Tarih: 17.03.2021 00:39

Şahin Bingöl: AK Parti'de görünüp HDP'ye oy istediler!

Facebook Twitter Linked-in

Bingöl siyasetinin en bilinen isimlerinden Şahin Bingöl'den çarpıcı açıklamalar.  

Detay Dergisi'ne konuşan Şahin Bingöl,’ Karşılaştığı ihanetleri, halkla olan yakın bağından dolayı hayatına yansıyan pozitif enerjiyi ayrıca dünü, bugünü, yarını ve en tabi olarak siyasi yaşamına dair soruları cevaplandırdı.  

Şahin Bingöl, ’Babamla birlikte hane ve köy ziyaretlerine eşlik eder, seçim çalışmalarına katılırdım. Çocuk yaşlarda babamın yanında ticareti de siyaseti de toplum diyaloglarını da öğrenmiş oldum.’ 

2003 Bingöl Depreminde enkazdan sağ kurtulan Şahin Bingöl,’ Ben, eşim, oğlum Muhammed Elyasa 8 saat sonra enkazdan sağ çıkarıldık. Ancak oğlum Sait Aksa, kızlarım Ferhan Ceylan ve Esmanur ile misafir kızımız Sümeyra Artuk yaşamını yitirdi. Binada 13 kişi kurtulduk, 38 kişi de hayatını kaybetti. Çok büyük bir acı, unutulması zor bir travmaydı.’ 

Şahin Bingöl, 'AK Parti'den milletvekili adayı olamayanlardan tutun da onların parti içindeki yakın temastaki isimlerine kadar birçok kişi aleyhte çalışıyor, HDP adayına oy istiyordu. Türlü türlü iftiralar, karalama kampanyaları yürütülüyordu. Kısacası parti içindeki ihanet şebekeleri de en az PKK kadar yoğun bir mesai yürütüyordu aleyhte.’ 

İşte o söyleşide öne çıkanlar ve hafızalarda kalacak önemli detaylar… 

Çocukluğunuzdan başlasak mı? Nasıl bir çocukluk, gençlik döneminiz oldu? 

Şahin Bingöl, ’Babamla birlikte hane ve köy ziyaretlerine eşlik eder, seçim çalışmalarına katılırdım. Çocuk yaşlarda babamın yanında ticareti de siyaseti de toplum diyaloglarını da öğrenmiş oldum.’ 

Şahin Bingöl, ’ 1968 Karlıova doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimimi Karlıova'da tamamladım. Rahmetli babam Hacı Sait Bingöl, toptan kereste alım satım işleri yapardı. Ben de babamın yanında çalışır, işlerinde yardımcı olurdum. Ortaokul yıllarından itibaren, Milli Selamet Partisi ve sonrasın Refah Partisi İlçe başkanlığı yapan babamla birlikte hane ve köy ziyaretlerine eşlik eder, seçim çalışmalarına katılırdım. Babam ayrıca o dönemlerde avukatlık pek yaygın olmadığı için dava vekilliği de yapıyordu. Çocuk yaşlarda babamın yanında ticareti de siyaseti de toplum diyaloglarını da öğrenmiş oldum. Lise yıllarımda Milli Görüş Vakfı'nın Karlıova İlçe Başkanlığını da yaptım. Bu dönem içerisinde siyasetle olan bağım daha da perçinleşti. 1989'da Diyarbakır Sağlık Koleji'nde ön lisan eğitimimi tamamladım ve 1991'de Mardin İl Sağlık Müdürlüğü'nde ilk kamu görevime başladım. Bir yıl sonra Bingöl Devlet Hastanesi'ne geçtim. Yaklaşık 6 ay sonra da Ankara tayin oldum, SSK Genel Müdürlüğü'nde uzman ve müşavir olarak çalıştım. 1998'de babamın vefatı nedeniyle Bingöl'e dönmek zorunda kaldım. 2003'te de Bingöl İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevine asaleten atandım. Buradaki görevim de 9 yıl sürdü.’ dedi. 

Aynı yıl Bingöl'de bir deprem hadisesi yaşandı. Acı kayıplarınız oldu. O güne dair neleri hatırlıyorsunuz? 

2003 Bingöl Depreminde enkazdan sağ kurtulan Şahin Bingöl,’ Ben, eşim, oğlum Muhammed Elyasa 8 saat sonra enkazdan sağ çıkarıldık. Ancak oğlum Sait Aksa, kızlarım Ferhan Ceylan ve Esmanur ile misafir kızımız Sümeyra Artuk yaşamını yitirdi. Binada 13 kişi kurtulduk, 38 kişi de hayatını kaybetti. Çok büyük bir acı, unutulması zor bir travmaydı.’ 

Şahin Bingöl,’ 2003 Bingöl Depreminde en ağır yıkımın gerçekleştiği Korkmaz Apartmanın beşinci katında ikamet ediyorduk. O korkutucu hadise yaşandığında bin bir anda çöktü. Ben, eşim, dört çocuğum ve kızımın yakın arkadaşı olan, bizim de manevi kızımız sayılan Sümeyra Artuk enkaz altında kaldık. Ben, eşim, oğlum Muhammed Elyasa 8 saat sonra enkazdan sağ çıkarıldık. Ancak oğlum Sait Aksa, kızlarım Ferhan Ceylan ve Esmanur ile misafir kızımız Sümeyra Artuk yaşamını yitirdi. Binada 13 kişi kurtulduk, 38 kişi de hayatını kaybetti. Çok büyük bir acı, unutulması zor bir travmaydı. Rabbim sabır verdi, dayanma gücü bahşetti ve bugünlere kadar geldik. Evlatlarımın hatırasını halen yaşatıyor, her anımızda dualarımızda anıyoruz. Rabbim bir daha böylesi acılar vermesin. Deprem bölgemizin gerçeğidir. Buna göre yaşamımızı organize etmeli, tedbirlerimizi geliştirmeli ve özellikle binalarımızı buna göre inşa etmeliyiz. Çok fazla bina yerine çok daha fazla yeşil alanlarımız olmalı.’ dedi. 

Kamu görevinizin son evresinde aktif siyasette de yer aldınız. Ancak seçimde çok az bir farkla kaybettiniz. O günlere dair neler söylersiniz? 

Şahin Bingöl, 'AK Parti'den milletvekili adayı olamayanlardan tutun da onların parti içindeki yakın temastaki isimlerine kadar birçok kişi aleyhte çalışıyor, HDP adayına oy istiyordu. Türlü türlü iftiralar, karalama kampanyaları yürütülüyordu. Kısacası parti içindeki ihanet şebekeleri de en az PKK kadar yoğun bir mesai yürütüyordu aleyhte.’ 

Şahin Bingöl, ’ Bahsettiğim üzere, çocuk yaşlardan itibaren siyasetin içindeydim zaten. Her ne kadar kamu görevlisi olsam da siyaset yapma düşüncesi gönlümüzün bir yanındaydı. 2011 Genel seçimlerinde AK Parti'den Bingöl Milletvekili adayı oldum. Bu seçimi de çok az bir oy farkıyla seçimi kaybettik. Tabi bunun da özel sebepleri vardı.’ dedi. 

HALKI KORKU VE BASKIYLA SİNDİRMEYE ÇALIŞTILAR 

Seçimden sonra PKK'nın bir bildiri mektubunu paylaştınız. Bu da o özel sebeplerden birimiydi? 

Şahin Bingöl,’ 2011 genel seçimleri, çözüm sürecinin başlangıç süreciydi aynı zamanda. Ancak PKK terör örgütü, bu seçimde bizatihi sahaya inmiş, köylerde toplantılar yapmış, bildiriler dağıtmış, halkı korku ve baskıyla sindirmeye çalışmıştı. Karlıova İlçesi'nin tüm köylerinde, yine Adaklı, Yedisu ilçeleri ile Sancak Beldesi ve köylerinde hemen her eve bildiri gönderilmiş, HDP'ye oy verilmesi istenmişti. Tüm baskılara rağmen Karlıova'da 7 Bin oy aldık ve bu oy oranı Karlıova'da alınmış rekor bir oydu.’ dedi. 

Tek sorun PKK'nın müdahalesi miydi? 

Şahin Bingöl, ’ Elbette hayır. PKK özellikle kırsalda müdahale ediyordu seçmene ancak bir de şehirde olup bitenler vardı. Mesela, AK Parti'den milletvekili adayı olamayanlardan tutun da onların parti içindeki yakın temastaki isimlerine kadar birçok kişi aleyhte çalışıyor, HDP adayına oy istiyordu. Türlü türlü iftiralar, karalama kampanyaları yürütülüyordu. Kısacası parti içindeki ihanet şebekeleri de en az PKK kadar yoğun bir mesai yürütüyordu aleyhte. Zaten 400 civarında bir oyla seçimi kaybettik.’ dedi. 

KİMİNLE YOL YÜRÜYECEĞİMİZİ ÖĞRENDİK 

Bu seçim süreci size bir tecrübe oldu mu? 

