve 10-20 kat büyütmeli olarak görüntü elde edilir. İleri derecede hareket kabiliyetine sahip olan robot kolları ile damar-sinir paketi adı verilen hem cinsel işlev bozukluğunu korumada hem de idrar kaçırmayı engelleme üzerinde etkisi gösterilmiş olan yapı korunarak, kanserli prostat çıkarılmaktadır. Böylece idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kaybı riskinin de ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Robotik cerrahi metastaz yapmış prostat kanseri ameliyatlarında da kullanılıyor. Robotik cerrahinin avantajları: 3 boyutlu görüntü ve görüntünün büyütülebilir olma özelliği ile robotik kolların hareket kabiliyeti cerrahi de önemli avantaj sağlar, Kan kaybı açık ameliyata göre az olmaktadır. Dolayısıyla kan nakli çoğunlukla gerekmez, Kapalı ameliyat yapıldığı için hastanın operasyon sonrası ağrısı az olur ve genellikle iki gün içerisinde taburcu edilir, İdrar kesesi ile idrar yolunun birbirine bağlanması mükemmel bir şekilde yapılır ve idrar yoluna yerleştirilen sonda bir hafta içinde çıkarılabilir. Açık ya da laparoskopik yöntemle yapılan prostat ameliyatlarından sonra idrar kaçırma ve penis sertleşme problemleri yaşanabilmektedir. da Vinci Robotik Cerrahi tekniği ile gerçekleştirilen prostat kanseri ameliyatlarında “Sinir koruma” tekniği sayesinde erkeklik sinirleri ve idrar tutma kasları daha iyi korunarak, hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek bu sorunların oluşma riski en aza indirilir. Önceleri lenf bezlerinde ve kemiklerde metastazı olan prostat kanseri hastalarına cerrahi uygulanmazken, bugün ise lenf bezinde ve sınırlı sayıda (3 veya 5’ten az) kemik yayılımı olan hastalarda prostatla birlikte lenf bezleri robotik cerrahi ile başarılı bir şekilde çıkarılmaktadır. Bu da hastanın yaşam konforu ve süresi açısından önem taşımaktadır.”