Hastalıklardan korunmada sağlıklı beslenmenin önemine değinen Erzincan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Diyetisyen Büşra Gümüşsoy, “Günümüzde maalesef çok yanlış diyet programları uygulanmaktadır” dedi.
Erzincan İl Müftülüğünce sosyal medya üzerinde düzenlenen ve moderatörlüğünü Erzincan İl Müftü Yardımcısı Ayşe Yılmaz’ın yaptığı programda sağlıklı beslenmenin önemi hakkında bilgiler aktaran Diyetisyen Büşra Gümüşsoy, belli başlı besin gruplarını diyete eklemek gerektiğini belirtti.
Covid-19’un bir pandemi olarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edildiğini kaydeden Diyetisyen Büşra Gümüşsoy, “Maalesef belli bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak sağlıklı beslenen bireylerde bağışıklık sistemlerini güçlendirdiklerinde Covid-19 ile daha iyi savaştıklarını gördük. Peki Covid-19 ile mücadelede belli bir besin var mıdır? Yoktur. Allah’ın bize verdiği tüm nimetlerden yararlanarak verilen tüm besinleri ayrı ayrı diyetimize uyguladığımızda aslında bağışıklığımızı güçlendirdiğimizi görüyoruz.” dedi.
“Günümüzde maalesef çok yanlış diyet programları uygulanmaktadır”
Diyetisyen Büşra Gümüşsoy, “Tabii ki belli başlı besinleri de bu süreçte eklememiz bizim açımızdan iyi olacaktır. Bunlar nelerdir; yaban mersini, zerdeçal, brokoli, ıspanak, zencefil, sarımsak, yeşil çay, badem ya da asitli meyveler dediğimiz portakal, mandalina, greyfurt, kivi gibi meyveleri eklediğimizde diyetimiz daha güçlü hale gelecektir. Ama genel anlamda baktığımızda diyet konusunda kendimizi sınırlamamamız gerekiyor. Belli başlı besin gruplarını diyetimize eklememiz gerekiyor. Diyet dediğimizde aklımıza zayıflama gelmemeli. Bütün besin gruplarını belli bir derecede kendi yaşımıza, cinsiyetimize, boyumuza uygun şekilde almamız gerekiyor. Bu da ancak diyetisyenlerin verdiği belli diyet listelerinde belli programlarla oluşmaktadır. Günümüzde maalesef çok yanlış diyet programları uygulanmaktadır. Kısıtlı kalorili diyetler uygulanmaktadır. Bunları kesinlikle önermiyoruz. Ben önce dört yapraklı yoncadan bahsetmek istiyorum. Dört yapraklı yoncaya dikkat etmemiz gerekiyor, yalnızca bir besine odaklanmamamız gerekiyor. Süt ve süt ürünleri grubu, et ve et ürünleri grubu, kurubaklagil grubu da et grubuna dahil oluyor. Ekmek grubu ve sebze meyve grubu. Ben masaya oturduğumda bu dört grup masada bulunuyor mu? Buna dikkat etmek gerekiyor. Yani sadece bu saydıklarımızdan birine odaklanmamamız gerekiyor. Yine diyette en büyük yanlışlardan birisi ekmek grubundan kaçmak. Ekmek grubunda B grubu vitaminleri bulunuyor ve bunları tüketmediğimizde maalesef bağışıklık sistemimiz zayıflıyor. Bütün danışanlarıma aynı şeyi söylüyorum her öğününüzde bu dört besin grubu mutlaka bulunması gerekiyor. Daha sonra ayrıntıya indiğimizde günlen en az iki porsiyon sebze diyetimizde yani sağlıklı beslenme öğütümüzde bulunma gerekiyor. Meyve grubu günde beş porsiyon olması gerekiyor. Aynı şekilde kuru baklagiller haftada 2-3 kez kesinlikle tüketilmesi gerekiyor. Maalesef çalışan bayanlarımızda bunun pişmesiyle ilgili sıkıntı olduğu için daha önceden haşlanarak buzluğa konulduğunda kısım kısım tüketilmesi de uygundur ve kuru baklagilleri haşladığımız suyu atmadan diğer yemeklerimize de ilave edersek vitaminlerimizi daha verimli şekilde alabiliriz. Daha sonrasında omega 3 tüketimi de bağışıklık sistemimiz için çok önemli. Hafta da 2 kez balık tüketimi öneriyoruz. Ülkemizde bu tüketim maalesef çok az. EPA-DHA içeren balık yağını balık tüketmeyen bireylere öneriyoruz. Daha sonra keten tohumu da omega 3 desteği için çok önemli. Her gün beslenmemize bir yemek kaşığı kadar keten tohumu salatalara, yemeklere eklememizde sağlığımız açısından çok çok önemli. Zeytinyağı noktasına baktığımızda salatalarda yemeklerimizde doğal sızma zeytinyağı kullanımı yine bağışıklığımız açısından çok önemli. Protein tüketimi de çok önemlidir. Bağışıklık hücrelerimiz, savunma mekanizmasını oluşturan antikorlar için kaliteli protein almamız gerekiyor. Bunun için de süt grubuna dikkat etmemiz gerekiyor. Süt grubu tüketirken probiyotik takviyeli yoğurt yine bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde çok etkili. Ne tüketimi sınırlı besinlerde ne de bu covid-19 sürecinde özellikle şekerden tuzdan ve donmuş yağdan uzak durmamız gerekiyor. Çünkü araştırmalar diyor ki şeker, tuz ve donmuş yağ bağışıklık sistemimizi çökertiyor ya da gelişimini engelliyor. Bu sebepten kaynaklı günde sadece bir çay kaşığı kadar tuz tüketimine dikkat etmemiz lazım. Şekerli yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Yine covid-19 ile alakalı dikkat etmemiz gereken başka bir konu da yemeklerin temizliği ve hijyeni. Özellikle et ürünlerinde ilk sıcaklığa ve pişirme sürelerine çok dikkat edelim. Yemeklerimizi 5-65 santigrat derece sıcaklıklarda bekletmeyelim. Mikroorganizmalar bu sıcaklık arasında üreme yaparlar. Yemek piştikten sonra 4 derece dolapta bekletelim yahut sıcak olarak tüketimini yapalım. Pişmiş yemekleri 2 saatten fazla oda sıcaklığında bekletmeyelim. Yine bu covid-19 sürecinde vitamin mineral alımına dikkat çekmek istiyorum. Özellikle C vitamini, D vitamini, çinko, selenyum alımına dikkat etmemiz gerekiyor. Güneş ışığından faydalanamadığımız bu günlerde D vitamini alımına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Önemli bir nokta su tüketimi. Su tüketimi bağışıklığımız için, aldığımız medikal ilaçların toksinlerini atmamız için çok önemli. Diyoruz ki günde en az 2 litre ya da aldığım kalori başına 1 milim su tüketimi gerekiyor. Aynı şekilde kilo başına en az 30 milim su tüketimi gerekmektedir.” diye konuştu.