Şahin Bingöl, ’ Olmaz mı..! Çok büyük tecrübeler edindik. Kiminle yol yürüyeceğimizi, kimlerle mücadele vereceğimizi, ahde vefayı, kimlerin menfi çıkarlar uğruna davasına karşı durabileceğini görmüş ve öğrenmiş olduk. En önemlisi, siyaseti yalan ve iftiralar üzerine kuranlarla ‘doğru istikamete' gidilemeyeceğini öğrendik.’ dedi. 

Seçilseydiniz şayet Bingöl'e neler katacaktınız? Hedefiniz neydi? 

Şahin Bingöl, ’ Samimi olmak lazım. Elimizde sihirli bir değnek olmayacaktı. Bingöl'ü bir anda ‘100 yıl öteye götüreceğiz' gibi afaki bir yaklaşım şık olmaz. Ama temel hedefim, Hükümetin de desteğini en üst seviyede alıp Bingöl'de istihdamı arttırıcı faaliyetleri desteklemek olacaktı. Memleketimizde ciddi bir işsizlik sorunu var. Gençlerimiz iş bulamıyor, kadınlarımız istihdama yeterince katılamıyor, yarınlara umutla bakamıyorlar. İnsanımızın işe, aşa ihtiyacı var. İşsiz, evine ekmek götüremeyen, başkalarına muhtaç bir baba mutlu olabilir mi? Devlet desteğiyle 1 ay karnını doyursun o baba. Eş dost yardımıyla iki ay daha dayansın. Ya ötesi? İşte bu yüzden hedefimiz, insanımızın istihdamını sağlayarak mutluluklarına vesile olmaktı. İnsanlarımıza balık yemeyi değil, balık tutmayı öğretemedikten sonra bu sorunu da aşmak mümkün olmayacaktır. Orta ölçekli sanayi yatırımları, madencilik, tarım ve hayvancılık, tekstil ve doğa turizminin geliştirilmesi ve bu alanlardaki istihdamın da artırılması ve teşvik edilmesi önceliklerimiz arasında olacaktı.’ dedi. 

MÜLAKAT SİSTEMİ KESİNLİKLE KALDIRILMALI 

Benzer bir sorun ülke genelinde yok mu? Türkiye'nin genel sorunları ya da öncelikleri nelerdir sizce? 

Şahin Bingöl,’ Tabi ki ülkenin de üzerinde durması ve çözüm geliştirerek refah düzeyini daha ileri seviyeye çıkarmak adına bir dizi çalışmalara odaklanması gerekiyor. Şöyle sıralayacak olursak; 

En temel sorunlardan biri hiç şüphesiz ekonomi. Pandemi süreciyle birlikte ciddi boyutlara ulaşan işsizlik ve ekonomik dar boğazlık, piyasalarda ciddi yaralar açtı. Devlet destekleri olsa da piyasaların toparlanmasında yeterli olmuyor. 

İşletmelerin çoğu iflasını verip kepenk indirdi. Aşı çalışmaları başladı. Temennimiz, hastalığın yayılma hızının en dip seviyelere düşmesi, piyasaların toparlanma sürecine girmesi ve ekonomimizin yeniden şahlanmasıdır. 

Bir diğer sorun da işsizliktir. Üniversite mezunları iş bulamıyor. Bu konu içerisindeki bir sıkıntı da alımların puan esasına göre değil de mülakata göre yapılması. Mülakat sistemi kesinlikle kaldırılmalı. Terörle iltisaklı olmayan, sicili temiz ve yeterliği bulunan adaylar arasında puan esasına göre alımlar yapılmalı. Şayet özel yetenek gerektiren bir alımsa, onda da yetenek sınavı yapılmalı ve hak edene görev verilmelidir. 

Bir de hukuk reformuna ihtiyaç vardır. Bu anlamda Hükümetimizin bir hazırlığı var. Adalet herkese lazım. Adalet sistemimiz ne kadar güçlü olursa, temel hak ve özgürlükler o kadar etkili ve güçlü olur. Bu, aynı zamanda refah ve güven ortamını da olumlu etkileyecek, yatırımların artmasına ve özellikle yabancı yatırımların gelmesini de sağlayacaktır.’ dedi. 

GÜNEŞ VE RÜZGÂR ENERJİSİ ALANINDA DA CİDDİ YATIRIMLAR YAPILMALI 

CV'nizde ‘ekonomist' ibaresi yer alıyor. Türkiye'nin sizce ekonomik alandaki önceliği neler olmalı? 

