Tarih: 08.05.2017 11:24

Hayatımızın mimarı; 'Annelerimiz'

Facebook Twitter Linked-in

REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, “Annelerimiz, dünyaya geldiğimiz andan itibaren hiç karşılık beklemeden sevginin en saf halini htiren, kocaman, şefkatli kalbiyle dünyaya yetendir. Korktuğumuzda sığınabileceğimiz en güvenli limandır. İyiliğin, merhametin sonsuz şefkatin, sevginin ve sadakatin kaynağıdır anne. Yerini hiç kimsenin dolduramayacağı tek varlıktır. Karşılıksız sevginin yegane sahibidir. Göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayandır anne. Bebeklik, çocukluk, ergenlik ve gençlik öykümüzün en önemli karakteridir onlar. Toprak gibidir anneler, 9 ay karnında taşır, doğurur tüm sevgisiyle koynunda büyütür. Çocuğuna iyi bir hayat sunabilmek için kendi hayatından bile fedakârlık yapacak kadar güçlü kadınlardır annelerimiz.” dedi.

 

“ANNELER, EV, İŞ, ÇOCUK ÜÇGENİNDE SIKIŞIP KALIYORLAR”

 

Anneliğin bir sanat olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, “Hem iş hayatında çalışma arkadaşlarıyla hem de evde çocuklarıyla doğru iletişim kurmaya çalışan kadınlar, ev ile iş arasında sıkışmış hissedebilir. Bu durum, özellikle de mükemmel anne olmaya çalışan kadınlarda psikolojinin olumsuz etkilenmesiyle sonuçlanabilir. Örneğin, hem kariyerinde başarılı olmak hem de mükemmel anne olmak isteyen kadınlar, çocuklarına çok daha düşkün davranma eğilimi gösterebilir. İki taraf arasında sıkışmak, tükenmişlik hissinin yoğunlaşmasına sebep olabilir” diye konuştu.

 

“AŞIRI MÜKEMMELİYETÇİLİK ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

 

Dr. Yavuz, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Mükemmel kadın imajı, çalışan annelerde hem kişinin kendisini hem de çocuklarını doğrudan etkiler. Hem anne hem iş kadını hem de iyi bir eş olmayı isteyenler için hastalıklar da kaçınılmaz bir hal alır. Bu gibi durumlarda kadınları tükenmişlik hissi, depresyon, panik atak belirtileri, unutkanlık, mide rahatsızlıkları ve cinsel isteksizlik gibi psikolojik rahatsızlıklar karşılar.

 

Mükemmel kadın imajı, çocukları da doğrudan etkiler; çalışan annelerin çocukların her isteğini yerine getirmeye çalışmasına ortam hazırlar. Hemen hemen tüm istekleri karşılanan çocuklar ileride bu şartları diğer ilişkilerinde bulamadığında mutsuzlukla karşı karşıya kalır. Annelik bir sanattır, ancak doğru iletişim geliştirmek için mükemmelliği saplantı haline getirmek doğru değildir.

 

“Anne çocuk ilişkisinde dengeyi kurmak için yapılması gerekenler”

 

Anne çocuk ilişkisinde dengeyi kurmak adına, öncelikle genel tavırlarda endişeye kapılmamak büyük önem taşır. Kaç yaşına gelirse gelsin her çocuk için anne faktörü çok önemlidir. Çalışan anneler için en büyük sorun çocuklarına daha az zaman ayırıyor olmasıdır. Çocuklarınızda geçireceğiniz zamanın kaliteli olması iletişiminizi güçlendirecek, hem çocuğunuz kendini değerli hissedecek, hem de sizin endişeleriniz ortadan kalkacaktır.
Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zamanlarda ona odaklanmaya ve başka şeylerle ilgilenmemeye özen gösterin.
Mükemmel kadın ve mükemmel anne bilincinden uzak yaşamak, kişinin kendini zorlamasını engellemesi de anne çocuk ilişkisinde başarıyı getirecektir.
Çocuk, rol model olarak anneyi kendine örnek alacağından, annenin davranışlarında tutarlı ve sabırlı olması gerekir.
Dünyaya gözünü açar açmaz annesine güvenen çocuğun anlattıkları sabırla dinlenmeli, çocuğun soruları anne tarafından yanıtsız bırakılmamalıdır.
Anne çocuk ilişkisinde saygı sınırının netleştirilmesi de, çocuğun psikolojik gelişimi açısından önem arz eder.
Çocuğun odasına girerken annenin kapıyı çalması, çocuğun da aynı şekilde davranması anneye söz hakkı sağlar ve iletişimi kolaylaştırır.
Çocuğunuzla olabildiğince göz teması kurun. Bunun saatlerce sürmesi gerekmiyor. Çocuğunuza onunla bir saat oynayacağınızı sonra kendi işinizi yapacağınızı söyleyebilirsiniz. Böylece sağlıklı bir sınır da koymuş olursunuz.
Yumuşak ama kararlı tavırlar, anne çocuk ilişkisinin sağlıklı gelişimini destekler. Bu konuda örneğin; çocuk hayır denildiğinde aşırı sinirleniyorsa; anne sakin, yumuşak ama kararlı bir tavırla açıklama yapmalıdır.
Çocuklar duygularını anlamlandırmayı ve ifade etmeyi ebeveynlerinden öğreniyor. Bu nedenle onlarla bol bol konuşmak büyük önem taşıyor.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —