Memur-Sen Van İl Başkanı Mehmet Ali Uca'dan sert tepki: DEM'li Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit'in açıklamalarına sert cevap.
Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz'ın TBMM'de sunmuş olduğu soru önergesi ve vermiş olduğu açıklamalarla ilgili sert tepkilerde bulundu.
“KAÇMAZ MESLEKTEN MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERE SALDIRI NEDENİYLE İHRAÇ EDİLDİ”
Uca, Kaçmaz'ın eğitim sorunlarından ziyade kişisel sendikal meselelere odaklandığı ve Milli ve Manevi değerlere yaptığı saldırılarla kendisinin öğretmenlikten ihraç edildiğini belirtti.
"KAÇMAZ YANDAŞ SENDİKANIN SÖZCÜSÜ GİBİ"
Uca, Kaçmaz'ın eğitim sorunlarını dile getirme yerine, eski üyesi olduğu sendikanın sorunlarını meclise taşıdığını ve sorunların temelinde bu sendikanın yattığını savundu. Başkan Uca, Kaçmaz'ın milli ve manevi değerlere karşı olumsuz tutumları nedeniyle meslekten ihraç edildiğini iddia etti.
"LGBT VE DİN DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN ZARARLI POLİTİKALAR ÜRETİLİYOR"
Eğitim-Sen ve destekçilerinin öğrencileri ideolojik motiflerle meşgul ederek eğitimin temel amacından saptırdığını ileri süren Uca, sendikanın LGBT ve din düşmanlığı üzerinden zararlı politikalar ürettiğini iddia etti. Van'daki okul müdürleri ve müdür yardımcıları arasında Eğitim-Sen üyelerinin de bulunduğunu, bunun yanı sıra yapılan birçok ihlalin de bu sendika üyeleri tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.
YOLSUZLUK VE MOBBİNG İDDİALARI
Başkan Uca, bazı okullarda eğitim-öğretimin neredeyse yapılmadığını, usulsüzlüklerin ve mobbinglerin yaşandığını ve şikayetlerin ancak öğretmenlerin görev yerlerinin değişmesi sonrasında ortaya çıktığını belirtti. Eğitim-Bir-Sen olarak ideolojik saplantılardan uzak durduklarını ve sadece eğitim-öğretime odaklandıklarını vurguladı.
EĞİTİMDEKİ POZİTİF GELİŞMELERE VURGU
Son olarak, Uca son beş yılda Van'da açılan yeni okullar ve sınıf mevcutlarının istenilen seviyelere düşmesi gibi olumlu gelişmeleri aktardı. Belediyelerin de öğrencilere ve eğitime yönelik büyük destekler verdiğini, ancak muhalefetin bu gelişmeleri görmek istemediğini iddia etti. Eğitim-Bir-Sen'in eğitimde fırsat eşitliği ve kaliteli eğitim için mücadele vermeye devam edeceğini ifade etti.
MEHMET ALİ UCA'NIN AÇIKLAMASI
Mehmet Ali Uca açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Van’da öğrencilerin eğitim hakkına erişimi noktasında sıkıntılar olduğunu belirten Kaçmaz’ın paratoner gibi destek verdiği sendikasının üyelerinin olduğu bazı okullarda öğrencilerin okuldan uzaklaşmalarına ve uyuşturucu benzeri kötülüklere sebebiyet verdiği gerçeğini çok çabuk unutmuşa benziyor. İyi niyetli olan üyelerini tenzih ederek; emekçilerin özlük haklarıyla ilgili her dem saldırgan cümle kullanan Eğitim-Sen ve destekçileri, birinci vazifeleri olan öğretmenliği bir tarafa bırakarak ideolojik tabanda safsatalar üreterek Eğitimin birincil öğeleri olan öğrencileri kendi hallerine bırakmaktadırlar. LGBT ve din düşmanlığı üzerinden gerek parti gerekse de gözünüz kadar sevdiğiniz sendika olarak tüm zehirli atıkları sözde politikalar üzerinden zavallı ve güçsüz öğrencilere salmaya devam edilmektedir. Özlük hakları konusunda da kendilerinin yetkili olduğu dönemlerde tek bir kazanım elde edemediklerini de bir not olarak hatırlatmış olalım. Özellikle kendi üyelerinin yönetici olduğu birçok okulda eğitim-öğretim adına neredeyse hiçbir şey yapılmamakta, usulsüzlükler, görev aksaklığı ve yapılan mobbinglerle ilgili bir çok şikâyetler vuku bulmaktadır. Bu şikayetlerin detayına bakıldığında öğretmenin o okulda tayininin çıktıktan sonra şikayet ettiği de net bir şekilde görülecek ve korkudan okuldayken şikayet edemedikleri gerçeği ortaya çıkacaktır. Yoğunluklu olarak en son 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesi özellikle İpekyolu ilçesindeki neredeyse bütün okullarında defalarca kez öğretmenler odasında öğretmenlerimizi baskı altına alarak sendikamızdan istifa ettirilmeye çalıştıkları gerçeğini saklayamazlar. Kendi üyelerinin okul müdürü ya da müdür yardımcısı oldukları okullardaki Eğitim-Sen üye sayılarına bakıldığında örnek olarak Dumlupınar İlkokulu ve Ortaokulunun üye kayıtlarına bakıldığında bu baskı ve mobbingin gerçek tablosu ortaya çıkacaktır. Dumlupınar örneği sadece okullar içerisinde yüzde 5’lik bir kapsama sahip olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca okul ziyaretlerinde devlet memurluğundan ihraç edilmiş ve kendilerinin arka bahçesi konumunda olan Dem Parti seçim çalışmalarında görev alan kişileri okullara götürüp baskı dozajını arttırmaya çalışmışlardır.
Kendilerinin yetkili olduğu dönemde bütün yönetici atamalarına blokaj koymalarının yanında, bütün kamu kurumlarını kendi evleri gibi kullanmaları ve malum sendikadan talimat aldıklarını ve dindar insanlara farklı yaftalar vurarak sürecin dışına nasıl itildiklerini hatırlatmak isterim. Tüm yöneticilerin sendikamızdan oluştuğunu ifade etmeleri bile ne kadar art niyetli olduklarını göstermektedir. Halbuki kendi sendikalarından olan yüzlerce kişi halihazırda ilimizde yöneticilik yapmaktadırlar. Hatta ve hatta yandaş sendikalarının il ve ilçe yönetiminde olan kişilerin bile yöneticilik yaptıkları bilinmektedir. Hatta ve hatta halihazırda bir çok proje okulunda görev yapan öğretmen ve yöneticilerden kendi üyeleri olan kişiler olduğunu da saklamaktadırlar. Soruşturmalarda her okul müdürüne verildiği gibi kendi üyeleri olan bütün okul müdürlerine de yüzlerce soruşturma dosyası verildiğini görmek istememektedirler. Genel anlamda okul müdürleri ve müfettişler tarafından yürütülen soruşturmalar neticesinde sadece son iki yıl içerisinde onlarca üyemize çeşitli cezalar verilmiş ve görev yerleri, daha kötü şartlar içeren okullarla değiştirilmiştir. Kısacası yönetici görevlendirmeleri, görev yeri değişiklikleri, soruşturmalar ve muhakkik görevlendirmeleri konusunda Sayın KAÇMAZ’ın yalan yanlış beyanat verdiği ortadadır.
Usulsüz görev yeri değişiklikleri ile ilgili sendikamızın baskı yaptığı konusunu da izah etmek gerekirse; sözde İpekyolu temsilcilerinin İpekyolu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışırken keyfi olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne kaydırıldığı meselesinin içeriğinde kadrosunun aslında İl Milli eğitim müdürlüğünde olmasına rağmen 10 yıldır keyfi olarak İpekyolu ilçe Milli Eğitim müdürlüğünde görevlendirildiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca İpekyolu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görevlendirme olarak çalışan bu kişi ve diğer birkaç kişi, bu süre içerisinde eğitimcilerin ve ilçe müdürlüğü personelinin mobbing ve baskılarla sindirildikleri, sahte imzalarla üyeliklerin alındığı, bir çok kez göreve gelmeyip sendikal çalışma için okullara gittikleri, Devletin temsilcisi olan Valiye yönelik asılsız ithamların bu kişi ve kişiler tarafından yapıldığı da somut delillerle ortaya çıkmıştır. Eğitimciler arasına nifak sokan, devletin valisine ve görevlilerine hakaretlerde bulunan ve devlet düşmanlığı yapan kişileri devlet görmezden gelmeyecek elbette. Sosyal bir hukuk devleti olan, Milli ve manevi değerleri bulunan bir ülkede herkes belirlenmiş ilke ve kurallara uymak zorundadır.
