Doç.Dr. Fahri Yetişir, meme kanserine dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Fahri Yetişir, “İnsanlarda ve tüm memeli hayvanlarda yaşamın ilk aşamasında vazgeçilemez bir öneme sahip olan besin maddesini yani sütü salgılayarak insanlığın beslenmesini sağlayan bezlerdir. Her memenin 15-20 adet lob denilen bölmeleri vardır. Her bir lob ta çok sayıda lobül denilen daha küçük birimlerin birleşmesi ile oluşur. Lobüllerin içerisinde süt üreten bezler mevcuttur. Bu bezlerde üretilen süt ince kanallardan geçerek meme başına doğru akar. Lobül ve kanalların arasını yağlar doldurur. Memeler aynı zamanda lenf denen renksiz sıvıyı taşıyan lenf kanallarını da içerir. Bu kanallar lenf bezleri ile iştirak halindedir. Lenf bezleri memedeki bakteri, kanser hücreleri ve diğer zararlı bileşenleri tutarak bariyer oluşturmaya çalışır” dedi.
Tüm kanser dokularında olduğu gibi meme kanserinde de hücrelerin kontrolden çıkarak kontrolsüzce çoğalmaya başladığını ifade eden Dr. Yetişir, “Bu şekilde hızlı ve kontrolsüz olarak çoğalan hücre kümesi ya muayenede yumru olarak elle hissedilir veya görüntüleme yöntemlerinde görünür hale gelirler. Eğer bu tümörlü oluşum çevre yapılara invaze olursa veya uzak organlara sıçrama yaparsa buna malign (kötü huylu) tümör (meme kanseri) denilmektedir. Meme kanseri tüm kadınlarda görülebileceği gibi nadir de olsa erkeklerde de görülebilir. Vücudun herhangi bir bölgesindeki hücre kanser hücresine dönüşüp vücudun başka yerine yayılabilir” diye konuştu.
Meme kanserinin memenin farklı alanlarından oluşabildiğini kaydeden Dr. Yetişir, “Meme kanseri en çok memede süt taşımaya yarayan meme kanallarından meydana gelmektedir (duktal kanser). Bazı kanserler ise süt salgısı yapan lobüllerden meydana gelmektedir (lobular kanser). Bunların dışında da kanser gelişebilmektedir fakat nadir olarak karşılaşılmaktadır. Bu kanserler memenin sarkomu veya lenfoması gibi. Memede oluşan yumruların çoğu iyi huyludur ve kanser değildir. Memede oluşan bu iyi huylu tümörler normal oluşum değildir fakat başka organlara invazyon yaparak hayatı kısaltan kanser hastalığı da değildir. Memede oluşan bu iyi huylu hastalıkların bazıları meme kanseri oluşma riskini artırabilirler. Memede fark edilen her türlü kitle veya yumru meme konusunda uzman bir cerrah tarafından mutlaka değerlendirilmelidir. En çok lenf sistemi ile yayılır. Lenf sistemi tüm vücutta bulunan lenf bezi, lenf sıvısı ve lenf damarlarından oluşmaktadır. Lenf bezleri bezelye şeklinde küçük oluşumlardır, birbirleri ile lenf damarları ile bağlantı oluştururlar ve vücudun savunma sisteminde görev alırlar.Kanser hücrelerin de bu lenf bezlerine sıçramalar göstererek tüm vücuda yayılırlar. Memenin lenf sistemleri: Koltuk altı lenf bezleri, köprücük kemiği civarındaki lenf bezleri, sternum altındaki lenf bezleri, eğer bir kanser lenf bezine sıçramış ise bu vücudun diğer bölgelerine de sıçramış olabileceği anlamına gelmektedir. Bu nedenle kanserin ne kadar yayıldığını anlamanın en iyi yollarından bir tanesi memenin lenf bezlerinin çıkarılarak incelenmesidir” ifadelerini kullandı.
Dr. Yetişir, meme kanseri tipleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Meme kanseri mikroskop altında kanser hücresinin görünümüne göre sınıflara ayrılabilir. Çoğu meme kanseri epitel hücresinden çoğalan karsinomadır. Bunların dışında memenin bez hücrelerinin dışındaki yag ve destek hücrelerinden de kanser gelişebilir bunlar sarkomlardır. Bazen de kombinasyon şeklinde olabilir. Hormon reseptör taşıyanlar ve taşımayanlar diye de sınıflanabilirler. Duktal karsinoma in situ (DKİS): Süt kanallarını örten hücrelerin kanser hücresine dönüşmesi ile oluşmaktadır. İnvaziv meme kanseri ile DKİS arasındaki fark buradaki kanser hücreleri süt kanalının duvarını geçerek çevre dokulara yayılmaması ve uzak organlara sıçramamasıdır. DKİS invazif olmayan fakat invaziv hastalık öncesi bir evre olarak düşünülebilir. Hangi DKİS hastasının kansere döneceği net olarak bilinmemektedir. Meme kanserlerinin yüzde 20’si bu evrede yakalanmaktadır ve bu evrede yakalanınca kanserden tamamen kurtulabilmektedir. İnvaziv duktal karsinoma: Bu meme kanserleri içerisinde en yaygın olanıdır. Süt kanalı içerisinde başlarlar. Ve sonrasında süt kanalı duvarını aşarak çevre dokulara yayılırlar. Bu aşamada lenf sistemi veya kan dolaşımı ile vücudun diğer taraflarına da sıçrayabilirler. Meme kanserlerinin yüzde 80’ini oluşturmaktadır. İnvaziv lobüler karsinoma: Süt üreten lobüllerden başlar ve invaziv duktal karsinom da olduğu gibi tüm vücuda yayılabilir. Bu kanserlerin mamağrafide (meme filmi) tespit edilmeleri daha zordur. Meme kanserlerinin yüzde 10’unu oluşturmaktadır. Daha az sıklıkla karşılaşılan meme kanserleri; İnflamatuvar meme kanseri: Meme kanserlerinin yüzde 1-3 kadarını oluşturmaktadır. Genellikle memenin derisinde bir kızarıklık ve ısı artışına neden olurlar ve memenin enfeksiyonları ile karıştırılırlar. Memenin derisinde portakal kabuğu görünümü oluştururlar. Tanıyı kesinleştirmek için biyopsi şarttır. Mamografi bu hastalarda net bir bilgi vermeyebilir. Bu hastalık çok hızlı yayılma eğilimindedir ve sonuçları kötüdür.”