Tarih: 18.12.2017 10:15

Kadınlar da menopoz dönemine dikkat

Facebook Twitter Linked-in

Menopozun, kadınların doğurganlık sistemi kapsamında vücudun hormonal olarak değişime uğradığı fizyolojik bir süreç olduğunu belirten Op.Dr. Evrim Aksoy, bu sürecin genellikle 45-55 yaş arası görüldüğünü söyledi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, “Yumurtlama fonksiyonlarının ileri yaş nedeni ile azalması sonucunda vücudun etkin hormonu olan östrojenin azalmasına bağlı olarak adet kanamalarının kesilmesi ile beraber vücudun sistematik döngüsünde meydana gelen aksamalar bazı şikayetlerle ortaya çıkmaktadır. Kısacası kadınların menopoz dönemine kadar sistematik bir şekilde sürdürdüğü doğurganlık özelliğinin, tamamen bittiği dönemi ifade eder” dedi.
Kadınların yaşadığı bu doğal evrenin genellikle 45-55 yaşları arasında görüldüğünü ifade eden Op.Dr. Aksoy, “Bazı faktörlere bağlı olarak daha erken ya da daha geç yaşlarda meydana gelebilmektedir. Ancak kadınların bu yaşlara takiben belirtilerle beraber adet kanamaları kesilmişse ve 12 ay içerisinde herhangi bir kanama durumu yaşanmıyor ise, menopoz dönemine girildiği kabul edilmektedir” diye konuştu.
İnsan anatomisindeki fonksiyonelliği sağlayan organlar arasındaki sistemik döngünün, hormonlar vasıtası ile devamlılığını korumakta olduğunu kaydeden Op.Dr. Aksoy, “Ancak kadınların hormonal olarak değişime uğradığı bu süreçte yumurta rezervlerinin azalmasına bağlı olarak azalan hormon düzeyleri, vücudun bu kusursuz sisteminde bazı aksaklıklara neden olmaktadır. Menopoz dönemi her ne kadar doğal bir evre olsa da, kadınların fiziksel ve psikolojik olarak değişime uğradığı zorlu bir süreçtir. Özellikle östrojen hormonun azalmasına paralel olarak testosteron ve progesteron gibi diğer hormonlar arasındaki denge etkilenerek, vücudun genel sisteminde önemli değişiklikler görülmektedir” açıklamalarında bulundu.
Menopoz döneminden sonra kadın vücudunun yaşamış olduğu değişimler zincirini Op.Dr. Aksoy, şöyle sıraladı:
“Genital organlarda meydana gelen değişimler: Östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak genital bölgede yer alan bezlerin salgıladığı işlevsel salgılar azalmaktadır. Bu nedenle vulvada ve iç dudaklarda küçülme meydana gelir. Klitoriste küçülme, Dış genital bölgede yer alan tüylerde azalma, Vajina giriş kısmında daralma, Vajinanın elastik yapısını kaybetmesi, Endometrium tabakasında incelme, Cinsel birliktelik için işlevselliği sağlayan vajinanın kaygan yapısının bozulması, Rahmin küçülmesi, Genital bölgede renk değişimi, Yumurtalıkların küçülmesi.
Cilt dokusunda meydana gelen değişimler: Cilt altı yağ dokusunun azalmasına bağlı olarak derinin elastikiyet kabiliyetinde azalma, Derinin incelmesi ve hassaslaşması, Kırışıklıkların ve deformasyonun artması, Yüz bölgesinde tüylenme, Koltuk altında ve genital bölgede yer alan tüylerde azalma, Saç dökülmesi.
Göğüslerde meydana gelen değişimler: Göğüs ucunda küçülme, Göğüslerde sarkma ve küçülme, Göğüs uçlarında sertleşme özelliğini kaybetmesi.
Kas ve iskelet sisteminde meydana gelen değişimler: Östrojen hormonunun kemikler üzerindeki koruyuculuk etkisinin ortadan kalkması ile osteoporoz (kemik erimesi) Kamburluk, boy kısalması, Kemiklerde hassasiyet, Omurganın esnek yapısında azalma.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —