Tarih: 17.08.2023 11:49

Özakalın, Türkiye Ekonomi Şurası’nda Erzurum’un sorunlarını anlattı

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Ekonomi Şurası, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve ilgili bakanlar ile oda ve borsa başkanlarının katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de yapıldı.
Şurada Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin sorunlarını ve çözüm önerilerini ifade eden Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, “Yatırım teşvik sisteminin revize edilmesi ve Erzurum’un 6.Teşvik Bölgesine alınması, “Erzurum’un ‘Sınır Ticaret Merkezi’ statüsüne kavuşturulması”, “TKDK teşviklerinin kapsamının genişletilmesi” ve “Farklı kurum ve kuruluşların sağladıkları teşviklerin tek elden verilmesi” temel başlıklarında bir sunum yaptı. Başkan Özakalın ayrıca, “6.Teşvik Bölgesi”, İş Dünyası ve Çalışma Hayatıyla İlgili Ülke Geneli, Bölge ve Erzurum Özelinde Uygulanan Teşvik ve Desteklerle İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri” raporunu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a sundu.
TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’na, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve oda-borsa başkanlarının yanı sıra; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel katıldı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada, ekonomide deneyimli isimlerin iş başında olmasının kendilerine moral verdiğine dikkati çekerek, "Hep birlikte ekonomiyi daha sağlam temellere kavuşturacağımıza inanıyoruz." ifadesini kullandı. Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İş dünyası olarak her şeyden önce öngörülebilirlik istiyor, geleceğe dair yol haritası bekliyoruz. İş planları yapmak ve güven içinde ilerlemek üzere, kamu idaremizin hazırlayacağı orta ve uzun vadeli planların gayet önemli olduğunu düşünüyoruz. Dengeli ve kapsayıcı büyüme için makroekonomide istikrar ve güven sağlanmalı. Yapısal reformlara ilişkin somut bir yol haritası ortaya konulması lazım. Yeni ekonomi yönetiminin bu yönde hareket ederek, para politikasında başlattığı normalleşme adımları memnuniyet vericidir ve devam etmelidir. Biz, koşmaya, çalışmaya, üretmeye hazırız. Allah’ın izniyle tüm sıkıntıları aşacak, yola devam edeceğiz. Ülkemizi daha güçlü, daha zengin, daha müreffeh yapmak için üretmeyi, emek vermeyi sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise konuşmasında, "Para politikası, maliye politikası ve yapısal reform adımlarını kademeli bir şekilde devreye alarak Türkiye’de yatırım ortamının iyileştirilmesi, sürdürülebilir bir büyüme için daha elverişli bir ortamın sağlanması ve ekonomimizin potansiyelinin daha da yükselmesini istiyoruz." dedi.
Eylül ayının ilk yarısında açıklamayı planladıkları Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıkları çerçevesinde, son dönemde iş dünyası temsilcileriyle istişareleri sürdürdüklerini, aynı şekilde 2023-2028 dönemini kapsayan 5 yıllık 12. Kalkınma Planı’nı da sonuçlandırmak üzere olduklarını ve ekim ayında Meclise sunacaklarını belirten Yılmaz, Türkiye’nin her köşesinde sahanın, sektörlerin güncel durumuna ve en önemli sorunlarına vakıf, 81 il ve 160 ilçedeki 365 Oda ve Borsa’nın sahadan gelen görüş ve taleplerini son derece önemsediklerini vurguladı.
Yılmaz, TOBB çatısı altında Oda, Borsalar aracılığıyla iş dünyasının talep ettiği pek çok konuyu hayata geçirdiklerini, mesleki eğitimin yaygınlaşmasından, kara gümrük kapılarının modernize edilmesine, lisanslı depoculuk sisteminin ülkeye kazandırılmasından Oda, Borsaların dijitalleşmesine birlikte adım attıklarını, şirket kuruluş işlemlerinde Odaları tek durak haline taşıyacaklarını ifade etti.
4 sorun 4 çözüm önerisi
Türkiye Ekonomi Şurası’nda Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren ve 4 temel başlıktan oluşan raporu ise Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın sundu. Başkan Özakalın, Erzurum’un 6.Teşvik Bölgesi’ne alınmasının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
Sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi’ne (SEGE) göre 5. bölge teşviklerinden faydalanıyoruz.
"İllerin sosyo-ekonomik gelişmişliği belirlenirken 8 üst başlıkta 52 farklı değişken kullanılmaktadır. İl kademesi ve buna bağlı olarak faydalanacağı teşvik bölgesi bu değişkenlerin tümünün ele alınmasıyla belirlenmektedir.
