İzmir'de norm fazlası öğretmenin 120 km uzağa yapılan tayini mahkeme tarafından durduruldu. Mahkeme, ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğine ve aile bütünlüğünün korunması gerektiğine hükmetti. Norm fazlası öğretmen atamaları ve yargı kararları hakkında tüm detaylar.
Norm Fazlası Öğretmenlerin Tayin Krizi Yargıya Taşındı: “120 Km Uzaklık Ölçülü Değil”
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bu yıl norm fazlası öğretmenler için hayata geçirdiği yeni atama politikası, yargı sınavından geçemedi. İzmir'de, ikametgahından 120 kilometre uzağa atanan bir öğretmenin açtığı davada mahkeme, idarenin işlemini "ölçülülük ilkesinin ihlali" gerekçesiyle durdurdu. Karar, benzer durumdaki yüzlerce öğretmen için emsal niteliği taşıyor.
Norm Fazlası Öğretmen Nedir ve Neden Tartışma Yaratıyor?
Norm fazlası öğretmenlik, bir okuldaki öğrenci sayısının azalması, branşın kapanması veya öğretmenin eş durumu gibi nedenlerle tayin istemesi sonucunda, o okulda dersi kalmayan öğretmenlerin durumunu ifade ediyor. Türkiye'de bu statüdeki öğretmen sayısı oldukça fazla. Aynı il içinde bazı okullar öğretmen açığı çekerken, diğerlerinde norm fazlası olması, MEB'in uzun süredir çözüm aradığı bir dengesizlik olarak öne çıkıyor. Bakanlık, bu yıl bu sorunu kökten çözmek amacıyla farklı bir uygulamaya gitti. Öğretmenlere öncelikle tayin hakkı verildi, bu hakkı kullanmayanlar ise bulundukları ilin ihtiyaç duyulan başka noktalarına idari kararla (resen) atandı.
Sendikalar Devreye Girdi: “Aile Bütünlüğü Bozuluyor”
MEB'in resen atama kararı, eğitim sendikalarından sert tepki gördü. Sendikalar, öğretmenlerin ailelerinden uzaklaştırılarak sosyal ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldığını, aile bütünlüğünün bozulduğunu savundu. Bu gerekçelerle, idarenin atama kararlarına karşı dava yoluna başvuruldu. Eğitim-Bir-Sen'in İzmir ve Tokat'ta açtığı davalar, bu hukuki mücadelenin ilk sonuçlarını verdi.
Mahkeme Kararı: “120 Km Mesafe Ölçülü Değil, Aile Korunmalı”
İzmir'de görülen davada, ikamet ettiği ilçeden 120 km uzaklıktaki bir başka ilçeye atanan norm fazlası öğretmenin talebi incelendi. İdare Mahkemesi, verdiği kararda çarpıcı ifadelere yer verdi. Kararda, "ilçeler arasındaki mesafe ve büyükşehir şartlarındaki ulaşım ve yaşam zorlukları dikkate alındığında, atama işleminde 'ölçülülük ilkesi'nin ihlal edildiği" sonucuna varıldı. Benzer şekilde Tokat'ta görülen bir başka davada ise eşi zorunlu yer değiştirmeye tabi olan bir öğretmenin, kendi talebi olmamasına rağmen norm fazlası sayılarak başka bir yere atanmasının yürütmesi durduruldu. Mahkeme, bu kararında toplumun temeli olan ailenin korunmasının anayasal bir yükümlülük olduğunun altını çizdi.
MEB'in Politikası ve Gelecekteki Senaryolar
Yaşanan bu yargı kararları, MEB'in uygulamasının hukuki dayanaklarını sorgulatır hale getirdi. Daha önce de benzer bireysel başvurularda mahkemelerden benzer kararlar çıkmıştı. Ancak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, uygulamanın "hukuka uygun bir işlem" olduğu ısrarını sürdürmüştü. Uzmanlar, bu kararların doğrudan tüm norm fazlası öğretmenleri kapsamasa da, benzer durumdaki öğretmenlerin bireysel başvuruları için güçlü emsal oluşturduğunu belirtiyor. Sürecin, MEB'in atama politikasında bir revizyona gidip gitmeyeceği ya da yargı yolunun daha da yoğunlaşacağı yönünde şekilleneceği öngörülüyor.