Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Türkiye’nin rızası olmadan Musul ve Kerkük’ün statüsünün değiştirilemeyeceğini ifade ederek, “Irak’ın kuzeyinde, Suriye’de ve Libya’da yeni ülkesel statüler ortaya çıkamaz, Kıbrıs da dışlanamaz.
TÜRK DEGS Başkanı emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Lozan’ın Türkiye’ye verdiği yetki ve sorumluluklara ilişkin Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Esasen Lozan’da söz konusu olan tüm eski Osmanlı Devleti topraklarında Türkiye’nin onayı olmadan sınır değişiklikleri ve devlet kurmalar olamaz” diyen Yaycı Paşa şöyle devam etti:
Lozan öyle diyor
“Türkiye’nin Lozan Antlaşmasının 16. Maddesinin kendisine tanıdığı bu haktan faydalanması gerekir. Lozan’ın en önemli ve belirleyici maddelerinden birisi olan Lozan 16’da Türkiye’nin Osmanlı bakiyesi topraklardaki hakları ele alınmıştır. Lozan’ın 16. Maddesi Türkiye’nin rızası olmadan Irak, Suriye, Kıbrıs ve Libya’da statü ya da egemenlik değişikliği olmayacağı net bir şekilde ortaya konulmuştur. Lozan’ın 16. Maddesi ‘toptan feragat’ hükmüne de engel teşkil etmektedir. Lozan Anlaşmasının 16. Maddesi uluslararası meselelerde de referans alınarak geçerliliği sabitlenmiş bir içeriğe sahiptir. Örneğin; 21 Mayıs 1996 yılındaki Eritre-Yemen Davası doğrudan Lozan 16’ya referans göstermiş ve Türkiye’ye atıflarda bulunmuştur. Türkiye’nin meseleye doğrudan dahil edilmesi ile Lozan’ın 16. Maddesi’nden doğan hakları arasında güçlü bir bağlantı vardır.”
Kıbrıs, Suriye, Irak ve Libya'da
Türkiye’nin, Kıbrıs adasının ilhak edilmesi ya da idari yapısının değiştirilmesinde Lozan 16’ya göre söz ve hak sahibi olduğunu hatırlatan Yaycı, şöyle devam etti:
“Türkiye bugün Irak, Suriye ve Libya’nın egemenliği, idari geleceği ve istiklali konusunda da söz sahibidir. Lozan 16’ya göre Kıbrıs’ta Türkiye’nin onayına ve tasarrufuna başvurulmuşsa Suriye, Irak ve Libya’da da bu onay ve tasarrufa ihtiyaç duyulmaktadır.”
Libya Türkiye ile birleşmek istemişti
Anlattıklarının tarihin tozlu raflarında kalmış ve unutulmuş bilgiler olmadığını vurgulayan Cihat Paşa, sözlerini şöyle tamamladı: “Libya ile Türkiye arasındaki kardeşlik oldukça bir geçmişe ve derin bağlara dayanmaktadır. Hem bu tarihi bağdan hem de Lozan’ın Türkiye’ye verdiği yetkinin bilinciyle, 22 Ocak 1947 tarihinde Libyalılar Türkiye Cumhuriyeti egemenliğine girmek istemiştir. Türkiye’ye katılmak için yoğun faaliyette bulunan Libyalılar bu amaçla bir de parti kurmuştur. Aynı yaklaşım, Osmanlı’dan zorla koparılan diğer topraklarda kurulmuş kardeş ülkelerde de vardır.”