Bu nedenle sosyal şartları gelişmiş ama sanayisi gelişmemiş illerde, ilin sanayisini geliştirecek ve buna bağlı olarak ihracat kapasitesini artıracak teşviklerden yeterince faydalanamadığı elverişsiz bir durum ortaya çıkmaktadır.
Örneğin; Erzurum ilimiz, kişi başına hastane yatak sayısı ve hekim sayısı değişkenlerinde 81 il içerisinde sırasıyla beşinci ve dokuzuncu sırada bulunmaktadır. Sağlık ve yaşam kalitesinde sırası ile 48. ve 54 sıralarda yer alan ilimiz diğer değişkenlerinde dikkate alınması ile (Demografi68,Erişebilirlik-68, İstihdam-59) Türkiye genelinde 61. Sırada yer almaktadır. Sege-2017 raporunda da belirtildiği üzere ilimizin ihracat kapasitesinin artırılması önem arz etmektedir.
5. Bölge teşvikleri ile bu mümkün görülmemektedir. Sadece ekonomik değişkenlerin dikkate alındığı durumda ilimizin 6. Kademe illeri arasında yer alacağı ve bu sebeple 6. Bölge teşviklerinden faydalanacağı görülmektedir.
Bu sebeple; özellikle ve öncelikle imalat sektöründeki yatırımların yararlanacağı Sanayi veya Ekonomik Gelişmişlik Endeksinin oluşturulması ve yatırımların bölgesel teşviklerden bu endeks verilerine göre faydalanması Bölgesel Kalkınma Planına da katkı sağlayacak olup, benzer illerin kalkınma hamlelerini hızlandıracaktır.
Mücavir il uygulaması
1989 yılında Erzurum ilinde mücavir il (komşu il) statüsünden yararlandırılmak suretiyle Ağrı Gürbulak sınır kapısından İran’la, Artvin-Sarp sınır kapısından da Bağımsız Devletler Topluluğu ile sınır ticareti yapılmasına izin verilmiştir.
28.04.2000’de çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile de ’mücavir il’ kavramı kaldırılırken, artık sadece, Artvin’den Hatay’a kadar olan sınır illerinde sınır ticareti yapılabilmesi karara bağlanmıştır.
2003 yılına gelindiğinde, 5408 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yeni bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile mevcut sınır ticaretine bir alternatif olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde komşu ülkelere sınırı bulunan 13 ilde sınır ticaret merkezleri kurulması kararlaştırılmıştır. Bu sayede, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki ekonomik ve ticari faaliyetlere ivme kazandırılması, kaçakçılığın azaltılması dolayısı ile kayıt dışı ticaretin asgariye indirilmesi, bölgedeki esnaf ve tacirlerin sınırda tesis edilecek ticaret merkezleri vasıtasıyla komşu ülkelerle yapacağı ticaret sayesinde, hem ihracatın arttırılması hem de sağlanacak vergi kolaylıkları ile 8 il ihtiyaçları dahilinde ithalat yapılmasına imkan sağlanması amaçlanmıştır. Bu sınır illerine komşu Erzurum, Muş, Bitlis, Siirt, Batman, Diyarbakır ve Adıyaman illeri de “mücavir il” olarak belirlenmiştir. Mücavir iller sınır ticaret merkezi kurulacak iller arasında yer almamakla birlikte, bu Karar çerçevesinde sınır ticaret merkezlerinden ticaret yapabilecek iller arasında yer almaktadır. Böylece 2000 yılında kaldırılan “mücavir il” statüsü, sınır ticaret merkezlerinde geçerli olmak üzere yeniden tanınmıştır.
16.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren “Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin 01.12.2008 tarihli ve 2008/14451 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı” ve “Sınır Ticaretinin Uygulanmasına İlişkin 2009/7 sayılı Tebliğ”dir. Düzenleme ile 2003 yılındaki kararla sınır ticaret merkezlerinde geçerli olmak üzere “mücavir il” statüsünden yararlanma hakkı tanınan iller, yeni düzenlemede kapsam dışı tutulmuştur.
İlimiz Erzurum’un “Sınır Ticaret Merkezi” statüsüne kavuşturulmasını istiyoruz.
TKDK teşviklerinden yeterince faydalanamıyoruz
TKDK ile yatırımcılara sunulan Avrupa Birliği’ne Katılım Öncesi Mali Yardım Aracının Kırsal Kalkınma Bileşeni olan kısa adıyla IPARD olarak ifade edilen desteklerin kırsal şartı olan yatırım ve alt tedbirlerinin gözden geçirilmesi işletme sayılarının artması ve istihdama katkı sağlaması açısından faydalı olacaktır. Yeni kurulacak OSB’lere lokomotif olması adına kırsal alan şartı İSTİSNA tutulmalıdır.
