Tarih: 26.03.2020 12:00

Kadınların kabusu; tekrarlayan gebelik kayıpları

Facebook Twitter Linked-in

Op.Dr. Süleyman Tosun, tekrarlayan gebelik kayıpları ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Süleyman Tosun, “Klinik olarak tespit edilmiş tüm gebelikleri yaklaşık yüzde 15’i düşükle sonuçlanmaktadır. Eğer 3 kez peş peşe düşük yaşanmışsa biz bunu tekrarlayan düşükler olarak adlandırıyoruz. Tüm gebeliklerin yüzde 1-2’si bu gruba girmektedir. Tekrarlayan düşükler aile üzerinde ciddi fiziksel ve ruhsal sorunlar oluşturmaktadır. Genetik faktörler; yüzde 2-5 anne veya babadaki kromozom sayı veya yapısal bozukluğa bağlı oluşan kayıplardır. Kromozom bozuklukları, yumurta veya sperm kalitesini düşürerek sağlıklı embriyo gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu durumda tüp bebek yöntemi ile elde edilen embriyolar genetik olarak incelenir. Kromozom yapısı normal olan embriyolar seçilerek hem gebelik hem de gebeliğin devam etme şansı artacaktır” dedi.

Rahim ve tüpler ile ilgili anatomik bozuklukların rahim filmi ve ultrasonografik incelemeyle kolayca tespit edilebilen durumlar olduğunu ifade eden Dr. Tosun, “Gebelik kayıplarının yüzde 10-15’ ini oluşturur. Rahim içi polipler, myomlar, yakışıklılar, septum gibi doğuştan gelen rahim anomalileridir. Bu problemlerin çoğu histeroskopik veya laparoskopik operasyonlar ile düzeltilebilir. Kapalı ve şişmiş tüplerde biriken sıvılar gebeliğe zarar vermektedir. Bu durum tespit edilen kadınlarda laparoskopik cerrahi ile problemli tüpün çıkarılması şansı arttıracaktır. Endokrin faktörler; kayıpların yüzde 17-20’si endokrin faktörlere bağlıdır. Tiroid hastalıkları, kontrol edilmemiş diyabet, prolaktin hormonunun yüksekliği, polikistik over sendromu, luteal faz yetmezliği(progesteron hormonunun yetersiz salgılanması) en sık karşılaşılan nedenlerdir. Basit kan testleri ile tespit , tedavi ve takibi yapılabilecek durumlardır. Otoimmün faktörler; kayıpların yaklaşık yüzde 20’sinden sorumludurlar. Bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerdir. Kan testleri ile tespit edilebilirler. Antikardiyolipin ve lupus antikoagulant , tiroid antikorları yüksek olabilir. Tedavide immunglobulinler,steroidler, kan sulandırıcı iğneler kullanılabilir” diye konuştu.

Trombotik, pıhtılaşma ile ilgili genetik taşıyıcılığın kayıpların yüzde15’ini oluşturduğunu kaydeden Dr. Tosun, “En sık görülenleri Faktör V ve MTHFR mutasyonlarıdır. Kan testleri ile anlaşılabilir. Plasental gelişim ve fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek gebelik kayıplarına ve anne karnında bebek ölümlerine neden olabilmektedir. Folik asit desteği , kan sulandırıcılar gebelik boyunca, doğuma kadar kullanılabilir. Enfeksiyonlar; Kayıpların yüzde 0.5-5’inden sorumludur. Bazı enfeksiyonların düşüğe neden olduğu bilinmekle birlikte, tekrarlayan gebelik kayıplarında enfeksiyonların etkisi net değildir. Vajinal ve servikal kültürler alınabilir ve etiyolojiye göre antibiyotik tedavisi önerilebilir. Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda bağışıklık arttırıcı destekler önerilebilir. Çevresel faktörler; Tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan kadınlara, alkol, sigara ,aşırı kafein tüketmemeleri önerilmelidir. Açıklanamayan faktörler; Yapılan tüm tetkik ve tahlillere rağmen bir neden tespit edilememesi durumudur. Kayıpların yaklaşık yüzde 50’si bu durumdadır. Tedavide , gebeliğin sık takibi ve psikoloji destek önemlidir. Bu şekilde kayıpların yüzde 86’sı engellenebilir. Tekrarlayan gebelik kayıplarında başarı nedene , nedenin tedavi edilebilirliğine, gebeliğin sık takibine ve psikoloji desteğe bağlıdır” açıklamalarında bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —