Doç. Dr. Adem Palabıyık: “Diyarbakır anneleri unutturulmamalıdır”

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kültürel ve Sosyal Çalışmalar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Adem Palabıyık, Diyarbakır annelerinin unutulmaması gerektiğini belirterek, “Diyarbakır

Politika 2.09.2021 09:58:50 0
Doç. Dr. Adem Palabıyık: “Diyarbakır anneleri unutturulmamalıdır”
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kültürel ve Sosyal Çalışmalar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Adem Palabıyık, Diyarbakır annelerinin unutulmaması gerektiğini belirterek, “Diyarbakır anneleri ülkemizde asla unutturulmamalı ve genç nesillere direnişleri mutlaka anlatılmalıdır” dedi.

Diyarbakır anneleri ile ilgili yaptığı çalışmalara değinen BEÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Palabıyık, evlat nöbetindeki ailelerin ortaya koyduğu tavrın son derece önemli ve anlamlı olduğunu söyledi. Palabıyık, “Şimdiye kadar hiçbir sivil hareket derdini bu kadar iyi anlatamadı ve hem PKK’ya hem de HDP’ye zemin kaybettiremedi ama Diyarbakır anneleri bu küçük çadırdan bütün dünyaya seslerini duyurabildi” dedi.

“Diyarbakır anneleri artık uluslararasılaştı”

Doç. Dr. Adem Palabıyık, Diyarbakır annelerinin artık uluslararası sosyal ve siyasal arenada da gündemde olduğunu dile getirerek, “Bildiğiniz gibi Diyarbakır annelerinin 3. yıl dönümü olan 3 Eylül tarihi yaklaşıyor. Bu zamana kadar 31 aile evladına kavuştu, 234 aile nöbete katıldı. Van, Şırnak ve Hakkâri gibi illerde aileler HDP binasına yürüdü ve Muş’ta da aileler HDP binası önünde evlat nöbetine başladı. Uluslararası medyaya baktığımızda evlat nöbetindeki ailelerin ve Diyarbakır annelerinin artık CNN veya BBC gibi uluslararası haber kanallarında yer bulduğunu görüyoruz. Buna AlJazeera gibi önemli iletişim kanalını da ekleyebiliriz. TRT World, Daily Sabah gibi uluslararası medyada yer alan kuruluşlar da bu sürecin bir parçası kabul edebiliriz. Özellikle Cumhurbaşkanımızın, Diyarbakır programında Diyarbakır annelerini de ziyaret etmesi dünya medyasının da gündeminde yer almıştı. PKK’dan evlatlarını isteyen ve sivil bir hareket olan Diyarbakır anneleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst düzey makamı tarafından ziyaret edilmiş ve karşılık da görmüştür. Hatta anneler ile Cumhurbaşkanımız arasında geçen diyalogdaki ‘Bu gücü 30 sene önce gösterseydik, bu kadar anne Türkiye’de böyle ağlamazdı. Biz bugün Allah’ın gücü ve senin sayende bu gücü bulduk’ cümlesi aslında birçok meseleyi özetlemektedir” diye konuştu.

“Türkiye’de feminist geçinen hareketlerin birçoğu Diyarbakır annelerini yalnız bıraktı ama bizler anneleri yalnız bırakmayacağız”

“Türkiye’de feminist geçinen kadın hareketlerinin birçoğu Diyarbakır annelerini yalnız bıraktı” diyen Palabıyık, konuşmasına şöyle devam etti:

“Annelerin hareketinin feminen bir tarafı da var. Bir terör örgütüne karşı kadınsı bir tavır sergilediler ve kadın olarak, evlatlarını istediler. Birçoğu bunu başardı ve diğer anneler direniş nöbetlerine devam ediyorlar. Bu tavır aslında Türkiye’deki bütün kadın hareketlerine önemli bir misal teşkil etmektedir. Çünkü Diyarbakır anneleri hem kadın hem de anne kimliğini ‘protest’ bir harekette birleştirmeyi başarabildi. Dünyada bunun örneği hiçbir yerde yoktur. Arjantin’deki Mayıs Anneleri hareketi de yine sisteme karşı bir anlam içermektedir ve Diyarbakır anneleri ile uzaktan yakından bir benzerliğe sahip değildir. Diyarbakır anneleri, bir terör örgütünün ve onun siyasal bağlantısının kaçırdığı evlatlarından başka hiçbir şey istememiş ve meseleyi hiçbir zaman siyasal boyuta da çekmemişlerdir. Zaten siyasal boyuta çekilmediği için muhalefetten hiçbir destek de görmemişlerdir. Meral Hanım bir anne olmasına rağmen Diyarbakır annelerini ziyarete gitmemiştir. Bütün dünyanın ilgisine çeken ve birçok yerden destek gelen Diyarbakır annelerinin hala Meral Akşener Hanım tarafından ziyaret edilmemesi nöbetteki anneleri de ciddi hayal kırıklığına uğratmıştır. Ayrıca Barış Akademisyenleri İnisiyatifi de ‘hendek olaylarında’ takındıkları tavrı Diyarbakır anneleri söz konusu olunca sergilememişler, sessiz kalmışlar ve PKK’ya karşıt bir tavır geliştirmemişlerdir. Devletin, Kürt halkına karşı katliam gerçekleştirdiği yalanını savunan Barış Akademisyenleri İnisiyatifi, PKK’nın kaçırdığı evlatlara karşı tek bir kelime etmemiş ve neredeyse PKK’nın arkasında hizalanmışlardır. Birileri ya da bazı kesimler istedikleri kadar kulaklarını tıkasa da, bizler evlat nöbetindeki ailelerin sesleri olmaya inşallah devam edeceğiz” diye konuştu.


Anahtar Kelimeler: