Jeoloji Yüksek Mühendisi Danişment Hüseyin Şahin, Kelkit Havzasının deprem üreten bir mekanizma olduğunu belirterek, “Bu bölge depremin her an olabileceği bir bölgedir” dedi.
Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunan Tokat, Türkiye’nin en riskli illeri arasında yer alıyor. 27 Aralık 1939’da 7,9 büyüklüğündeki Erzincan depreminin etkilediği Tokat’ta binlerce kişi hayatını kaybetti. 20 Aralık 1942 tarihinde merkez üssü Erbaa, Niksar hattında 17.05’te meydana gelen 7,0 büyüklüğündeki deprem ise yaklaşık 3 bin can kaybına, 6 bin 300 kişinin yaralanmasına neden oldu. Deprem, Niksar’ın doğusu ile Erbaa kuzeyi arasında yaklaşık 50 kilometrelik bir yüzey kırığı oluşturdu. 27 Kasım 1943 tarihinde 7,2 büyüklüğündeki Samsun Ladik depreminde de 4 bin can kaybı yaşandı. Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremler ile Hatay’da yaşanan 6,4 büyüklüğündeki depremlerin ardından gözler Kuzey Anadolu fay hattına çevrildi. Uzmanlar, Kuzey Anadolu fay zonunun Erzincan-Tokat bölümü arasında biriken enerjiden dolayı deprem olabileceği uyarısında bulundu.
“Bu fayın üretebileceği maksimum deprem büyüklüğü 8,2’dir”
Jeoloji Yüksek Mühendisi Danişment Hüseyin Şahin, Kuzey Anadolu fay hattının Kaliforniya fayıyla beraber dünyanın en büyük fay hatlarından bir tanesi olduğunu söyledi. Kuzey Anadolu fayı hattı, Bingöl Karlıova’dan başlayan ve Kelkit havzasını takip eden ve bu nedenle Karadeniz’in kuzeyinden Marmara’ya kadar uzanan Dünyanın en büyük hatlarından bir tanesidir. Bu fayın üretebileceği maksimum deprem büyüklüğü 8,2’dir. Kuzey Anadolu faylanma biçimi bakımından en tehlikeli faylar sınıfında yer alan, ciddiye alınması gereken önemli bir fay sistemidir. Kaliforniya fayıyla beraber dünyanın en büyük fay hatlarından bir tanesidir. Yaklaşık 15 milyon yıl yaşında olan bu fay 15 milyon yıldır deprem üretebilme kapasitesine sahip önemli bir fay sistemidir” dedi.
"Bu bölge depremin her an olabileceği bir bölgedir"
Şahin, Niksar, Erbaa ve Reşadiye ilçelerinin fay hattı üzerine olduğuna dikkat çekerek, “Bu bölge depremin her an olabileceği bir bölgedir. Gerek eski depremler gerekse aletsel dönemdeki depremlere baktığımızda ortaya şu sonuç çıkmaktadır. Kelkit Havzası deprem üreten bir mekanizmadır. Bununla barışık şekilde yaşamak zorundayız. Gerekli tedbirleri aldığımızda depremden de korkmamış oluruz. Deprem bir gerçeklik ise bu gerçekliğe göre imalat yapmamız ve yaşamamız ve tedbirlerimizi ona göre almamız gerekiyor” diye konuştu.
Deprem bölgesinde inşa edilecek olan yapılarda yönetmeliklere harfiyen uyulması uyarısında bulunan Şahin, “Yapının yapılacağı zemini jeoloji mühendisleri ve ilgili mühendislikler tarafından tespit edildikten sonra mühendisin önerilerine göre yapı tasarımının yapılması ve buna bağlı olarak yapılan tasarlandıktan sonra sürecin devam etmesi gerekiyor. 2018 yılında çıkan yönetmelikler gerçekten güvenli tarafta kalmayı gerektiren yönetmelikler. Bu nedenle de vatandaşlarımıza yeni ev yapacak olanlara doğru zeminde veya ıslah edilmiş zeminde güvenli yapılar yapmalarını tavsiye ediyoruz. Mevcutta evi olan arkadaşlarımız veya vatandaşlarımız için de şunu söylemek lazım. Onlar yapının güvenliğini, teknik ekiplerce inceletmelerini ve onların önerileri dahilinde yapıya güçlendirme gerekiyorsa güçlendirme yapılması ve ondan sonra yapılarının içerisinde güvenle oturmalarını tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.