Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından, korona virüs pandemisi gibi toplumsal değişimlere yol açan durumların psikolojik analizi ve gençler üzerindeki etkilerinin ele alındığı “Covid 19 ve Gençlik” online söyleşi programı
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından, korona virüs pandemisi gibi toplumsal değişimlere yol açan durumların psikolojik analizi ve gençler üzerindeki etkilerinin ele alındığı “Covid 19 ve Gençlik” online söyleşi programı düzenlendi. Söyleşide, yeni tip korona virüsün etkileri ele alındı.
MTÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Orhan Derman, Uzm. Psikolog Şenay Ölmez, MTÜ Psikolojik Danışma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Aysel Özdemir ve MTÜ PDRM Psikolog Menekşe Baloğlu’nun sunumları ile gerçekleşen program ilgi gördü. Online söyleşi programına ayrıca MTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Aladağ ve Prof. Dr. Süleyman Serdar Karaca, Genel Sekreter Doç. Dr. Özlem Altuntaş, Dr. Öğr. Üyesi Neşe Karakaş ve fakülte ve meslek yüksekokullarından öğrenci temsilcileri de katıldı.
Rektör Prof. Dr. Karabulut, programda yaptığı konuşmada, gerçekleştirilen program ile Türkiye’deki gençlerin ihtiyaçları, imkanları, yapmak istedikleri ve ruh halleri ile ilgili mevcut durumu ve bu alanda ne gibi iyileştirilmelere gerek duyulduğunu tespit etmeyi hedeflediklerini belirterek, “Küresel bir virüs salgınının yanı sıra, küresel bir kaygı salgınıyla da yüz yüze kalınan bir süreç içinden geçiyoruz. Salgının oluşturduğu zorluklar hayatımızın her alanı gibi ruhsal durumumuzu da etkiliyor. Bu farklı ve zorlayıcı koşullar altında psikolojik sağlamlığımızı korumak ve desteklemek her zamankinden daha da önemli. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bu süreçte Uzaktan Eğitim ve Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezimiz ile öğrencilerimizin ve yine destek almak isteyen herkese online olarak destek hizmeti sunduk” ifadelerini kullandı.
“Pandemi sürecinde bilime katkı sağladık”
Pandemi sürecinin hayatın her alanında yoğun etki gösterdiğini ve en önemli olanın süreci doğru yönetmek olduğunu ifade eden Rektör Karabulut, “Bu süreci doğru yönetmek çok önemliydi, bizler de Cumhurbaşkanımızın, Sağlık Bakanımızın ve Yükseköğretim Kurulu başkanımızın öncülüğünde en az zarar ile bu süreci yönetmek gayreti içerisinde olduk. Üniversitemize kazandırdığımız, Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve bu bünyede hemşirelik bölümümüz ile aynı zamanda korona virüs sürecinde bilime katkı sağladık. Bu anlamda üniversitemizi destekleyen ve katkılarını sunan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Yekta Saraç’a, Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’ya bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
“Covid 19 rutinlerimizi değiştirdi”
Pandemi sürecinin psikolojik etkilerinin de yoğun olarak hissedildiğine dikkat çeken Karabulut, “Covid 19’un fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkileri de oldukça yoğun olarak hissedildi. Normal zamanlarda kaygı düzeyimizi optimum seviyelerde korumaya çalışırız fakat koronavirüs hızla yayıldığından aldığımız önlemlerle hayatımız, rutinlerimiz değişmek zorunda kaldı. Evde kalma sürecinin getirmiş olduğu zorluklar, sosyal izolasyon ve belirsizlikler de eklendiği zaman stres düzeyimizin arttığını görmekteyiz. Zor bir süreçten geçiyoruz ama hayat kaldığı yerden devam ediyor. Bu dönemi farkındalığımızı arttıran bir fırsat olarak görmeliyiz. Bize zamanla yarışmamamızın anlamsızlığını öğreten virüs sevdiklerimize sarılabilmenin ne büyük bir nimet olduğunu fark etmemizi sağladı” dedi.