Şahin Bingöl, ’ Tüm dünya şuanda enerji alanında bir yarış içerisinde. Gerek petrol, gerek doğalgaz, gerekse elektrik alanında önemli yatırımlar yapılıyor, herkes bu alanlarda bir adım daha önce olmaya gayret gösteriyor. Türkiye'nin de yeraltı kaynaklarının bulunması ve işlenmesi, madenciliğin geliştirilmesi, özellikle yenilenebilir enerji alanlarındaki hamlelerini arttırması elzemdir. Güneş enerji sistemleri ve rüzgâr enerjisi alanında da ciddi yatırımlar yapılmalı.’ dedi. 

Bingöl,' Bir diğer önemli husus da, yazılım konusu. Teknoloji devrindeyiz ve yazılım konusunda önemli bir altyapıya ihtiyacımız var. Bu alanda dışa bağımlılığımızı en dip noktaya indirecek hamleler yapılmalı, yazılım konusunu eğitim sistemimize entegre etmeli ve bu hususta gelecek nesli eğitmeliyiz. Sosyal medya devleri her türlü yaptırımı uyguluyor. Neden? Çünkü alternatiflerimizin olmadığını görüyorlar. Oysa Türkiye'nin kendi sosyal ağlarının çoktan gelişmiş olması lazımdı. Yazılım her alanda gerekli. Savunma alanı başta olmak üzere hemen her noktada milli yazılımlara ihtiyacımız var. Bunun için de gerek devlet, gerekse özel sektörün bu alanda önemli yatırımlar yapması gerekiyor. Aksi halde gelecekte çok daha ağır bedeller ödeyebiliriz.’ dedi. 

PAYLAŞIMLARIMDA SINIFAL BİR AYRIM GÖZETMEM! 

Sosyal medyada sürekli taziye, hastalık ve düğünlerle ilgili paylaşımlar yapıyorsunuz. Özel bir nedeni var mı? Bu bilgileri nasıl topluyorsunuz? 

Şahin Bingöl, ’ İnsanımız hatırlanmak, iyi günün de acı gününde de yalnız olmadığını hissetmek istiyor. Bu, insanoğlunun fıtratında vardır. Ben de bu alanda insanımızın mutluluğunu da acısını da paylaşma gereği duyuyorum. Bunu siyaset için değil, hemşehricilik ve insani bir görev olarak yapıyorum. Gidemiyoruz, göremiyoruz, yanında olamıyoruz, bari sosyal medyada mutluluğuna veya acısına ortak olalım. Bu paylaşımlarla birlikte takipçilerimiz de haberdar oluyorlar, bu da ayrı bir katkı. Sosyal medya hesaplarımı bizzat kendim kullanıyorum. Haberdar olmak konusunda da özel bir çaba yok açıkçası. Her gün hemşehrilerimizle görüşüyor, bir şekilde her birinden ayrı bir hadiseyi öğreniyorum. Ve bu öğrendiklerimi sosyal medya üzerinden paylaşıyorum. Tabi bu paylaşımları yaparken insanlarımız arasında bir sınıflandırma yapmıyor, acı veya mutluluğunu paylaşmak için karşımdakinin bir makam sahibi olmasını gözetmiyorum. Makam sahibi için nasıl davranıyorsam, adı duyulmamış bir köydeki vatandaşımız için de aynı şekilde davranıyorum.’ dedi. 

Son olarak yine siyasete dair bitirelim istiyorum. Geleceğe dair siyaset düşünceniz nedir? 

Şahin Bingöl, ’Bahsettiğim üzere çocuk yaşlardan beri siyasetin içindeyiz ve hayatımızın bir parçası. Siyasette kazanmak kadar kaybetmek de vardır. 2011 seçimlerinde her ne kadar kazanmamış olsak da aslında kazandığımız bir seçimdi. Şuana kadar üçüncü sırada yer alıp en az oy farkıyla kaybeden isim benim. Temayüllerde il birinciliklerimiz oldu, teşkilatın ve halkın büyük teveccühleriyle karşılaştık. Nasip olmadı. Ama bu durum pes etmemizi gerektirmiyor. Halkıma hizmet etmek, yaralarına merhem olmak, sıkıntılarını gidermede öncü olmak, memleketimize fayda sağlamak gibi hedeflerimiz, gayretlerimiz var. Rabbim nasip ederi halkımız da takdir buyurursa bu hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Vekillik maaşı ya da vekillik emekliliği gibi hayallerim yok. İyi bir görev süreci yürütüp halkımızın duasına mazhar olmak, en büyük kazanım olur.’ Dedi. 

KAYNAK: DETAY DERGİSİ 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —