Tarih: 23.01.2019 10:31

Gebelikte plasenta yapışmasına dikkat

Facebook Twitter Linked-in

Prof.Dr. Polat Dursun, gebelikte plasenta yapışmasına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolojik Onkoloji Prof. Dr. Polat Dursun, “Daha önceden rahim ameliyatı geçiren gebelerin, gebelik takibinde çok dikkatli olunması gerekmekte. Çünkü bu hastaların plasentalarının rahim duvarına yapışma riski vardır. Gebelikte bebeğin eşi veya tıbbi tabiri ile plasenta, normalde rahim iç duvarına hafifçe yapışıktır ve vajinal doğum sonrasında kendiliğinden 30 dakika içinde kendiliğinden ayrılır veya sezaryen sırasında doktor tarafından kolayca ayrılabilir. Plasentanın rahim duvarına yapışması derin ve sıkı bir şekilde olursa buna plasenta akreata denir” dedi.

Gebelikte bebeğin eşinin rahim duvarına yapışması ve ayrılmaması durumunun 500 - bin doğumda bir görüldüğünü ifade eden Dr. Dursun, “Normal şartlarda bebeğin eşi (plasenta) vajinal doğumdan sonra 30 dk içinde kendiliğinden ayrılır, sezaryen sırasında da plasenta kolaylıkla doktor tarafından rahimden kolay bir manevra ile ayrılı ve rahim kasılarak kanamayı durdurur. Plasentanın yapışması rahim duvarındaki kas tabakasına ulaşacak kadar daha derin olursa plasenta inkreata denir, rahim duvarının dışına geçecek kadar hatta çevredeki mesane gibi organlara ulaşacak kadar derin yapışma durumuna plasenta perkreata denir. Plasenta yapışma anomalilerinin yüzde 75’i akreata, yüzde 15’i inkreata, yüzde 10’u perkreata şeklindedir. Bu plasenta yapışma anormalliklerine genel olarak "plasenta invazyon anomalileri (plasenta adezyon bozuklukları veya plasenta yapışma bozuklukları)" denir. Eğer tanısı konmazsa anne ve bebek açısından vajinal doğum veya sezaryen sırasında hayati risk taşır. Çünkü plasenta rahimden doğum sırasında ayrılmazsa annenin hayatını tehlikeye sokacak derecede ciddi kanamalar oluşturabilir veya doğum sırasında rastlantısal olarak tespit edilirse aşırı kanamaya yol açarak hayati tehlike oluşturabilir. Eğer tanı konmadan kan hazırlığı yapılmadan ve tecrübesiz bir ekip ve donanımlı olmayan bir hastanede bu tür doğumlar yapılırsa anne ve bebek hayatı ciddi tehlikeye girer. Bu nedenle gebelerde tanısının konması ve hastayı ayrıntılı bilgilendirmek çok önemlidir. Daha önceden myom ameliyatı, rahim düzeltme ve septum (rahim içi perde ameliyatı ) olunması ve en önemlisi daha önceden 2 ve üzerinde sezaryen geçirilmiş olması önemli risk faktörleridir. Bunlara ilaveten gebeliğin 20. haftasının geçilmesine rağmen plasentanın rahimin alt segmentinde yerleşmesi durumunda da (plasenta previa ) risk belirgin olarak artmaktadır. Özellikle de önceki doğum sezaryen ve bebeğin plasentası aşağı yerleşimli ise risk çok fazla artmaktadır” diye konuştu.

Bunların yanında anne yaşının ilerlemesi, gebelik sayısının artması, rahim içinde yerleşen myomların olması, uterin arter embolizasyonu durumlarında da riskin arttığını kaydeden Dr. Dursun, “Daha önce 2 ve üzerinde sezaryen geçirmiş hastalarda özellikle de bebeğin plasentasın rahimin alt kısmında yerleşimli ise mutlaka plasenta yapışma anomalileri açısından dikkatli olunmalıdır. Gebelikte plasenta yapışma bozuklukları yıllar içinde artmaktadır. 1970’lerde 4027 doğumda bir görülürken 1980’lerde 2500 doğumda bir görülmeye başlamıştır. 2000’li yıllarda ise bu sıklık yaklaşık 500 doğumda bir olarak bildirilmektedir. Bu artıştaki en önemli faktör olarak artan sezaryen doğum oranlarının yanı sıra değişik nedenlerle geçirilen rahim ameliyatlarının da artmasıdır.Yapılan bir araştırmada daha önceden 1 kez sezaryen olanlarda plasenta yapışma riski yüzde 3, 2 kez sezaryen olanlarda risk yüzde 11, 3 kez olanlarda yüzde 40 dört kez olanlarda yüzde 61 ve 5 ve üzerinde sezaryen olanlarda risk yüzde 67 olarak bulunmuştur. Gebelik takibinde kullanılan ultrason ile plasenta yapışma bozukluklarının tanısı tecrübeli ellerde yüzde 7787 arasında değişmektedir. Tam tanı konamayan fakat şüphelenilen hastalarda gebelikte MRI çekilerek tanı netleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

“Plasenta yapışma anomalisi olan hastalarda rahim alınabilir”

Prof.Dr. Polat Dursun son olarak şunları söyledi:

“Plasenta yapışma anomalisi olan ve yeterince çocuk sahibi olan hastalarda aşırı kanama olmaması için rahim sezaryen sırasında alınır. Ama çocuk sahibi olmayı isteyen hastalarda ise rahim korunarak bu ameliyatla yapılabilir fakat hastalar bu konuda tecrübeli ve donanımlı doktorların olduğu hastanelerde doğurmalıdır. Plasenta yapışma anomalisi olan hastalar tecrübeli merkezlerde doğurmalıdır. Bir gebede plasenta yapışma bozukluğu varsa bu gebe mutlaka tecrübeli bir merkeze sevk edilmelidir. Bu tür hastaların bu konularda tecrübeli bir ekip tarafından tam donanımlı bir merkezde doğumu gerçekleştirilmelidir. Bu konuda tecrübeli doktorların başarısı çok daha yüksektir. Bu tür hastaların doğumu sırasında çok aşırı kanama olabileceği için hastaların kan bankası olan ve bu konuda tecrübeli hastaneleri tercih etmesi hayati öneme sahiptir.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —