Estetik Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.dr. Diren Çelik
Op.Dr. Diren Çelik, stresin migreni tetiklediğini söyledi.
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Diren Çelik, “Migren günümüz dünyasında yaşadığımız tempoya hiç de uygun olmayan, ciddi maddi ve manevi kayıplara eşlik eden ve sık görülen bir hastalıktır. Bir hastalığın tedavi edilmesi öncesinde doğru bir şekilde tetkik edilmesi prensibi bu hastalıkta da geçerliliğini korumaktadır. Migren, baş bölgesinin duyu siniri olarak bilinen trigeminal sinir dallarının sıkışması veya basıya uğraması sonucunda oluşan şiddetli ağrıyla kendini gösterir. Özellikle bazı farklı şikayetlerin eşlik etmesi (mide bulantısı vs.) migren hastalığının karakteristik bulgusudur. Migren hastalığında, tedavi için ilk seçenek ilaç kullanımı ile ağrıları baskılamak olacaktır. Eğer yanıt alınamazsa uygulamaları ve cerrahi tedavi ile yüksek oranda başarı sağlanacaktır. Başın duyusunu sağlayan trigeminal sinir dalları belli sebeplerle sıkışmaktadır. Sırasıyla kemikten çıktığı bölgede darlıklar, çevresinde bulunan kasların yaptığı bası veya etrafında bulunan damarların genişlemesi sonucunda sıkışma olabilir. Hatta bunların bir kaçı aynı anda olabilmektedir. Sadece kasların yaptığı basıyı ortadan kaldırmaya yararken, cerrahi tedavi sırasında bu problemlerin tamamını kalıcı olarak ortadan kaldırmak mümkün olabilmektedir” dedi.
Migren ağrısının özellikle trigeminal sinirin geçtiği tüm alanlardan tetiklenebildiğini ifade eden Op.Dr. Çelik, “Bu nedenle ameliyat öncesinde ayrıntılı bir muayene ile tetikleyici noktalar belirlenmeli ve eğer gerekli ise USG ile genişlemiş damarlar saptanmalıdır. Ağrılara sebep olan sinirler genellikle, alın, göz kenarları, şakak, ense ve kulak arkasında rahatsızlık oluştururlar. Bazen tüm bu bölgelerde ağrı yaşayan hastalarımız da olmaktadır. Bölgeye göre sinirin basıdan kurtarılarak rahatlatılması veya tamamen çıkarılması, kalıcı tedaviye olanak vermektedir. Alın bölgesinde hissedilen ağrılar genellikle, stres ile şiddetlenen ve akşam üzeri yoğunlaşan ağrılardır. Bu bölgede çoklukla kaş çatmaya yarayan kasların siniri sıkıştırması ana sebeptir ve geçici bir süre rahatlama olacaktır. Kalıcı çözüm ise saçlı deriden yapılacak endoskopik bir işlemle kasın bir kısmının çıkarılması ve sinirin rahatlatılması ile olacaktır. Alın bölgesinde ağrısı olan hastalarda kaş ve göz kapağı düşüklüğü görülmesi durumunda, aynı seansta kaşın asılması ve göz kapağı estetiği yapılabilir. Şakak bölgesindeki ağrılar genellikle sabah saatlerinde görülmekte olup gece uykuda dişleri sıkma öyküsü eşlik eder. Stres ile artar ve zaman zaman çene ekleminde ağrı gözlenebilir” diye konuştu.
Ense bölgesinde görülen ağrıların çoğunlukla egzersiz ve stres ile artış gösterdiğini kaydeden Op.Dr. Çelik, “Daha az sıklıkla görülen ve burun bölgesindeki ağrılar ise göz arkasından sabah erken saatlerde başlar ve giderek şiddetlenir. Özellikle alerjik reaksiyonlar ve hormonal değişiklikler bu tip ağrılar için tetikleyici olabilmektedir. Migren cerrahisi bölgelerine göre değişmekle beraber 1-3 saat arasında değişen sürelerde gerçekleştirilebilir. Sonrasında alın bölgesinde kaşıntı veya işlem yapılan bölgede geçici hissizlik görülebilmektedir. Genel anestezi altında yapılan işlem sonrasında genellikle yatış gerekmese de, tüm bölgeler için yapılan girişimlerde bir gece yatış önerilebilir. Ameliyat sonrasında yaklaşık yüzde 70 hastada tam sonuç alınırken. Yüzde 85-90‘lık bir memnuniyet oranına ulaşılabilmektedir. İlk ay içerisinde bir kaç atak görülebilme olasılığı olsa da en geç 2 ay sonra atakların sonlanması amaçlanmaktadır” açıklamalarında bulundu.