Malatya İl Sağlık Müdürlüğü, yeni tip korona virüs (Covid-19) döneminde yeni doğan bebeklere yapılacak taramalarda daha titiz davranılmasını isteyerek, çocukluk çağı taramalarının bir insanın sağlıklı hayat sürdürmesi için öne
Malatya İl Sağlık Müdürlüğü, yeni tip korona virüs (Covid-19) döneminde yeni doğan bebeklere yapılacak taramalarda daha titiz davranılmasını isteyerek, çocukluk çağı taramalarının bir insanın sağlıklı hayat sürdürmesi için önemli olduğu vurgulandı.
3-9 Eylül 2020 Halk Sağlığı Haftası Çocukluk Çağı Taramaları konusunda Malatya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından açıklama yapıldı. Yeni tip korona virüs (Covid-19) döneminde yeni doğan bebeklere yapılacak taramalarda daha titiz davranılması istenilip, Çocukluk Çağı Taramalarının bir insanın sağlıklı hayat sürdürmesi için önemli olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Ülkemizde doğan her çocuk; doğumdan sonra ilk yıl içinde 9, 6 yaşına dek 17 defa ve bundan sonrada okul çağı boyunca yılda bir kez izlenmektedir. Büyüme ve gelişmenin özellikle hızlı olduğu erken çocukluk (0-3 yaş) ve ergenlik (10-19 yaş) gibi dönemlerde izlemlerin sıklığı ve içeriği farklılaşmaktadır” denildi.
Topuk kanı taraması
Doğan bebeklerden topuk kanı alınıp tarama yapıldığının da bildirildiği açıklamada, “Topuk Kanı Taraması-Yeni doğan Metabolik ve Endokrin Hastalık Taraması: Doğan her bebeğin Fenilketonüri, KonjenitalHipotiroidi, KistikFibrozis ve Biyotinidaz Eksikliği yönünden taranması önemlidir. Çünkü bu taramalar sayesinde, bu hastalıklar nedeniyle oluşabilecek, geri dönüşümü olmayan hasarlar engellenebilmekte veya etkileri azaltılabilmektedir. Bebeğinizde bu hastalıkların olup olmadığının araştırılması için topuk kanı örneğinin alınması gerekmektedir. Topuk kanı taraması sayesinde her yıl 5 bin’in üzerinde bebeğimiz hastalık belirtileri ortaya çıkmadan saptanmaktadır. Bu bebeklerin 3 binden fazlası hipotiroidi, yaklaşık 2 bin’i biyotinidaz eksikliği, 200 kadarı fenilketonüri ve 150 kadarı kistikfibrozis hastalığına sahiptir. Tarama sayesinde erken saptanıp tedavi edilerek yaşıtlarıyla aynı şansa sahip olmaları sağlanabilmektedir. Bakanlığımız, topuk kanı taramasına eklenebilecek ve çocuklarımızın hayatını olumlu yönde etkileyecek başka hastalıkların tarama programına dahil edilmesi için bilim kurulları ile çalışmalar yürütmektedir. Sadece topuğundan alınacak birkaç damla kan ile çocuklarımızın hayata sağlıklı başlamasını sağlayabiliriz” şeklinde vurgu yapıldı.
Görme taraması
Çocuklara yapılacak görme taramasının da önemine dikkat çekilip, “ Çocuklarda yapılacak görme taramaları ile tanınabilen hastalıkların başında; şaşılık, kırma kusurları, katarakt ya da göz tembelliği gelmektedir. Gözlerde veya görme yollarında bilinen bir sorun olmamasına rağmen, görme keskinliğindeki azalmadır. Göz tembelliği, her iki gözde de görülebilir ve görme azlığının önlenebilir bir nedenidir. Görme gelişimi için önemli olan 0-7 yaştır, göz tembelliği bu dönemde gelişebilir. Göz tembelliği, tanı konduğunda tedavisi mümkün bir görme problemidir. Bu nedenle okul öncesi yaşta görme tarama programları çok önemlidir. Görmenin normal gelişimini engelleyecek risk etmenlerini saptamak ve yetersiz görmesi olan olguları erken dönemde tanımak, tedavi etmek için 36-48 aylık çocuklara ve okul çağı çocuklara (ilkokul 1. sınıflara) Görme Taraması Programı başlatılmıştır. Görme taraması için aile hekiminize başvurunuz. 0-3 ay bebekler, 36-48 aylık çocuklarda ve ilkokul 1. sınıflarda görme taraması yapılması gereklidir. 0-3 aylık bebeklere göz muayenesi ve Kırmızı Refle Testi, 36-48 aylık bebeklere ise göz muayenesi, Kırmızı Refle Testi ve Lea Sembol Testi ile tarama yapılmaktadır. Bebek ya da çocuklara zarar ya da acı veren uygulamalar değildir. Bu çocuklar, mutlaka göz hastalıkları uzmanının olduğu bir üst merkeze sevk edilip ileri testler uygulanmaktadır. Eğer görme ile ilgili bir hastalık tanısı alırlarsa, o zaman hastalığın türüne ve nedenine göre tedavi seçenekleri mümkündür” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın son bölümünde şunlar belirtildi: “ Tüm bu hizmetler, çocuğunuzun sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmesi yönünden son derece önemli olup içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi sürecinde de hassasiyetle üstünde durulmalıdır.”