Karabulut, “Birçok kişide de benzer şekilde kişinin içinde bulunduğu duruma göre değişen duygusal, bilişsel, davranışsal, fiziksel ve sosyal tepkiler olarak sınıflandırılan belirtiler görünmeye başladı. İşte burada görev biz eğitimcilere, sağlıkçılara, üniversitelere düşüyor. Öğrencilerimizin sosyal ve bilimsel olarak eğitimi konusunda önemli görevler üstlendik. Bu anlamda Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezimiz bu süreçte online rehabilitasyonlar düzenlerken, sosyalleşme anlamında da birçok etkinliğe imza attı. kurulduğu ilk günden itibaren bir yol haritası çizen üniversitemiz hedeflerine yeni hedefler katarak, büyümeye devam ediyor. Bugün Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin, gerçekleştirdiği hedefleri, öğrencilerimizin ürettikleri projelerini, ilimize ve ülkemize kattığı değeri görünce, öğrencilerimizin gözündeki ışığı görünce bir kez daha gurur duyuyorum. Ülkemizin üreten gençlik hedeflerini gerçekleştirmek üzere de her zaman hazır olduğumuzu belirtiyor, tüm akademik ve idari kadromuz ile bu anlamda özveriyle mutlulukla çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Zorluklar bizi dağıtmamalı daha güçlendirmeli”
Programda, Covid -19 pandemisinde ergenler ve gençler konusunda sunum yapan ve ailelerle ile gençlerin bu süreçte karşılıklı saygı temelli, mahremiyet ve özele saygılı, motivasyonel ve güç kaybederek değil güç kazanarak bu dönemden çıkmaları bu sürecin uzun dönem yan etkilerini en aza indireceğini belirten Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Derman, “Hegel’in dediği gibi ruh özgürlük ister, doğa zorunluluktur. 11 Mart 2020 tarihinden beri ne zaman biteceği belli olmayan bir pandemi süreci yaşıyoruz. Doğal bağışıklığın olmadığı zengini ile fakirin, köylüsü ile şehirlinin aynı risk ile karşı karşıya olduğu bu dönemde ilk başta kendimizi maske, mesafe ve hijyen ile korumaya çalışırken bu çabanın yanına aşıyı da ekledik. Gençler ve erişkinler arasında belirsizlik kaygıyı arttırdı. Ailelerle ile gençlerin bu süreçte karşılıklı saygı temelli, mahremiyet ve özele saygılı, motivasyonel ve güç kaybederek değil güç kazanarak bu dönemden çıkmaları bu sürecin uzun dönem yan etkilerini en aza indirecektir. Gençler arasında depresyonun yüzde 35, anksiyetenin yüzde 25 arttığı, intihar ve kendine zarar verme davranışları yükselme oranı gösterdiği bu dönemde değer oluşturmak, inanç sahibi olabilmek ile tutumlarımızı değiştirmeye başlarsak niyet ile davranışa erişebilme sahip olabiliriz. Zorluklar bizi dağıtmamalı daha güçlenerek birbirimizi daha iyi öğrenerek bu dönemden güçlenerek çıkabilmenin bizim elimizde olduğunu hiç unutmamız gerektiğini bilmemiz gerekir. Öğrenmek okumak ve dinlemekten daha ziyade rol model olarak gerçekliyor. Güven ilişkisi için de birbirimize danışmanlık hizmeti vererek doğru model olarak bu süreçten çıkabiliriz. Hayatta en fazla yükselenler dibe erişenlerdir” şeklinde konuştu.
“Koruyucu ruh sağlığı hizmetleri artırılmalı”
Covid 19 pandemisinde gençlerde depresyon konusunu ele alan Uzm. Psikolog Şenay Ölmez ise, “Gençlerde depresyon halk sağlığı sorunudur ve acil izlem gerektirmektedir. Pandemi süreci gençlerde umutsuz mutsuzluk oranını artırdı. Yaşamı sorgulayan gencin varoluşsal kaygılarını yükseltti. Eğitim başta olmak üzere ekonomik sorunlar ilişki sorunları pandemi sonrasında da devam edecek görünmektedir. Günlük yaşam ritmindeki değişiklikler gencin uyum becerilerini azaltmıştır. Gün içinde beş saat bilgisayar karşısında oturmak (ekran maruziyeti) depresyon riskini artırmaktadır. Bu nedenle geleceğimiz olan gençler için koruyucu ruh sağlığı hizmetleri artırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Üniversitelerde Psikolojik Danışma ve Rehberlik hizmetlerinin gerekliliği yüzüne çıkmıştır”
MTÜ PDRM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Aysel Özdemir de, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama Araştırma Merkezi olarak, üniversitemizin stratejik amaç ve hedefleri doğrultusunda, üstlenmiş olduğumuz misyona uygun olarak, başta üniversitemizin kıymetli öğrencileri ve çalışanlarına ve dolayısıyla topluma hizmet eden, profesyonel düzeyde danışmanlık ve rehberlik metotlarının kullanıldığı, nitelikli uygulama hizmetlerinin yanında bilimsel araştırma çalışmaları yapan, gizlilik, zarar vermeme-yararlılık, bireye saygı, adalet ve eşitlik ilkeleri ile hareket etmeyi ilke edinmiş bir kurumuz” dedi.
Özdemir, “Üniversitemizin sloganı olan bilim, emek, özveri ve kaliteyi çalışmalarımızda yol edinmiş bulunmakta ve aynı duyarlılıkla öğrencilerimize rehberlik ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Özellikle, Covid-19 sürecinin zorlukları ve toplumsal psikolojik yansımaları ile birlikte üniversitelerde psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin gerekliliği ve önemi de bir kere daha gün yüzüne çıkmış bulunmakta” şeklinde konuştu.
“Bağımlılıklar yüzde yüz tedavi edilemezler ancak kontrol edilebilirler”
Covid- 19 pandemisinde gençlerde bağımlılık konusunda konuşma yapan Psikolog Menekşe Baloğlu, “Bağımlılıklar yüzde yüz tedavi edilemezler ancak kontrol edilebilirler. Bir insan tıbbi olarak bağımlılık tanısı aldıysa eğer aynı şeker hastalığı gibi nasıl Kişi ömrü boyunca şeker kontrolünü yapmak zorundaysa bağımlılık da öyledir. Vücutta özellikle beyinde kalıcı biyolojik değişikliğe yol açar. Bu yüzden tedavi edilemez sadece kontrol edilebilir. Dünya sağlık örgütünün ve psikiyatri literatürünün kabul ettiği 5 tür bağımlılık vardır. Bunlar tütün bağımlılığı, alkol bağımlılığı., madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı ve son olarak da teknoloji bağımlılığıdır. İnsan beyni kendisine keyif ve mutluluk veren davranışları tekrarlamak, mutsuzluk ve sıkıntı veren davranışları ise terk etme eğilimindedir. Yani aslında yediğiniz bir yemek, izlediğiniz bir dizi bile eğer size keyif verirse bunu tekrar yapma eğiliminiz artacaktır. Pandeminin bağımlılık davranışı üzerine olan etkisi hakkında henüz bilimsel bir kanıt olmamakla birlikte, insanların yaşadığı eski salgın dönemlerinin, güçlü ekonomik veya halk sağlığı krizlerinin etkilerine göre bazı çıkarımlar yapmak mümkün olabilmektedir” diye konuştu.