Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, güne karanlık başlamanın kişiyi depresyona soktuğunu söyledi.
Zi&On Psikiyatri Akademisinden Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, “Çoğu kişinin zaten güneşi zor gördüğü bu günlerde sabah saat 08.00’e doğru uyansak bile karanlık hava ile karşılaşmaktayız. Öğrenciler ve işe gidenler artık daha karanlıkta yollara düşmeye başladı. Çoğu insan karanlıkta uyanmanın olumsuz psikolojik etkilerini yaşamaya başladı. Vücudumuzdaki fizyolojik, psikolojik ve davranışsal birçok süreç, uyku-uyanıklık döngüsü, vücut sıcaklığı, kan basıncı, hormonların salgılanma düzeni doğal aydınlık-karanlık döngüsüne göre düzenlenir. Örneğin; vücut sıcaklığı, kortizol hormonu seviyesi ve kan basıncı gün içinde yükselirken gece saatlerinde düşer. Yaklaşık 24 saatlik zaman aralıklarını takip eden bu süreçler günlük ritim olarak adlandırılır ve vücudumuzdaki biyolojik saat adı verilen bir iç mekanizma tarafından düzenlenir. Işık bu mekanizmayı düzenleyen temel etkendir. Bu nedenle kaliteli bir uykunun en önemli sağlayıcılarından biri karanlıkta uyumak olduğu gibi; mutlu uyanmak ve güne iyi başlamak için de gözümüzü açtığımızda güneşi göremesek bile gün ışığına ihtiyacımız vardır” dedi.
“Enerji düşüklüğü ve olumsuz duyguları artırıyor”
Karanlık havanını enerji düşüklüğüne neden olduğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr. Demirci, “Geceleri her ne kadar kaliteli uyumuş olursak olalım uyanma zamanımızda aydınlanmamış hava ister istemez; soğukluk, cansızlık, enerjisizlik, negatiflik ve olumsuz duyguları artırmaktadır. Bunun nedeni karanlıkta salgılanan uyku hormonu melatonin ile gün ışığında salgılanan mutluluk hormonu serotonin arasındaki ilişkinin duygu durumunuz; depresyon, yaratıcılık, zihinsel netlik ve sağlığımız için önemli olmasıdır” diye konuştu.
“İş ve okul verimini düşürüyor”
Araştırmaların doğal ışığın çalışanların ve öğrencilerin üretkenliğini ve verimliliğini etkileyen önemli bir faktör olduğunu gösterdiğini kaydeden Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, “İşte tam da bu nedenle karanlıkta uyanmak biyoritmimizi olumsuz etkilemekte, ruh sağlımızda ve performansımızda bir dizi negatifliği beraberinde getirmektedir. Kapalı, bulutlu, yağmurlu ve bunaltıcı havalar nasıl ki isteksiz, enerjisi azalmış, moralsiz, içe dönük, karamsar bir tablo çizip, enerji ve performans düşüklüğü yol açıyorsa; karanlıkta uyanmakta kişilerde aynı etkiyi ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle güneş ışığının sadece enerji tasarrufu için bir araç olarak görülmeyip, doğal ışığın insanların fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerindeki etkilerinin de dikkate alınması gerekiyor” açıklamalarında bulundu.