Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'Suriyelileri geri göndereceğiz' sözlerini eleştirerek, 'Bunun insanlıktan nasibi var mı? İnsanlıktan nasibini almamış olan bir kişi ancak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Suriyelileri geri göndereceğiz" sözlerini eleştirerek, "Bunun insanlıktan nasibi var mı? İnsanlıktan nasibini almamış olan bir kişi ancak bunu söyleyebilir. Bunlar muhacir, biz ise ensarız. Ensar ile muhacir nedir o adam bilmez, o hassasiyeti anlamaz" dedi.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Merkezi’nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışa Erdoğan’ın yanısıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Fatih Belediye Başkanı Hasan Suver, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜGVA’nın faaliyetlerinden övgü ile bahsetti. Mekanlara anlam veren unsurun içindeki insan olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ne kadar muhteşem bina yaparsanız yapın içinde insan yoksa orası bir beton yığını olarak kalmaya mahkumdur. TÜGVA Genel Merkezi’ni beton yığınına dönüşmekten kurtaracak olan öncelikle TÜGVA’ya gönül vermiş arkadaşlarımızdır. Genel merkez binamız sizlerin çalışmalarıyla anlamını bulacaktır. Bu bina eşyalarla değil ortaokul çağından üniversiteye kadar farklı yaş gruplarındaki gençlerimizin heyecanı ve samimiyeti ile olduğu zaman gerçek fonksiyonunu icra edecektir. TÜGVA Genel Merkezi etrafındaki diğer binalarda ayırıcı vasfı, her gün dolup taşan gençler olmalıdır. TÜGVA’ya gönül vermiş her bir kardeşimin meseleye bu şeklide baktığına inanıyorum” diye konuştu.
TÜGVA’nın kısa zamanda katettiği mesafenin önemli bir başarı olduğunu söyleyen Erdoğan, “TÜGVA 81 vilayetimizin tamamında ve 404 ilçemizde örgütlenmesini tamamladı. Gerçekleştirdiği faaliyetlerle bu kurumumuz ülke genelinde 4.5 milyonu aşkın gencimize ulaşmayı başardı. Yurt doluluk oranı yüzde 58’lerden yüzde 90’lar üzerine çıktı. Bugün 58 yurdumuzda 7 bin 500 civarında öğrencimize evlerini aratmayacak sıcak, ferah ve huzurlu ortamda barınma imkanı sunuluyor. Yaz okulları ile 71 bin ortaokul öğrencimiz TÜGVA ile tanışma fırsatı buldu. Gençlerimizin yurt dışı tecrübesi kazanmasına yönelik çalışmaları takdirle karşıladığımızı söylemek isterim” şeklinde konuştu.
AK Parti’nin 16 yıldır gençlere sahip çıkma mücadelesi verdiğini anlatan Erdoğan, “Milletimizin desteği ile darbe dönemlerinin o baskıcı faşist, insanı ezen anlayışını rafa kaldırdık. 28 Şubat dönemlerinin utanç sahnelerine son verdik. Yüksek öğretim kurumlarımız dahil eğitim ve öğretim kurumları vesayetçi zihniyetten kurtuldu. Hiçbir evladımızın inancından dolayı, kıyafetinden dolayı horlanmadığı bir özgürlük atmosferini ülkemizde hakim kıldık. Bu süreçte sadece kendimize ve tabanımıza değil, bizimle aynı dünya görüşünü paylaşsın paylaşmasın milletimizin tamamına hizmet etmenin çabasını güttük. Çoğu zaman insafsızca eleştirildiğimiz halde bize yapılanları biz başkalarına yapmadık” ifadelerini kullandı.
