Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili ve Elazığ Milletvekili adayı Gürsel Erol, "Bir milletvekilinin asla iktidarı ve muhalefeti olmaz. Ben bunu Tunceli milletvekilliğinde gördüm. Milletvekillinin beceriklisi ve beceriksizi var. Eğer milletvekili beceriksizse onun iktidar veya muhalefet partisinden olmasında hiçbir anlamı yok. Yeter ki doğru tespitler yapın, doğru yerde doğru şeyi gündeme getirin“ dedi.
CHP Tunceli Milletvekili ve Elazığ milletvekili adayı Gürsel Erol, Ağın ve Keban ilçelerini ziyaret etti. Esnaflarla bir araya gelen Milletvekili Erol, karşılaştığı yöre sakinleri ile sohbet edip destek istedi. Milletvekili Gürsel Erol, “Bu seçimlerde biz yerel olarak Elazığ kampanyasını yürütürken cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de Türkiye kampanyasını götürüyor. Haziran’ın 17’sinde de Elazığ’da sizlerle birlikte olacak. Benim iki sıfatım var; bunlardan birincisi hala 24 Haziran’a kadar Tunceli milletvekiliyim. Şuanda da Elazığ Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili adayıyım. Elazığ’da il başkanlığı yaptım.1995 seçimlerinde Elazığ birinci sırada milletvekili adayıydım. O zaman yaşımız çok gençti. 28-29 yaşında milletvekili adayı olmuştum. Ama her işte bir hayır var, dönüp dolaşıp tekrar Elazığ milletvekili adayı olduk. Ben Elazığ’a gelirken Elazığ’da bu kadar köklü sorunların olduğunun çok farkında değildim. Elazığ’da siyasetin tekelleştiğini biliyordum ama gezip dolaşmaya başlayınca, köylere, ilçelere gidince ve esnafı gezince yalnız siyaset, ticaret ve bürokrasi, kamu hizmetleri tekelleştirilmemiş, bu yalnızca AK Parti tarafından tekelleştirilmemiş. AK Parti’ye oy veren seçmen de bundan yararlanmıyor. Böyle bir tekelleşme ve kutuplaşma var" dedi.
"Milletvekilinin asla iktidarı ve muhalefeti olmaz"
Kendisinin parlamentoda 2,5 yıl görev yaptığını, bu görev süresi içerisinde karışıklık ve gerilim üzerine siyaset yapmak yerine siyaseti sorgulayan, çözüm odaklı alternatif söylemlerle milletvekilliği yaptığını aktaran Erol, "Devletin kendi bir iç işleyişi var. Ben milletvekili olarak benim görevim vatandaş ile devlet arasında köprü olmak, vatandaşın yaşadığı mağduriyeti devlet bürokrasisine taşımak ve çözüm bulmak. Bir milletvekilinin asla iktidarı ve muhalefeti olmaz. Ben bunu Tunceli milletvekilliğinde gördüm. Milletvekillinin beceriklisi ve beceriksizi var. Eğer milletvekili beceriksizse onun iktidar partisinden veya muhalefet partisinden olmasının da hiçbir anlamı yok. Eğer bir şeyler yapabilecek kapasiteniz varsa yine muhalefet partisinden ve iktidar partisinden olmanızın hiçbir anlamı yok. Yeter ki doğru tespitler yapın, doğru yerde doğru şeyi gündeme getirin. Vekilimden ne isteyeceğini bilerek hareket edin. Bunu biz Tunceli’de başardık, şimdi sıra Elazığ’da" diye konuştu.
"Biz toplumu bilgilendirmek zorundayız"
Elazığ’da kimsesizlerin kimsesi olmaya geldiklerini vurgulayan Erol, "Çaresizlerin, umutsuzların umudu olmaya geldik. Ama bunu çatışma kültürüyle birilerini kötüleyerek veya yargılayarak değil. Çünkü her partinin kendine göre bir ideolojisi, kendine göre bir siyaset yapma tarzı var. Her parti bu anlayışla milletvekili adaylarını belirlemiş ve buraya göndermiş. Nasıl CHP beni buraya gönderdiyse AK Parti’nin de, İYİ Parti’nin de, Saadet Partisi’nin de genel merkezleri buraya milletvekili adayı göndermişler. Biz milletvekili belirleme yöntemi ve kişiliği ile ilgili hiçbir söz söyleme hakkına sahip değiliz. Çünkü biz zaten ayrı partideyiz. Ama biz toplumu şu konuda bilgilendirmek zorundayız. 16 yıllık süre içerisinde yaklaşık 20 tane AK Parti milletvekili değişmiş. Yani her dönem milletvekillerine Elazığ halkı oy veriyor. Seçiyor Elazığ halkı, milletvekillerinden memnun olmayınca eleştirmeye başlıyorlar. Bir dahaki dönem bu milletvekillerini değiştiriyorlar, yeni milletvekili getiriyorlar, yani sistem devam ediyor. Ama insanlarda burada tek taraflı kutuplaşma olduğu için siyasette bu kente yaşanan olumsuzlukları kimse gündeme getirememiş, parlamento kürsüsüne taşıyamamış, bürokrasiye yaptıramamış. Herkes siyaseti bir daha nasıl seçilirim ve listede nasıl olurum üstüne yapmış" şeklinde konuştu.
"Elazığ’dan bakan niye yok"
Erol, "Çevre illerimize bakın Diyarbakır’da dönem dönem her partide milletvekilleri oldu. Diyarbakır’a bakanlık verdiler. İşte Erzincan’dan başbakan çıktı, bakan çıktı. Bingöl’den bakan çıktı. Malatya’dan bakan çıktı, Gaziantep’den bakan var, Elazığ’da yok. Niye? Çünkü Elazığ seçmenini seçmen olarak görmüyor, oy deposu olarak görüyor. Diyor ki ben kimi aday yapsam bu halk bana oy veriyor. Kimi aday yaptılarsa oy verdiler. Oy verildiği için de fark etmez diyorlar. Kim olursa olsun nasıl olsa seçecekler. Buraya bakanlık vermeme de gerek yok, zaten oy veriyorlar. Ama siyasette kendi partilerinin dışında başka partiden milletvekili varsa orada gücünü kaybetmemek için bakanlıklar vermişler. Eskiden Elazığ’ın adı doğunun Parisi’ydi, şimdi tam tersine bir mağduriyet kenti olmuş” dedi.