Dr. Nüket Eroğlu, dudaklar yağ ve bağ dokularını kaybedip incelirken, dudak dokusu da kırışmaya ve kurumaya başladığında ilk tercihin Hyalüronik Asitli Dolgu Maddeleri olması gerektiğini söyledi.
Dr. Eroğlu, “Dudaklar zamanla erir, incelir ve içe döner. Bu durum özellikle gülerken dudakların ip gibi incecik görünmesine neden olur. Deri ile değil mukoza ile kaplı olan dudaklar yıpratıcı çevresel faktörlere karşı çok hassastır. Dudaklar gençliğin masumiyetin ve dişiliğin ifadesidir. Dudaklar zaman içinde şekil değişikliklerine ve yaşlanmaya maruz kalmaktadır. Konuşurken, gülerken, üzülürken, somurturken kısaca uyanık olunan tüm süre boyunca hareket halinde olan dudaklar, yüzde en çok bozulan organların başında gelir. Dudaklar korunmadığı taktirde hızla şeklini ve doku kalitesini kaybeder” dedi.
Dr. Nüket Eroğlu, özellikle kadınlar için dolgun dudaklar çok önemli olduğunu ve ruj sürmeden de belirgin, şekilli ve nemli dudaklar kadının özgüvenini arttırdığını vurguladı. Dr. Eroğlu, yaş ilerledikçe incelen dudakların kalemle büyütülmeye çalışılmasının kadınları yaş aldıkça artan ve natürel görünümden uzaklaşan koyu ruj bağımlısı suni bir duruma soktuğunu söyledi.
Dr. Nüket Eroğlu, dudakların üzerindeki kesik kesik çizgiler şeklindeki kırışıklıklarının içine kaçan rujların makyajın keyfini kaçırdığını da belirtti. Dr. Nüket Eroğlu, dudak dolgusunun dudağı dolgunlaştırma, gençleştirme, şekillendirme, kontürlerini belirginleştirme için rahatlıkla uygulandığını söyledi.
Dudak dolgularının dudaklardaki şekil bozukluklarını ve asimetrileri gidermek için güvenle uygulanabildiğini ifade eden Dr. Eroğlu, “Anatomik olarak üst dudak alt dudağa göre daha incedir. Yaş aldıkça en çok eriyen bölge üst dudağın kontür kısmıdır. Burası düzleştiğinde feminen görüntü kaybolur. Dudak dolgusunda en sık uygulanan yöntem üst dudağın kontürünün belirginleştirilmesi ve yukarı doğru kıvrılmasıdır. Bu sayede gülerken üst dudak içe kaçmaz. Alt dudak, güneş hasarına daha çok maruz kaldığından deri kalitesi üst dudağa göre daha kuru ve kırışıktır. Alt dudakta ilk hedeflenen hacminin arttırılması ve dolgunluk oranının natürel bir şekilde ayarlanarak estetik bir görüntü kazandırılmasıdır” diye konuştu.
Dr. Eroğlu, dudak dolgusunda kullanılan Hyalüronik Asit’in özellikleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Hyalüronik asit doğal bir jel formatındadır; hücre bölünmesi, eklemlerin kayganlığının sağlaması ve cildi gergin tutması gibi çok önemli görevleri vardır. Hyalüronik asit, kendi hacminden bin kat fazla su tutabilir ve enjekte edildiği yerde uzun süre şeklini ve nemini muhafaza edebilir, bu yüzden dudaklarda çok ideal ve en çok tercih edilen dolgu maddesidir. Hyalüronik asit, dudak koruyucu medikal kozmetik ürünlerde de sıklıkla kullanılır. Vücutta zaten doğal olarak bulunan Hyalüronik asit alerji yapmaz, önemli bir yan etkisi ve riski yoktur.”
Dudak dolgusunun yapılmadan önce yüzün yapısına uygun olan dudak şekli belirlendiğini kaydeden Dr. Eroğlu, “Dudak dolgusu işlemi başlamadan en az yarım saat öncesinde işlemin acısız gerçekleşebilmesi için dudak bölgesine anestezik bir krem sürülür. Dolgu maddesi enjeksiyon işlemi oldukça ince uçlu bir iğne yardımı ile gerçekleştirilir. Toplam 10-15 dakika kadar süren bu işlemin sonuçları hemen görülebilir. Uygulamadan sonra dudaklarda hafif bir ödemin görülmesi son derece normaldir, genel olarak bir kaç gün içinde geçmektedir.
Kısa bir zaman alan bu işlem acısız ve kolay bir şekilde gerçekleşir. Son dönemlerde uygulanma sıklığı artan dudak dolgusunun etkisi kişiden kişiye minimal farklılık gösterebilir. Dudak dolgusu işlemi kişinin dudak yapısı, bulunduğu yaş, doku elastikiyeti, enjekte edilen dolgu malzemesine göre farklı etki süreleri gösterebilir. Genel olarak sonuçlarını hemen göreceğiniz ve sosyal yaşama hemen geri dönebileceğiniz bu uygulamanın kalıcılığı ise 12 ile 14 ay arasındadır. Ancak üst üste uygulamalarda yapılan dolgu işleminin molekül ağırlığına ve doku yapısına göre işlemin etki süresi 18-24 aya kadar da çıkabilir” açıklamalarında bulundu.