“Son 16 yılda hareket alanı daralan sadece terör örgütleri ve yandaşları olmuştur”
Türkiye’nin son 16 yılına ilişkin eleştirilere yanıt veren Erdoğan, “Son 16 yılda hareket alanı daralan da sadece terör örgütleri ve yandaşları olmuştur. Son 16 yılda mevzi kaybedenler zadece vesayet odakları olmuştur. Son 16 yılda gelir kaynakları kesilenler sadece çalışmadan, hiçbir riske girmeden para kazanamaya alışmış asalaklar olmuştur. Son 16 yılda güçten düşen sadece millete tepeden bakmayı alışkanlık haline getiren bir avuç seçkin olmuştur. Bunların dışında hiçbir vatandaşın özgürlük alanı daralmamıştır. Türkiye’nin son 16 yılından rahatsız olanlar da, senelerdir kendilerini imtiyazlı vatandaş konumunda görmeye alışanlardır. Her ne kadar birileri gerçekleri ters yüz ederek anlatmayı alışkanlık haline getirmiş olsa da biz demokrasinin geliştirilmesi yönünde çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin yeniden diriliş ve yeniden şahlanış dönemine girdiğini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu dönem yeniden büyük Türkiye idealimizi pratiğe dökme dönemidir. Elbette bu idealin bir yanı coğrafyamızla ilgiliir. Ancak bu asla yayılmacı bir ideal değildir. Bizim ideallerimize bu tarz kulp takanların gayesinin meseleyi anlamaktan ziyade daha başından yaftalamak olduğunu biliyoruz. Gayesi bağcıyı dövmek olan bu çevreleri dikkate almadık, almıyoruz. Biz kendimiz ile beraber kardeşlerimizin, dünyadaki mazlum ve mağdurların huzur barış içinde yaşadığı bir küresel sistemin savunuculuğunu yapıyoruz. Biz demokrasiden başka talepleri olmayan Suriyelilerin varil bombaları altında can vermediği bir düzenin inşası için çalışıyoruz.”
"Bunun insanlıktan nasibi var mı"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun İngiltere’de Suriyelilere yönelik söylediği sözleri eleştiren Erdoğan, “İşte ana muhalefetin başı. Dün İngiltere’de ‘Türkiye’deki Suriyelileri tekrar ülkelerine göndereceğiz’ diyor. Bunun insanlıktan nasibi var mı? İnsanlıktan nasibini almamış olan bir kişi ancak bunu söyleyebilir. Bunlar muhacir, biz ise ensarız. Ensar ile muhacir nedir o adam bilmez, o hassasiyeti anlamaz. Bunlar her zaman zulüm ile iç içe olmuşlar. CHP tarihini biz iyi biliriz. Onların daha yakın siyasi tarihimizde Adnan Menderes’i, arkadaşlarını nasıl idam ettiklerini iyi biliriz. Ama onlar bundan zevk duyanlardır. Onlar kollarında teröristlerle Ankara’dan İstanbul’a yürüyebilirler. Biz ise rahmet erleri ile şefkat erleri ile yürürüz. Biz Afrika’nın yer altı zenginliklerinin batılılarca gasp edilmediği, insanları altını, petrolü için sömürülmediği bir yapının tesisi yolunda mücadele veriyoruz. Biz Gazze sahilinde oynayan can çocukların bombaların hedefi olmadığı insanı bir sistemin hayat bulması için ter döküyoruz. Bay Kemal sen onlarla beraber yürümeye devam et, biz mazlumlarla beraber yürümeye devam edeceğiz. Bir insan ve bir Müslüman olarak bu mücadelenin boynumuzun borcu olduğuna inanıyorum. Çocukların kadınların güvende olmadığı bir dünyada hiç kimse güvende değildir. Umut yolculukları karanlık sularda sona eren mazlumların cesetlerinin çocukları ile birlikte sahile vurduğu dünyada kimse kendini emniyette hissedemez. Demek ki bay Kemal ediyor. Gençlerin terör, uyuşturucu bataklığında can verdiği dünyada kimse geleceğine umutla bakamaz. Özgürlük adına belli uyuşturucu maddelerin serbest bırakıldığı bir sistemde kimse istikbalini garantide göremez” dedi.