Türk sanat dünyası büyük bir kayıp yaşadı: Mehmet Güleryüz vefat etti.
Çağdaş Türk resminin seçkin isimlerinden, sanatçı Mehmet Güleryüz, 86 yaşında kansere yenik düşerek Paris'te hayatını kaybetti. Türk sanatına yaptığı katkılar ve benzersiz eserleriyle tanınan Güleryüz, figüratif çalışmaları ve kuvvetli çizgileriyle biliniyordu.
Sanatçının bir süredir Paris'te kanser tedavisi gördüğü ve mücadelesini orada son nefesine kadar sürdürdüğü öğrenildi.
MEHMET GÜLERYÜZ'ÜN SANAT YOLCULUĞU
1938 yılında İstanbul'da doğan Mehmet Güleryüz, 1966 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden birincilikle mezun oldu. Oyunculuk eğitimine de önem veren Güleryüz, 1963 yılında profesyonel tiyatro kariyerine başladı. Sanatçı, ilk kişisel sergisini de aynı yıl açtı.
Paris'te yüksek resim ve litografi üzerine ihtisas yapan Güleryüz, kariyerine uluslararası alanda sergiler açarak devam etti. Türkiye'ye geri döndükten sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim görevlisi olarak ders veren sanatçı, daha sonra sanat eğitimine BİLSAK'ta kendi atölyesinde devam etti.
1990 ve 1995 yılları arasında bir dergi için sanat üzerine röportajlar yapan Güleryüz, aynı zamanda Bosna'da insan hakları için yapılan harekete katılarak önemli bir sosyal sorumluluk örneği gösterdi. Sanatçının eserleri pek çok özel koleksiyonda ve önemli mekanlarda sergilendi.
Mehmet Güleryüz, sanatın yanı sıra çeşitli örgütlerde yöneticilik yaparak Türkiye'nin uluslararası sanat sahnesindeki temsiliyetine katkı sağladı. 2015 yılında İstanbul Modern'de açılan retrospektif sergi, sanatçının 50 yıllık kariyerini kapsamlı bir şekilde ele aldı.
Sanatçının en son eserleri Paris'te Cyril Guernieri Galerisi'nde "İçeriden" ve "Sızlanmalar Bahçesi" adlı sergilerde izleyiciyle buluştu. 2020 yılında da Sait Benoît Lisesi'nde açılan sergi, Güleryüz'ün sanat serüvenine yeni bir sayfa eklemişti.
Türk sanatına büyük katkıları olan, eserleriyle ulusal ve uluslararası alanda tanınan Mehmet Güleryüz'ün vefatı, sanat dünyasında derin bir üzüntüye yol açtı. Sanatçının yaratıcılığını ve tutkusunu yansıtan eserleri, ardında bıraktığı miras olarak gelecek kuşaklara ilham vermeye devam edecek.
