Dr. Burak Önvural, kök hücre tedavisinin ortopedik hastalıklara çözüm olduğunu söyledi.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Burak Önvural, “Son on yılda kök hücre ile ilgili temel bilim araştırmaları ve klinik deneyler giderek artış gösterdi. Şu an kök hücre biyolojisi ile ilgili bilgi seviyemiz oldukça ileri bir noktada. Bir çok farklı ortopedik durumda kök hücrelerin uygulanabileceği görüldü ve bu uygulamaların erken dönem sonuçları oldukça yüz güldürücü. Kök hücrelerin kolay elde edilebilir olması da klinik kullanımlarını giderek arttırmaktadır. Şu anki bilgi birikimimiz ile söyleyebiliriz ki travma(kırıklar), tümör ya da enfeksiyona bağlı kemik ve kıkırdak kayıplarının iyileştirilmesinden sinir, tendon ve bağ dokularının iyileştirilmesine dek uzanan geniş bir yelpazede kök hücre tedavilerinden yararlanılabilmektedir. Bu uygulamalar ortopedik hastalıkların tedavisinde yeni yaklaşımların geliştirilmesine olanak vermektedir ve gelecekte doktorların farklı bakış açısı ile hastalıklara yaklaşmasını sağlayacaktır. Geleneksel tedaviler her zaman yaş gruplarına, mesleklere yada hasta beklentilerine cevap verememektedir. Bu sebeple hastaya özel tedavi stratejileri oluşturulmaya çalışılmakta ve hastaların tedaviden alacakları sonuç iyileştirilmeye çalışılmaktadır. İşte bu sebeple son yıllarda doku mühendisliği ve kök hücre gibi tedavileri içinde bulunduran rejeneratif tıp uygulamalarının kullanımı giderek artmaktadır” dedi.
Kök hücrelerin özel bir seçilim yapılmaksızın otolog kemik iliği santrifüjü ile elde edilebileceği gibi kültürde üretilmek üzere seçilip miktar olarak arttırılabildiğini ifade eden Dr. Önvural, “Kültürde üretilen kök hücrelerin maliyetinin yüksek oluşu, kültür için gerekli olan zamanın uzun olması, enfeksiyon riski ve hücrelerin canlılıklarını yitirme ihtimali yüzünden rutin kullanımda bu yol pek tercih edilmemektedir. Diğer bir yol ise günümüzde sıklıkla tercih edildiği şekliyle yağ dokudan liposuction benzeri bir yöntemle belirli filtrelerden geçirerek kök hücre ekstratı elde etmektir. Kök hücre sadece kemik, kas, kıkırdak, bağ yada tendon dokularına farklılaşmakla kalmaz; ayrıca büyüme faktörleri ve bir çok sitokinlerin salınmasını sağlarlar. Bu faktörler anjiyogenez(yeni damar oluşumu), onarım, hücrelerin hayatta kalması ve üremesi üzerine önemli görevlere sahiptirler. Kök hücreler aynı zamanda hasarlı dokuya giderek ağrı sebebi olan yangı yanıtını baskılama özelliğine de sahiptirler” diye konuştu.
Eklem ve kıkırdak hasarı olan bir çok hastaya kök hücrenin uygulanabildiğini kaydeden Dr. Önvural, bazı özel durumlarda kök hücre uygulamasından kaçınmakta faydanın olduğunu belirterek bu özel durumları şöyle sıraladı:
“Vasküliti olan hastalar, özellikle son 3 ay içerisinde yeni atak geçirdiyse, akut tromboz geçiren hastalar (en az 3-6 ay beklemek gerekir), akut hemoftalmi(göz kanaması) (en az 3 ay beklemek gerekir), vaskülit, tromboz yada pnömoniye bağlı pulmoner hipertansiyon, akut pulmoner yetmezlik, miyelokarsinoz, miyelofibröz, çoklu organ yetmezliği yada son dönem kronik hastalar(organ yetmezliği olan), kronik enfeksiyonlu hastalar (kök hücre uygulaması enfeksiyonda artışa sebep olabilir), kronik viral enfeskiyonlar, psikiyatrik hastalıklar.”
Aşırı alkol ve sigara tüketiminin kök hücre etkinliğini azaltacağını vurgulayan Dr. Önvural, “Yeni hücreler için ölümcül olacağı için işlem öncesi ve sonrası en az 2 hafta boyunca hastalardan alkol ve sigara tüketmeleri önemle ve ısrarla istenir. Bunun dışında kök hücre uygulamaları bir çok hastada güvenle uygulanmakta ve oldukça yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Gelecekte belki de ameliyatlar tarih olacak ve biz ortopedistler sadece doku düzeyinde tedavilerle hastaların eklem rahatsızlıklarına çare olmak için çalışıyor olacağız” açıklamalarında bulundu.