Mahalli İdareler Kanunu’ndan sonra mahalleye dönüşen köyler mahalleye dönüşmesi sonucu bu yerleşim yerlerde kırsal alan statüsünden çıkarak özellikle TKDK’nın vermiş olduğu kırsal alan şartı isteyen desteklerinden yararlanmamışlardır.
Bu yerleşim yerlerinde hayvancılık yapılmakta, tarım yapılmakta olan alanlardır. Ancak tek dezavantajları nüfusu 20 binin üstünde olan yerleşim yerlerine (ilçelere) bağlı olmalarıdır. Bu durumun giderilmesi yönünde atılan 5216 sayılı kanun ek maddelerle yapılan düzenleme ilçe merkezleri kırsal alan vasfından çıkarılmamalı.
Yine TKDK desteklemeleri proje alım dönemlerinde istenen teklif mektupları ve çıkarılan proje maliyeti proje bitip ödemelerin yapıldığı dönemde gerek enflasyon gerek kur farkından dolayı maliyetlerin artışı yatırımcıları zor duruma sokmaktadır. Bu durumun giderilmesi için enflasyon farkı gibi ek ödemeler sağlanabilir.
Diğer yandan özellikle doğuda ve yüksek rakımda yer alan ağır iklim şartlarının hüküm sürdüğü illerde inşaat sezonu kısalmakta ve proje yapım süreci uzamaktadır. Bu tür iller hep birkaç adım geriden gelmek zorunda kalmaktadır.
Bu durumun giderilmesi adına bu tür illerde destek oranları birkaç puan artırımlı ve özellikle çağrı dönemi bütün illerde kış sezonuna taşınmalı veya çağrılar mümkünse sürekli açık tutulmalıdır.
’Büyük Ova’ konusu
Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların, kurul veya kurulların görüşü alınarak "büyük ova koruma alanı" olarak belirlenmesine imkân sağlayan uygulama tarım arazilerinin korunmasında ve planlanmasında büyük önem arz etmektedir.
Bununla birlikte koruma alanı belirlenirken tarımsal üretim potansiyelini kaybetmiş arazilerinde bu alana dahil edilmiş olması, TKDK destekleri kapsamında, hayvancılık, mandıra, kesimhane vb. yapılacak yatırımların arazi bulamamasına yol açmaktadır. Bu koruma alanı bazı yerlerde köy merkezi sınırına kadar ulaşmaktadır.
Bu konudaki görüşümüz, büyük ova koruma alanı kapsamının ve bu kapsama giren alanların değerlendirilmesinin daha hassas yapılması ve tarımsal üretim potansiyelini kaybetmiş alanların bu kapsamdan çıkarılarak, bu tür kırsal alanlarda yeterli yatırım alanı oluşturulmasıdır.
Ruhsat alınması sürecinde yaşanan zorluklar
TKDK desteklerinden yeterince faydalanamayan yatırımcılarımızın şikâyetçi olduğu diğer bir konuda ruhsat aşamasında yaşadıkları zorluklardır. TKDK başvuru sürecinde istenen yapı ruhsatı, ruhsat harçları gibi ilave masrafları çıkarmasının yanında başvuru sürecinin uzamasına yol açmaktadır. Başvurunun onaylanmadığı durumlarda, yatırımcıya maddi kayıp oluşturan bu durum, yatırımcıyı caydırıcı bir etki oluşturmaktadır.
Önerimiz, yapı ruhsatı sürecinde kolaylık sağlanarak, ilgili yerel idareden alınacak ruhsata uygundur benzeri bir onay yazısı ile başvuru onayına müteakip ruhsat sürecinin tamamlanması ve böylece oluşabilecek harcamaların azaltılması ve yatırımcıyı caydırıcı etkenlerin olabildiğince azaltılmasıdır.
Teşviklerin tek elden olmaması
Şehrin ve bölgenin dinamiklerinin harekete geçmesi ve ekonomik anlamda arzu edilen seviyeye ulaşması için kapsamlı desteklere ihtiyaç duyulmaktadır. Farklı kurum ve kuruluşlarımızın sağladıkları teşviklerin tek elden ve eski-yeni yatırım gözetilmeden 5084 sayılı kanundaki gibi uygulanması önem arz etmektedir. 5084 sayılı teşvik kanunu ile firmalara gerek enerji, gerekse SGK ve vergi destekleri gibi birçok alanda teşvik tek elden ve daha az bürokrasi ile sağlanmaktaydı.
Başkan Özakalın ayrıca, “6.Teşvik Bölgesi”, İş Dünyası ve çalışma hayatıyla ilgili ülke geneli, bölge ve Erzurum özelinde uygulanan teşvik ve desteklerle ilgili sorunlar ve çözüm önerileri” konularında hazırlanan raporları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a sundu.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —