Tarih: 30.11.2018 10:30
Göz nezlesi ve gözlerdeki kuruluğa dikkat
Op.Dr. Şeyda Atabay, göz nezlesi ve gözlerdeki kuruluğa dikkat edilmesi konusunda uyarılar da bulundu.
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeyda Atabay, “Gözlerimizin hastalıkların yorgunluğun sağlığın en yoğun olarak dışarıya yansıtıldığı bir alan olduğunu hep söylemekteyiz. Yine vücuttaki bir rahatsızlık durumunda gözlerde de belirtiler olmaktadır. Göz nezlesi olarak değerlendirilen durumda gözlerde sulanma, ışığa hassasiyet, burunda akma ile birlikte görülebilmektedir” dedi.
Genelde vücutta alerjik durumların varlığında olan bu durumun öncelik olarak sadece gözde olabildiğini ifade eden Op.Dr. Atabay, “Tüm vücutta alerjik semptomlar olarak başlayabilir. Gözde sulanma, kızarıklık, kaşıntı ile başlayıp sonrasında çapaklanma eklenebilir. Bazı durumlarda vücutta kırgınlık ile başlayıp gözlerde sulanma ve ağrı sonradan eklenebilmektedir. Gribal veya mevsimsel olarak gözlenebilmektedir” diye konuştu.
Göz nezlesinin genelde her iki gözde meydana gelmekte olduğunu kaydeden Op.Dr. Atabay, “Alerjik , virüs, bakteri sebeple olabilmektedir. Virüs ve bakteriyel olduğunda bulaşabilme özelliği gösterir. Her türlü göz nezlesi durumunda bir göz hekimince muayene olunması gerekir. Tedavi uygulanmadığında hastalık süresi uzamaktadır ve bulaşma riski artmaktadır” açıklamalarında bulundu.
Halk arasında sıkça bilinen göz kuruluğu hastalığının gözde göz yaşı salgısının yetersiz olması veya kalitesiz olması olarak tanımlanabildiğini belirten Dr. Atabay, “Gözyaşı gözümüzün ön yüzeyini ıslatıp nemlendirerek korur ve daha net bir görüntü sağlamak için mutlak suretle yeterli ve kaliteli olmalıdır. Çeşitli nedenler ile gözyaşı salgısı azalabilir veya komponentlerinden biri bozulabilir. Bu sebeple gözde batma hissi, refleks olarak aşırı sulanma, ağrı, yanma ve görmede bulanıklık oluşturmaktadır. Gözyaşı üretimi iki şekilde olmaktadır. Birinci sistem sürekli olan gözyaşı salgı sistemidir. Burada gün içinde sürekli bir gözyaşı salgısı olmaktadır. Oluşan gözyaşı gözümüz ön kısmında bir gözyaşı filmi oluşturmaktadır. Bu tabaka 3 komponentten meydana gelir. Gözümüz ile göz kapaklarımız arasında kayganlaştırıcı bir tabaka görevi görürken göz ön kısmını nemlendirir ve korur. Diğer üretim şekli ağladığımızda, gözümüze bir şey battığında refleks olarak oluşan yoğun gözyaşıdır. Göz kuruluğu sebepleri sıklıkla ileri yaş ve kadın cinsiyettir. Diyabet hastalığı yani şeker hastalığı bir diğer kuru göz hastalığı sebebidir. Menopoz gibi hormonal değişimler bu hastalığa neden olmaktadır. Uzun süreli kontakt lens kullanıcılarında, uyku düzeni bozuk olan kişilerde, uzun süreli bilgisayar ve telefon ekranı kullanan kişilerde, klimalı ortamlarda, sigaralı ortamlarda yoğun kalan kişilerde daha erken yaşlarda bile göz kuruluğu oluşabilmektedir. Ayrıca romatizmalı hastalıklar varlığında oluşan kuru göz hastalığı çok daha ağır seyretmekte ve ekstra tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır. Göz kuruluğu varlığını anlamak için yaptığımız birkaç test vardır. Bunlar muayenehane şartlarında yapılabilen kolay testlerdir. Göz kuruluğu tanısı alan hastalarımıza öncelikle suni gözyaşı damlalarından reçete etmekteyiz. Hastalığın ağırlığına bağlı olarak ilaçlarımız daha güçlü olabilmektedir. Bazı durumlarda hastanın kendi kanından elde ettiğimiz serumlar ile hazırladığımız bir damla tedavisi uygulamamız olabilmektedir. Çok ileri vakalarda girişimsel müdahaleler uygulanabilmekteyiz” şeklinde konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —