Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Adem Palabıyık, CHP’nin ve yöneticilerinin özellikle son dönemde HDP ile yakınlaştığın
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Adem Palabıyık, CHP’nin ve yöneticilerinin özellikle son dönemde HDP ile yakınlaştığını ve HDP’nin de buna karşılık verdiğini belirterek, “CHP, HDP’leşirken; HDP, Kemalist’leşiyor” dedi.
Doç. Dr. Adem Palabıyık, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde seçilebilmek için HDP ile ciddi anlamda yakınlaştığını söyledi. CHP’nin artık eski geleneği temsil etmediğini ifade eden Palabıyık, “Günümüzde Atatürk’ün partisinden hiçbir belirti kalmadı, çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri için CHP’yi, HDP’nin beşinci kol faaliyet alanı haline getirdi. HDP, ifade etmek istediklerinin artık CHP üzerinden de ifade edebiliyor. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu, Veli Ağababa, Oğuz Kaan Salıcı, Sezgin Tanrıkulu gibi isimler, CHP’nin, HDP’leşmesinde önemli rol oynamaya başladılar. Hatta Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkan yardımcıları Nurullah Timur ve Kasım Ergün, dün Ankara’da CHP Genel Merkezi’ni ziyaret ederek CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile bir araya geldi. Bu görüşmede ise şunlar konuşuldu: ‘Kürtlerin millet olma gerçeklikleri kabul edilmeli, yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmalıdır. Kürt dili kamusal alanda resmi dil olmalı. Kürtlere kendi ana dilleri ile eğitim, öğretim hakkı tanınmalıdır. Düşünce, ifade, inanç ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Kürdistan ismi üzerindeki tüm yasaklara son verilmeli, Kürdistan adlı siyasi partiler, STK ve kültürel kurumlar özgürce kurulabilmeli. Tüm bu adımlar ve haklar yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmalıdır. Düşünceleri ve siyasal faaliyetleri nedeniyle hapiste olanlar bir an önce serbest bırakılmalı, haklarındaki davalar düşürülmelidir. Türkiye Devleti, başta BM ve AB ile olmak üzere imza attığı tüm uluslararası anlaşmaları kayıtsız şartsız hayata geçirmeli, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalara koyduğu tüm çekinceleri hemen kaldırmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın 90. Maddesi uygulanmalıdır’. CHP’li Salıcı ise bu tutumları genel merkeze iletti” ifadelerini kullandı.
“CHP, devletin ideolojik aygıtı haline getirildi”
CHP’nin, artık bir baskı aracı haline getirildiğini sözlerine ekleyen Palabıyık, “CHP, kuruluş ilkelerini tamamen terk etti ve bir baskı unsurunun bir parçası haline getirildi. Çünkü CHP, artık bir ideolojik aygıt görevi görüyor. Özellikle HDP’nin talepleri doğrultusunda hareket ederek gerektiğinde Selahattin Demirtaş’a, gerektiğin de ise Osman Kavala’ya özgürlük isteyecek kadar ideolojik aygıt olarak ön plana çıkıyor. Hatta belirli zamanlarda FETÖ zihniyeti ile ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kamudan ihraç edilen ve haklarında kesinleşmiş yargı hükmü bulunan kişilerin dosyalarının yeniden ele alacaklarını, söz konusu kişilerin adil, eşit ve bağımsız bir yargı önünde tekrar yargılanacağını savunması bahsettiğimiz tutumun son işareti olmuştu. CHP, ülkemiz için ajanlık yapanların veya bu tür girişimde bulunanların yeniden güç elde edebilmesinin önünün açılmasının çağrısını yaptı. Yine FETÖ üyeleri de seçimde CHP çağrısı yaptı. Yani CHP-HDP ve FETÖ denkleminde artık saflar netleşiyor. Her üç tarafta gerektiği dönemlerde birbirlerini açık biçimde destekliyorlar. HDP’de, CHP’nin bu desteğini karşılıksız bırakmıyor ve Kürtleri geleneklerinden koparmak için elinden geleni yapıyor. Özellikle dindar ve muhafazakar Kürt ailelerin çocuklarını gençlik kolları aracılığı ile ideolojikleştiriyor ve seküler bir bilinç oluşturmaya çalışıyor. Ayrıca, kadın modernleşmesi adı altında aile yapılarını dinamitliyor” dedi.