İzmir Menemen’de 23 Aralık 1930’da yaşanan Cumhuriyet tarihinin en karanlık fitnesinde, yedek subay Fehmi Kubilay dâhil 5 kişi vahşice katledilmiş, birkaç esrarkeş meczubun karıştığı hadise ‘irticai kalkışma’ olarak yansıtılmıştı.
Bugün, Serbest Fırka’nın kapatılması ve tek parti-tek ses yönetiminin pekişmesi amacıyla düzenlendiği ortaya çıkan Menemen provokasyonunun 92. yıldönümü.
Cumhuriyet döneminin meşum hadiseleri arasında yer alan kanlı provokasyon, İzmir’in Menemen ilçesinde gerçekleşmiş, ilçe dışından gelen ‘Giritli Mehmet’in başını çektiği tezgahta sözde şeriat istenmiş, olaya müdahale etmek isteyen yedek subay Fehmi Kubilay gaddarca katledilmişti.
Çıkan olaylarda 5 kişinin can verdiği kanlı hadise, dönemin CHP diktası tarafından Müslümanlara yönelik cadı avı başlatılmasına neden olmuştu.
Esrarkeş provokasyonuna 'irtica' dediler
Menemen’de, herkesin tanıdığı sarhoş ve esrarkeşlerden Giritli Mehmet ve beş arkadaşı, 23 Aralık 1930 Salı günü, sabah namazı öncesi camiyi basarak, kendi isteklerini gerçekleştirmek için cemaati sindirmeye kalkıştılar. Duruma el koymak üzere bir manga asker eşliğinde gelen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay olaya müdahale etti. Ancak yeterli teçhizatı olmadığı için, Giritli Mehmet ve beş arkadaşı, Kubilay’ı ve yanındaki iki bekçiyi öldürdüler. 92 yıl önce bugün meydana gelen menfur hadise, CHP tek parti diktası tarafından mütedeyyin çevreleri karalama kampanyasına dönüştürüldü. “Provokasyon” olduğu net bir biçimde ortaya çıkan Kubilay olayı, her yıl aynı form ve içerikte ve aynı amaç doğrultusunda gündeme getirilerek Laikçi kesmin, mütedeyyin insanlara yönelik nefretleri diri tutuluyor.
Oğlunu asıp, Erbilli Efendi'yi zehirlediler
Kanlı olay sonrası kurulan Divanı Harp, 105 kişinin sanık sandalyesine oturtulduğu bir yargılama başlattı. Olayı büyük alim Şeyh Esad Erbilli Efendi’nin planladığı yalanı üretildi. 105 kişinin yargılandığı davada 34 kişi idam edilirken, 43 kişi ağır cezalara çarptırıldı. Hukuk skandallarının yaşandığı davada 96 yaşındaki Şeyh Esad Erbilli Efendi yaşlı olduğu gerekçesiyle idam edilmezken, yerine oğlu Mehmet Ali darağacında asıldı.
Esat Erbilli ise sonrasında zehirlenerek şehit edildi. Cenaze namazına dahi izin verilmeyen Erbilli Efendi’nin mezar yeri saklı tutuldu.