Sayın KAÇMAZ belli ki; Van’da son 5 yılda yapılan yüzlerce okul ve binlerce derslik sayesinde sınıf mevcutlarının istenilen seviyelere gelmesi, yüzlerce spor tesisleri, binlerce kütüphane ve dağıtılan milyonlarca kitabın; öğrencileri ve halkı bilinçlendirecek endişesi taşımaktadırlar. Van’da tüm okulların akıllı tahtalarla donatılması, tüm okullara bakanlık tarafından temizlik ve diğer eksiklikler için ödenen ödeneklerin sizleri rahatsız ettiğini bilmiyor değiliz. Bütün bunları bir tarafa bırakalım, Van Milletvekili olup ta alınan bu kadar mesafeden bihaber olmak bir vatandaş olarak bizleri derinden üzmektedir. Sırf bir sendikayı savunmak uğruna yalan yanlış ve iftiralarla dolu söylemler içler acısı maalesef. Sizin kentte yapılan okullardan, tesislerden ve dağıtılan kitaplardan haberiniz olmadığı gibi, 14’te 14 yaptık diye sevindiğiniz belediyelerden dahi haberiniz olmadığı aşikârdır. Bu arada 14’te 14 belediye kazandık diyerek oburlandığınız benzer bir hatırlatmayla belirtmiş olayım ki; temsilcisinden daha fazla rol alarak desteklediğiniz Eğitim-Sen, hiçbir ilçemizde yetkili olamamıştır. Daha farklı bir tabirle nefret ettiğiniz Eğitim-Bir-Sen tüm ilçelerde 14’te 14 yetkiyi alarak sizleri derinden üzmüştür. Ayrıca daha zafer sarhoşluğundan çıkamadığınız belediyelerinizde yüzlerce işçinin işten çıkarıldığı, Koca şehrin pislik içinde kaldığı, belediyelerde ve diğer kamu kurumlarında çalışanların baskı ve mobbing uygulamalarıyla sendikal tercihlerinin sabote edildiği, önceki belediyeler döneminde çalışan yöneticilerin tamamen pasifize edilerek kiminin tamamen işlevsiz hale getirildiği ve kiminin kendi alanları dışında çalıştırıldığı, kiminin de farklı merkezler ve noktalara sürüldükleri gerçeğini unutturulmayacaktır. Bir taraftan liyakat konusunda eleştiri üstüne eleştiri yapmaktan çekinmemekteler, hatta ağızlarından neredeyse başka bir şey çıkmamakta; bir taraftan da belediyelerde özellikle teknik bilgi gerektiren konularda konuya hâkim olmayan liyakatsiz insanların göreve getirilmesi de ilginç bir tablo ortaya koymaktadır.
Daha önceki belediyeler tarafından ve toplumun teveccüh gösterdiği kursların bir kısmının kapatıldığı ve özellikle her mahallede tüm vatandaşlarımızın ulaşmakta kolaylık yaşadığı, özellikle dezavantajlı bireylerin gelişimlerine katkı sunan ve dini değerlerimizin yaşatılması noktasında açılmış olan kursların sırf Kayyum Belediyesi açtı diye kapatılması da iyi niyetli bir adım değildir.
Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve aynı zamanda Van Valisi Ozan Balcı'nın yaptığı çalışmaları ve özellikle eğitim alanında ciddi projelerle desteklendiğini hep birlikte gördük. Çok sayıda halk kütüphaneleri, tüm okullara donatılarıyla birlikte kütüphaneler, etüt merkezleri, okulların bir kısmına müzik ve resim atölyeleri, belediye bütçesi üzerinden 100'ün üzerinde gelişmiş şartlarda yeni anaokulunun yapılması, yine belediye bütçesi kullanılarak birçok okulda yapılan onarımlar, bir çok okula kültürel faaliyetler için folklor malzeme desteği, 500'e yakın köy ve merkezi okulda WC yapım ve onarım desteği, öğrencilere kırtasiye desteği, 100'e yakın kadar okula öğretmenler odasının tefrişatı desteği, okulların bahçesi ve çeşitli parklarda 200 civarında oyun park desteği, özel eğitim ihtiyacı olan bireylere yönelik eğitimsel ve donanımsal destekler, sportif faaliyetler nedeniyle il dışına çıkan öğrencilerimize araç desteği, Diyabetli öğrencilere dağıtılmak üzere sensörlü ölçüm cihazı desteği, Spor-Van projesiyle bütün okullara spor malzemeleri, bir çok okula spor sahalarının yapımı ve yüzme havuzları desteği, Kitap-Van projesiyle bütün okullara ve bütün öğrencilere tarihi miktarda kitap desteği, okulların doğalgaz dönüşümleri için yapılan destekler, ADEM merkezlerinin bütün mahallelere kurulmasıyla özellikle dezavantajlı kesimlere yönelik her alanda açılmış kurslar desteği gibi belediyelerin en büyük sorumluluklarından olan onlarca eğitim desteğine şahit olduk.
Bir sendika başkanı olarak bu konuları özellikle tarafımıza ithamda bulunulduğu için belirtme gereği duyduk. Bürokrasi ile ilgili yapılan açıklamalar da doğrudan ya da dolaylı olarak sendikamızın ismi kullanıldığı için yapılmıştır. Bir eğitim sendikası olarak son 30 yıldan bu yana ilimizde süregelen eğitim-öğretim faaliyetlerinin bire bir içinde olduğumuzdan ötürü atılan iftiralar, yapılan haksız açıklamalar, sendikamız üzerinden yıpratılmaya çalışılan kurumlar ve kurumlar üzerinden yıpratılmaya çalışılan sendikamız söz konusu olduğundan gözlemlenen, ortaya çıkarılan ve bire bir yaşanılan konularla ilgili de gerekli ifadeler kullanılmak durumunda kalınmıştır. Daha önceki dönemlerde hem yaptığımız açıklamalar hem de alanda aktif olarak çalıştığımızdan dolayı da bir çok kez malum yapı tarafından sözlü tehdit aldığımı, ancak bu tehditlerin hiç birine aldırmadan büyük bir şevkle çalışmaya devam edeceğimi de belirtmek isterim.”
Kaynak: Van Postası Gazetesi