FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Meclis'e gelerek, 'milletin emaneti'ne sahip çıkan milletvekilleri arasında yer alan eski AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, o gece neler yaşadığını anlattı.
TBMM (AA) - Eski AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, "15 Temmuz gecesi Meclise giriş yaptığım sırada ekip arkadaşlarım tekerlekli sandalyemi kurdu, koruma polisim beni kucakladı, tam sandalyeye oturtacakken Meclis bahçesine bomba atıldı." dedi.
Dönemin AK Parti Bursa Milletvekili olan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Danışmanı Karaburun, AA muhabirine FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin 3. yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Meclis'e gelerek darbe girişimine Meclis'te tanıklık eden Karaburun, darbe girişiminde, Meclis gece yarısından sabaha kadar bombalanırken, Genel Kurulda ve sığınakta neler yaşadıklarını anlattı.
Meclis'e gelerek "milletin emaneti"ne sahip çıkan milletvekilleri arasında yer alan Karaburun, "Çok zorlu bir geceydi." dedi.
Evinin Yenimahalle'deki MİT yerleşkesine yakın bir yerde olduğunu söyleyen Karaburun, ilk silah seslerini burada duymaya başladığını belirtti.
O sırada televizyonda Boğaziçi Köprüsü'nün trafiğe kapatıldığı haberini aldığını anlatan Karaburun, "Bu arada arkadaşlarım da 'Köprü niçin kapandı?' diye soruyorlar. İlk başta bomba ihbarı diye düşünmüştüm. Televizyonda Boğaz Köprüsü'nün bir kısmı kapalı, diğer kısmı açık şekilde görüyorum. Bomba olsa bütün köprünün kapatılması lazım. Olağanüstü bir durum olduğunu anlamaya başladık." diye konuştu.
Daha sonra AK Parti'li milletvekillerinin yer aldığı WhatsApp grubundan "MİT'te silah sesleri var, patlamalar oluyor, haberi olan var mı?" diye yazdığını aktaran Karaburun, şöyle devam etti:
"İlk başta herkes ne olduğunu anlamaya çalıştı. Darbe kalkışması olduğunu anladıktan 30 saniye sonra dışarı çıktık. 'Ankara'daki bütün milletvekili arkadaşlarımız Meclise buyursun' diye davet geldi. Ben de ekip arkadaşlarıma 'Hakkınızı helal edin, haydi Bismillah çıkıyoruz, Genel Kurula gidiyoruz.' dedim ve evden çıktık. O kadar enteresan ki uçaklar alçak uçuş yapıyor, yan tarafımızdan tanklar geçiyor. Ankara Emniyet Müdürlüğünün önünden geçtikten 10 dakika sonra oraya bomba atıldı. Dikmen'den aşağıya inerken önümüzde bir araba yola paralel şekilde durmuş, 'Geçemezsiniz' dediler. Arkadaşım bana 'Ne diyeceğim vekilim' diye sordu. Söyle dedim. 'İçeride vekil hanım var' demesi üzerine 'Tamam, o zaman geçin.' dediler. Hainlerden biri de olabilirdi."
"Vatanımız için dışarı çıktık"Süratle Meclise gelmek için yoğun çaba harcadıklarını aktaran Karaburun, şunları söyledi:
"Meclise Çankaya Kapısı'ndan girdik sonra TBMM Ana Bina'nın kapısına geldik, bu sırada ekip arkadaşlarım tekerlekli sandalyemi kurdu, koruma polisim beni kucakladı, tam sandalyeye oturtacakken Meclis bahçesine bomba atıldı. Herkes kaçışmaya başladı. Biz de direkt Meclis'ten içeri girdik hatta koruma polisim o sırada 'Vekil hanım öleceğine, bacakları kırılsın' demiş. Bu şekilde içeri girdik. Daha sonra hemşirem, diğer yardımcı kardeşim, hep birlikte sandalyemi toplayıp içeri geldiler. Çok enteresan, o gece koşturuyoruz, bir şeyler oluyor ama hiçbirimizde korku yoktu. Ne için dışarıda olduğumuzu biliyorduk. Vatanımız için, bayrak için, ezanlarımız dinmesin diye kendimizi dışarıya atmıştık. Vatandaşlarımız da zaten bu duygu ve düşüncelerle meydanlara attı."
