Karın ağrısının hemen herkesin hayatı boyunca en az bir kez karşılaştığı bir durum olduğunu belirten Op.Dr. A. Kerim Özakay, karın ağrısının birçok nedeni olduğunu söyledi.
Avrasya Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A.Kerim Özakay, "Özellikle ani başlayan karın ağrılarında mutlaka hekime danışılması ve danışılmadan ağrı kesici ilaç alınmaması gerekir" dedi.
Karın ağrısının önemli bir bulgu olabileceğini belirterek birçok önemli noktanın olduğunu ifade eden Op.Dr. A. Kerim Özakay, “Kaburgaların alt kenarından başlayıp kasıklara kadar olan vücut bölümünün ağrılı durumlarına kısaca karın ağrısı denir. Karın ağrısı karın boşluğundaki organların hastalıklarından kaynaklanabileceği gibi karın boşluğu dışındaki organların hastalıklarında yansıyan ağrı şeklinde de oluşabilir. Karın ağrısı yapan durum ve hastalıklar oldukça fazladır. Basit bir üşütmeden, gıda zehirlenmesinden, ameliyat gerektiren ciddi hastalıklara kadar çok sayıda karın ağrısı sebebi vardır. Örneğin, kalp krizinde ya da akciğerlerin iltihaplı hastalıklarında karın ağrısı gözlemlenebilir. Karın ağrısı yapan hastalıklarının "Akut" (ani başlangıçlı) karın ağrısına sebep olan hastalıklar ve "Kronik" (uzun süren, tekrarlayan) karın ağrısına sebep olan hastalıklar olarak kabaca ikiye ayrılır.Akut karın ağrısına sebep olan hastalıklara Apandisit ve böbrek taşı düşürmeyi, kronik karın ağrısına sebep olan hastalıklara da safra kesesi taşları, oniki parmak bağırsağı ülserini örnek verebiliriz. Her karın ağrısının altından ciddi bir hastalık çıkmayabilir” diye konuştu.
Ağrı sebeplerini araştırırken pek çok değişkeni değerlendirmek gerektiğini kaydeden Op.Dr. Özakay, “Kişinin yaşı, cinsiyeti, ağrının yeri, süresi, beraberindeki şikayetler, var olan başka hastalıklar, tetkik sonuçları önemlidir. Tek başına ağrı teşhis için yeterli değildir. Hafif ama sürekli bir ağrının altından mide kanseri gibi ciddi bir hastalık çıkabileceği gibi şiddetli, kıvrandırıcı bir ağrı küçük bir böbrek taşı sebebiyle olabilir. Ağrıya ateş, kusma, genel durum bozukluğu, gaz ve gayta çıkaramama eşlik etmiyorsa, gelip geçici gaz sıkışması şeklinde ağrılar çok sık tekrarlamıyorsa ve ağrı hafif, kısa süreli ve yandaş şikayetleri yoksa korku duyulmasına gerek yoktur” ifadelerini kullandı.
Op.Dr. A. Kerim Özakay, hangi tip karın ağrısında endişe duyulması gerektiğini ise şöyle sıraladı:
“Ağrının yanında ateş, bulantı, kusma, ishal, kanama, kabızlık gibi yandaş şikayetler varsa, Ani başlayıp giderek şiddetlenen geçmeyen ağrılarda, Ağrı hafif bile olsa çok uzun süren (günler,haftalar süren ağrılar) ağrılarda. Bu belirtileri gözlemleyen hastaların kesinlikle hekime başvurması gerekir.Bazen saatler kaybetmek tedavide ciddi sorunlara yol açar. Mesela delinmiş ülser durumunda acilen hasta ameliyat edilmelidir.”
Ağrının sebebi bilinmeden kullanılan ağrı kesici ilaçların bazen teşhiste kullanılan ipuçlarını ortadan kaldırdığı için teşhisin zorlaştığını da anlatan Özakay, "Kural olarak karın ağrısının sebebini tam olarak belirlemeden ağrı kesici kullanmayı önermiyoruz. Bu konuda en sık karşılaştığımız olumsuz örnek apandisit olan kişilerdir. Apandisit ilk başladığında ağrı belirsiz olduğundan ya hekim tarafından ya da hasta kendisi ağrı kesici alır. Hastanın ağrısı kesilir ama apandisit iltihabı da alttan ilerlemeye devam eder. Sonunda bu hastalar gecikmiş olarak, bazen patlamış apandisit olarak hekimin karşısına gelirler" dedi.
En çok dikkat çekmek istenilen noktanın, hemen ağrı kesici ilaç almamak olduğunu vurgulayan Op.Dr. Özakay, “Belki basit bir gıda hazımsızlığı veya soğuk algınlığıdır. Ama şiddetli, birkaç saat geçmesine rağmen dinmeyen bir ağrı varsa, ağrı ile birlikte kişiyi günlük hayatından alıkoyan şikâyetleri varsa hekime başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.