29 Nisan 1916’da Irak’ın Kut kasabasında Osmanlı kuvvetlerinin İngiliz ordusuna karşı kazandığı büyük zafer, dünya savaş tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olarak anılıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın Çanakkale'den sonraki en büyük başarısı olarak kabul edilen Kut'ül Amare Zaferi'nin 109. yıl dönümü kutlanıyor.
BİRİNCİ DÜNYA SAHNESİNDE KUT’UL AMARE
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz birlikleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında Bağdat'a doğru ilerlerken 22-23 Kasım 1915 tarihinde Selman Pak Muharebesi'nde yenilgiye uğrayıp geri çekilmiş ve 3 Aralık'ta Dicle Nehri kıyısında yer alan Kut kasabasına sığınmıştı.
KUT KUŞATMASI ALTINA ALINDI
6. Ordu’nun komutanlığına atanan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Albay Sakallı Nurettin Paşa'nın birlikleri, 27 Aralık 1915 tarihinde Kut kasabasını kuşattı.
İngilizler, Kut’u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki Tigris Kolordusu ile karşı saldırıya geçti. Ancak 6 Ocak 1916 tarihinde Şeyh Saad Muharebesi'nde 4 bin askerini kaybederek geri çekilmek zorunda kaldı. Bu muharebede Türk ordusuna "geri çekilme" emrini veren 9. Kolordu Komutanı Miralay Nurettin Paşa görevden alınarak yerine Halil Paşa getirildi.
İNGİLİZ ORDUSU GERİ PÜSKÜRTTÜ
İngiliz ordusu, 13 Ocak 1916’da Vadi Muharebesi'nde 1600, 21 Ocak 1916’da Hannah Muharebesi'nde ise 2 bin 700 asker kaybıyla geri püskürtüldü. Mart başında yeniden taarruza geçen İngilizler, 8 Mart 1916 tarihinde Sabis mevkiinde Albay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu’ya saldırdı ancak 3 bin 500 askerini kaybederek geri çekilmek zorunda kaldı ve General Aylmer görevden alındı.
ZAFERİN TADINI ÇIKARAN OSMANLI ORDUSU
19 Nisan 1916'da Bağdat'taki karargahında tifüsten hayatını kaybeden Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın yerine atanan Halil Paşa, 29 Nisan 1916 tarihinde General Charles Townshend komutasındaki 13 general, 481 subay ve 13 bin 300'den fazla İngiliz askerini teslim aldı.
İngiliz tarihçi James Morris tarafından "Britanya askeri tarihinin en aşağılık teslimi" olarak tanımlanan Kut’ül Amare Zaferi, Çanakkale’nin ardından Birinci Dünya Savaşı’nın "en büyük zaferi" olarak tarihe geçti.
İNGİLİZLERİN PARA TEKLİFİ REDDEDİLDİ
Kut'ül Amare Zaferi'nin hemen ardından Halil Paşa, Osmanlı Genelkurmayı'na gönderdiği bir telgraf ile İngiliz General Townshend’in "1 milyon İngiliz lirası karşılığında, 13 bin 300 kişiden oluşan ordusuyla Hindistan’a gitmesine izin verilmesini" teklif ettiğini bildirdi ve devletin bu konudaki emrini talep etti.
Osmanlı Genelkurmayı ise “Siyaseten İngilizlerin hoşuna gidecek işler yapma mecburiyetinde olmadığımız gibi, paraya da ihtiyacımız yoktur. Orduyu kamilen teslim etmek üzere yalnız Tümgeneral Townshend’e şahsen müsaade edilebilir. Bundan başka hiçbir şart kabul olunamaz.” cevabını Halil Paşa'ya iletti.
ŞARTLAR VE TOWNSEND'İN İSTEĞİ
Başka bir yazıda da Tümgeneral Townshend’in, ordusuyla teslim olup harp boyunca Türk ordusuna hiçbir hasmane harekette bulunmayacağına söz verirse serbestçe istediği yere gidebileceği belirtildi. Bu emir Halil Paşa tarafından Tümgeneral Townshend'e bildirildi. Townshend ise Halil Paşa'ya gönderdiği telgrafta, "Yalnız bir şey isteyeceğim, o da şehrin tesliminden sonra yaverim ve 3 emir erimle İstanbul’a naklimi Enver Paşa hazretlerinden istemenizdir. Müsaade edildiği takdirde ziyadesiyle minnettar olacağım." dedi.
TOWNSEND'İN TESLİM MESAJI VE OSMANLI BAYRAĞI
Tümgeneral Townshend, kuşatma sürerken Halil Paşa’ya gönderdiği mektupta ise ordusunu teslime hazır olduğunu ve açlığın kendilerini silah bırakmaya zorladığını belirterek, "Zatıalilerinin, Sizin cesur askerleriniz bizim samimi ve kıymettar misafirlerimiz olacaktır. sözlerinize istinaden kahraman askerlerimi size teslime hazırım." ifadelerini kullandı.
Mektubunda, askerlerinin verilen görevi yaptıkları için onlara iyi davranıldığını, icap eden şartların yerine getirilmesinden sonra da Halil Paşa’nın karargahına gidip Kut'ül Amare'yi teslim etmeye hazır olduğunu bildiren Townshend, teslim olduktan sonra İstanbul’a, oradan da Londra’ya geçeceğini ifade etti ve zaferinden dolayı Halil Paşa’yı kutladı.
Bu arada İngiliz Avrupa Kuvvetleri Karargahına gönderdiği mesajda Kut’taki muhafızları almak üzere bir Türk alayının kasabaya yaklaştığını, hem kale hem de şehrin üzerine beyaz bayrak çektiğini, bazı belgelerle telsizi imha edeceklerini bildiren Townshend, mesajının sonuna, "Kut'tan bütün gemilere ve istasyonlara, elveda ve hepinize iyi şanslar." notunu ekledi.
6. Ordu Komutanı Halil Paşa, 16 Nisan’da Enver Paşa’ya geçtiği mesajda, “Mahsur Tümgeneral Townshend, ordusunu harp esiri olarak bu sabah teslim almaya başladığımızı arz eyler ve yüce muvaffakiyetini tebrik ederim.” ifadesine yer verdi.
ZAFERLE BİTEN KUŞATMA VE MESAJLAR
Halil Paşa, daha sonra Başkomutanlık vekaletine gönderdiği bir başka mesajda da silahlarını gece tahrip ederek teslim olan İngiliz askerlerinin sabahtan itibaren harp esiri olarak teslim alınmaya başlandığını bildirerek, "Tümgeneral Townshend’in kılıcını almadım ve kendisiyle yaverinin ve 3 hizmetçisinin harp esiri olarak Dersaadet’e sevk edileceğini vadettim. Esirlerin 5 general, 277 İngiliz zabiti, 274 Hintli neferi ve 3 bin 400 gayri muharip ki toplamı 13 bin 300 küsurdur. Daha sonra dahile sevk olunmak üzere zabıtan Bağdat’a, efrad Samarra’ya sevk olunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Kesin Türk zaferiyle biten kuşatmanın ardından 3. Alay Komutanı Binbaşı Nazmi, Kut'taki hükümet konağına Osmanlı bayrağı, Tümgeneral Townshend’in karargahına da alayın sancağını dikti.
Kut'ül Amare Zaferi'nin ardından Halil Paşa, 6. Ordu'ya yayımladığı mesajda, "Arslanlar, bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.” ifadelerine yer verdi.