Karaburun, Mecliste ilk önce AK Parti TBMM Grubu'nun bulunduğu bölüme giderek, grup başkanvekillerinden birinin odasına geçtiklerini, daha sonra dönemin TBMM İdare Amiri Salim Uslu'nun odasına gittiklerini ifade etti.
Bu sırada TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın da Meclise geldiğini hatırlatan Karaburun, şöyle konuştu:
"Bakanlarımız da vardı. AK Parti, CHP ve MHP'den Ankara'da olan milletvekili arkadaşlarımız oradaydık. Sonrasında Genel Kurula girmek istedik fakat Genel Kurul kapalıydı. Bir hengame içindeyiz ama Genel Kuruldan halkımıza bir an önce 'Biz de buradayız' diyebilmek, mesajlarımızı verebilmek için gayret sarf ediyoruz. Kapı açıldı ve içeri girdik. Bu esnada Meclise isabet eden ikinci bomba atıldı. Başkanlık Divanının arkasındaki bölümdeyken Başbakanlık makamına isabet eden bomba atıldı. Patlamada polis memuru arkadaşlardan biri yaralandı. Daha sonra bizi güvenli bir bölgeye geçirmek istediler. Sığınağa indik, 'Ertesi gün ne yapacağız, halkımıza nasıl sesleneceğiz?' cümlelerini yazmaya başlamıştık. Sabah 06.30 sularında asker dolu bir helikopterin Meclise inmek üzere olduğunu duyduk. 'Buraya kadarmış' dedik. Meclisteki polislerimiz, bizi korumak adına yetersiz silahlarla karşılık veriyorlardı. O sırada hepimiz helalleşmeye başladık."
"Meclise şehit olmak için geldik"Meclis'e vatan için geldiklerinin altını çizen Karaburun, "Vitray camlar iniyordu, yerden toz bulutu kalktı ama hiçbirimiz kaçmadık, bekliyorduk. 'Ne olacaksa olsun' dedik. Sonuçta Meclise şehit olmak için gelmiştik." ifadelerini kullandı.
Genel Kurul Salonu'ndayken annesiyle telefonda görüştüğünü, "Bizi merak etmeyin" dediğini anlatan Karaburun, "En azından sesimi duysunlar, rahat etsinler' diye düşündüm. 'Göründüğü gibi değil, her şey normal' diyorum ama televizyona bakıyorum, Meclisin üzerinde bombalar patlıyor." dedi.
Türk halkının, birlik içinde olduğunda güçlü olduğunu vurgulayan Karaburun, milletin, bunu 15 Temmuz'da bir kez daha gösterdiğine dikkati çekti.
Bennur Karaburun, "Atalarımız nasıl Kurtuluş Savaşı'nda bir araya geldiyse biz de onların torunları olarak Mecliste bir araya geldik. Darbeciler bunu hesaplamayı unuttular." diye konuştu.
Birlik ve beraberlik çağrısı yapan Karaburun, şunları kaydetti:
"15 Temmuz 2016'da nerede duruyorsak bugün de aynı yerde duruyoruz. Ne bir adım öne ne de bir adım geriye hareket ettik. Duruşumuz ilk geceden beri belliydi. Bundan sonraki süreçte de farklı bir yöne doğru sapacağını düşünmüyorum. Akdeniz'de sular kaynıyor, içimizde bizi bölmeye çalışanlar var, keza Balkanlarda birçok tehdit var. Ege deseniz aynı şekilde. Halkımızın bunu gördüğüne inanıyorum. Bir saldırı olsa halkımız yine aynı milliyetçi ruhla, milli birlik ve beraberlik içinde ayağa kalkacaktır."