Çavuşoğlu, devir teslim töreninde Fidan'dan dikkat çeken ifadelerle söz etti. Tören sonunda sarılan ikilinin birbirlerine çiçek takdim etmemesi göze çarptı.
Dışişleri Bakanlığı'nda yeni bir dönem başladı.
Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni kabine çerçevesinde görevi Hakan Fidan'a devretti.
Çavuşoğlu, törende yaptığı konuşmada, bayrağı devretme sırasının kendisine geldiğini, 8 yıl 6 ay 13 gün taşıdığı bayrağı, "değerli kardeşim" olarak hitap ettiği Hakan Fidan'a devrettiğini belirtti.
Hakan Fidan'a övgü dolu sözler
Dışişleri Bakanı Fidan'dan övgü dolu sözlerle bahseden Çavuşoğlu, "Hakan kardeşim uluslararası ilişkilerin teorisi kadar pratiğine de hakim bir dava arkadaşımdır." dedi.
Çiçek takdim etmediler
Çavuşoğlu, konuşmasının sonunda Fidan ile sarıldı. İkili birbirlerine çiçek takdim etmezken, devir teslim törenlerinde pek görülmeyen bir duruma tanıklık edildi.
"Büyük bir şerefle çalıştım"
Söz konusu törende yaptığı konuşmada Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
Türk Hariciyesi bir an bile olsun tereddüt, korku, tedirginlik göstermiyordu. Bayrak bir büyükelçiden, bir başkonsolostan, bir memurdan diğerine geçiyordu. Ben de bu bayrak yarışına katılmak, şanlı devletimizi ve milletimizi nail olmak istedim.
Önce Yüce Allah'ın takdiri, sonra milletimizin verdiği yetki ve Sayın Cumhurbaşkanımızın taltifleriyle o bayrağı devralmak bize Dışişleri Bakanı olarak nasip oldu. 29 Ağustos 2014'te başladığım görevim boyunca büyük bir şerefle çalıştım. Göreve başlarken şunu çok iyi biliyordum. Diplomasi, kimliğimizin ayrılmaz bir parçası.
"Barışın ve huzurun arayışında olduk"
Köklü Hariciyemizin temellerinin atılmasının bu yıl 500'üncü yıl dönümünü kutluyoruz. Ancak şu da bir gerçek ki Türk'ün olduğu her yerde devlet, devletin olduğu yerde diplomasi vardır. Ben de görevi ilk devraldığım konuşmamda söylediğim gibi, bu köklü geleneğe sırt dayamanın ve dünyanın gıpta ile baktığı Türk diplomatı ile çalışmanın güvenini yaşadım.
Bu aynı zamanda büyük bir sorumluluktu. Zira çok hızlı değişen dünyada geleneklere sadakat kadar, zamanın ruhuna göre hareket etmek gerekiyordu. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve rehberliğinde öyle yaptık. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesi çerçevesinde barışın ve huzurun arayışında olduk.
"Tüm mesai arkadaşlarıma minnettarım"
Girişimci ve insani dış politika anlayışıyla dünyanın her yerinde menfaatlerimizi en iyi şekilde savunan; çıkarlarını koruyan, konsolosluk hizmetlerine en iyisini, en kalitelisini en hızlı şekilde yapmak için çaba sarf eden; salgın, savaş, kriz ve doğal afetlerde hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmayan ve 6 Şubat depreminden sonra tüm dünyadan gelen yardımları koordine etmek için çaba sarf eden ve ilk defa da Türkiye'de sahaya inen tüm mesai arkadaşlarıma burada bir kez daha minnettarlığımı ifade etmek isterim.
Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz Hatay temsilcimiz Devrim Öztürk ve memurumuz Gökhan Aytaç'ı rahmetle anıyor ve tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
"Değerli kardeşim Hakan Fidan'a devrediyorum"
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın demokratik haklarını kullanması için sandığı milletimizin ayağına hep birlikte götürdük. Her başarıyı, her kazanımı, her atılımı birlikte yaptık ve milletimiz için yaptık. İşte şimdi bayrağı devretme sırası bize geldi. 8 yıl 6 ay 13 gün taşıdığım bayrağı, değerli kardeşim Hakan Fidan'a devrediyorum.
Hakan kardeşim uluslararası ilişkilerin teorisi kadar pratiğine de hakim bir dava arkadaşımdır. Esasen Hariciyemiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız, çalışma ilkeleri ve kurum kültür itibarıyla birbirine benzeyen, büyük Türk milletinin hizmetkârı iki güzide kurumumuzdur.
"Devletimizin ve milletimizin bekasını birlikte koruduk"
En zor coğrafyalarda, en hassas konularda devletimizin ve milletimizin bekasını birlikte koruduk. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere, yurt dışındaki terör şebekelerine karşı birlikte mücadele ettik. Kendisinin idaresinde Türk Hariciyesi, Türkiye'nin küresel aktör konumunu pekiştirme yönündeki yürüyüşüne kararlılıkla devam edecektir.
Ben de her zaman Bakanlığımızın ve Bakanımızın emrinde olacağım ve desteğe hazır olacağım. Dışişleri Bakanlığım görevim boyunca bir kez daha bana omuz veren bütün mesai arkadaşlarıma, Türk Hariciyesi'nin her bir neferine sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
"Görevimiz Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmektir"
Bu süreçte elbette eksiğimiz, hatamız olmuştur. Üzdüğümüz, kırdığımız arkadaşlarımız varsa kusurumuza bakmasınlar. Topyekün diplomasi icra ettiğimiz tüm kurumlarımıza, iş dünyamıza, özellikle de öğrencilerimize ve bütün vatandaşlarımıza içtenlikle teşekkür etmek istiyorum. İzin verirseniz, özel bir teşekkürümü de eşim Hülya Hanım ve kızım Eylül İrem'e ayırmak istiyorum. Onlara istediğimiz kadar zaman ayıramadık. Ama onların desteği olmasaydı bu görevi asla yürütemezdik.
Beraber yürümekten şeref duyduğum, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde görevimiz Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmektir. Yolunuz, yolumuz açık olsun. Kaynak: EnsonHaber