MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, ekonomik saldırılara karşı olduklarını ifade ederek, “Krizden medet ummak, kurulan ekonomik tuzaklarda yabancıların lehine işbirlikçilik yapmak millete husumet, Türkiye’ye ihanettir” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın 3’üncü Maddesi Üzerine TBMM Genel Kurulunda söz alarak bir Konuşma yaptı.
Ülke olarak sıkıntı günlerden geçildiğini dile getiren Fendoğlu, “Meselelerimiz birikiyor, biriktikçe yaygınlaşıyor, yaygınlaştıkça hareket alanımız daralıyor. Sanki yarınsız bir hayatın bütün ağırlığını sırtımızda taşıyoruz. Maalesef bu ızdırap verici hal her insanımızın yüzünden açıkça okunmaktadır. Önümüzü görebilmemiz, geleceğimizi kurtarabilmemiz, milli birlik ve beraberlik hukukunu emniyete almamız için hem sorumlu davranmalı hem de istismar ve hamaset tuzağından uzak durmamız mecburiyet halini almıştır” dedi.
Türkiye’nin birçok cephede saldırıya uğradığını ve bunun yanı sıra siyasi ve ekonomik operasyonların da yapıldığını kaydeden Fendoğlu, “Türkiye’nin tükenişini projelendirip bunun için faaliyet içinde olanlara göz açtırmamak, fırsat etmemek, buyur etmemek geldiğimiz bu aşamada tarihî bir yükümlüğümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi bu yükümlülüğün icaplarını sabır, akıl ve yüksek bir inanmışlıkla yerine getirmektedir. Düşmanları güldürmeyeceğiz, hainleri sevindirmeyeceğiz, hedeflerimizden vazgeçmeyeceğiz, ülkülerimizden dönmeyeceğiz ve Türkiye’nin sahipsiz, kimsesiz, çaresiz olmadığını felaket kurgusu yapan çürümüş çevrelere her seviyede, her şekilde göstereceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi varken Türkiye’yi ayağa düşürmeye, hor ve hakir görüp tarihin harabelerine yollamaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Zalimler Türk milletini hafife almanın bedelini dün ödediler, lüzum görülürse yine ödeyeceklerdir. “ ifadelerine yer verdi.
2000’li yılların başında Türkiye’nin içine girdiği ekonomik sıkıntıları da anımsatarak konuşmasına devam eden Milletvekili Fendoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz FETÖ ihanetiyle ülkemizi teslim almak isteyen alçaklar, başarısız olunca bu defa sinsi yöntem ve hamleleri devreye aldılar. Aslında, bu ülkemizin yabancısı olmadığı bir harekettir. Özellikle ekonomik dengelerle oynanarak, kur üzerinde baskı kurularak, sıcak para kozu kullanılarak Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. Darbe teşebbüsünün püskürtülmesiyle hevesleri kursaklarında kalan hıyanet ittifakı, ekonomide kriz havası oluşturmak, milletimizin mahvını sağlamak için son günlerde nabız yoklamakta, hava koklamaktadır. Biz bunun bir benzerini 2000 ve 2001 yıllarında yaşamıştık. Hatırlarsanız, Türk milletine mali ve ekonomik savaş açılmıştı. Bir gecede faiz ve döviz ne yazık ki fırlamış, tüm makroekonomik parametreler bozulmuştu. Türkiye neoliberal kriz havarilerinin ablukasına alınmıştı. Türkiye’nin büyümesini, kendi ayakları üzerinde durmasını, millî uyanışını çekemeyen, bundan ileri derecede rahatsız olan kaos mimarları ekonomideki fay hatlarını çatlamışlardı. Bu durum yıllarca haksız yere aleyhimize kullanıldı. Yaşanan ekonomik kriz yıllardır peşimizi bırakmadı, siyasi muhataplarımız tarafından sürekli istismar edildi. Türkiye’nin bağımsız ve dik duruşundan ürperen sıcak para lobisi ve arkasındaki güçler, ekonomik kriz yoluyla ülkemizi terbiye etmeye, bölgesel ve küresel ilişkilerde tavizler vermeye zorladı. Aynı oyun, aynı tertip, aynı tezgâh şimdi yeniden tedavüldedir. Dün bizi acımasızca eleştirenlere, kriz fırsatçılığı yapıp planlı siyasi tasarımın içinde olanlara, bugün millî, duyarlı ve ahlaki bir siyasi üslupla yaklaşıyoruz ve diyoruz ki: Krizden medet ummak, kurulan ekonomik tuzaklarda yabancıların lehine işbirlikçilik yapmak millete husumet, Türkiye’ye ihanettir. ‘Hükûmet kaybetsin de nasıl kaybederse kaybetsin’ mantığı içinde değiliz, hiç de olmadık. Çünkü biz Türk milliyetçisiyiz. Döviz fiyatı tırmanıp ücret, maaş ve gelirler eriyorken elimizi ovuşturmaz, hissemize ne düşer diye bakmayız. Biz Türk milletinin safındayız ve krizlere, ekonomik saldırılara karşı aynı cephede, aynı mevzideyiz”
Türkiye’nin ekonomideki sorunlarının herkesi ilgilendirdiğini dile getiren Fendoğlu, ortak ve millî bir akılla her sorunun aşılabileceğini belirtti. Türkiye ekonomisinin kırılgan bünyesinin tedavi edilmesinin önlerindeki tek seçenek olduğunu da vurgulayan Fendoğlu “Orta ve uzun vadeli siyasi kaygıların, ekonomik mahiyetli kısa süreli taktik ve ekonomik adımları söndürdüğü görülmektedir. Küresel sermaye, Türkiye’nin siyasal barometresine odaklanmış, spekülatörler ortamı kızıştırmış, ekonomik güvenlik ağır yara almıştır. Elbette pes etmeyeceğiz, etmemeliyiz. Para, bir ülkenin itibarı, siyasi ve ekonomik gücünün alametifarikasıdır. Türk lirası, Türk milletinin direnci, dirayetinin ölçüsüdür. Hükûmet, Türk lirasının güçlenmesi maksadıyla aldığı karar ve tedbirleri daha da derinleştirmelidir. İş ve yatırım yapan, istihdam üreten, sabah ezanıyla birlikte nafakasını arayan girişimcilerimiz muhakkak desteklenmeli, bugünkü tekin olmayan süreçten el birliğiyle kurtulmalıyız. İman ettik ki ağılda oğlak doğsa, ovada otu bitecektir. Rızkı veren bir tek Allah’tır. Ama kesemizden çıkmasına, damarımızdan akmasına artık yeter diyoruz. Bu kısır döngünün bitmesini yürekten istiyoruz. Kararlı durursak, sabırlı olursak, hep birlikte bir millet, hep beraber bir devlet olduğumuzu unutmazsak, nasibimizi aşırmaya, ekmeğimizi çalmaya, helal lokmamızı gasp etmeye hiç kimse cesaret edemeyecektir” diye konuştu.