Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile 21-27 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘Türk Mutfağı Haftası’ etkinlikleri ‘Malatya Kültürü, Yaşamı ve Gastronomisi’ paneliyle sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile 21-27 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘Türk Mutfağı Haftası’ etkinlikleri ‘Malatya Kültürü, Yaşamı ve Gastronomisi’ paneliyle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yurt içinde ve dışında kutlanan, Sümer Park Kadın Kooperatifleri alanında 21 Mayıs tarihinde Malatya Valisi Hulusi Şahin, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve diğer paydaşların katılımlarıyla birlikte açılışı gerçekleştirilen ‘Türk Mutfağı Haftası’ etkinlikleri çerçevesinde ‘Malatya Kültürü, Yaşamı ve Gastronomisi’ paneli düzenlendi.
MABESEM Konferans salonunda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü gazeteci Rıfat Gökçe’nin yaptığı, Malatya Kültür Yaşam Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Atilla Kantarcı, Araştırmacı Yazar Nezir Kızılkaya ve Malatya Gastronomi, Turizm, Tanıtım Derneği (MAGTAD) Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Kılıç konuşmacı olarak yer aldı.
’’Yemeklerimize, kültürümüze sahip çıkalım’’
Düzenlenen panelde ilk olarak konuşmalarını yapan Malatya Kültür Yaşam Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Atilla Kantarcı, “Malatya’mız çok şanslı bir coğrafyada bulunuyor. Özellikle gastronomi konusunda, yemek kültürü konusunda gerçekten çok büyük imkânlara ve kadim kültürden gelen yemeklere sahip bir toplumuz. Komşularımıza göre hem et yemeklerinde hem fırın yemeklerinde hem de vejetaryen dediğimi mutfakta biz gerçekten açık ara önde olduğumuzu iddia ediyorum. Biz kendi yemeklerimizin kıymetini bir türlü bilemedik. Bu durum ta ki Malatya’yı seven birkaç insanın çalışmalarından, yazdığı kitaplarından sonra bu algıyı değiştirdi. Kültürümüzü korumak zorundayız. Özellikle yemek kültürümüzü korumak durumundayız. Çünkü bana göre çağımızın en büyük tehlikesi kültür emperyalizmi. Kültür emperyalizmi o kadar sinsi bir şekilde ilerliyor ki özellikle gençler hiç farkında olmadan beyinlerimize bazı şeyleri, bazı bilgileri, bazı olumsuz algıları yükleyebiliyoruz. Yemeklerimize, kültürümüze sahip çıkalım” dedi.
’’Gastronomi o yörenin özellikleriyle kendisini ortaya koyar”
Gastronominin yeni bir kavram gibi gelse de aslında çok eskilerde olduğunu söyleyen Araştırmacı Yazar Nezir Kızılkaya, “Gastronomi bize yeni gibi gelse de çok yeni değil. 1600 ve 1700’lerde Avrupa’da konuşulan bir kavram. Biz önemini zannediyorum son 15 ya da 20 yılda anladık. Yemek sanatı, yemekten anlama gibi bir manası var. İçinde aslında yoğun olarak aşırı kültür barındıran bir kavram. Bir yörenin, bir ilin gastronomisinden bahsederken aslında o kültürün yeme içme alışkanlığından, gastronomisinden bahsetmiş oluyoruz. Bir yörede gastronomi o yörenin özellikleriyle kendisini ortaya koyar. O yöreye ait gıdaların o yöreye ait has mutfak uygulamalarıyla ortaya çıktığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Malatya yemekleri hakkında bilgiler veren ve çeşitliliği konusunda değerlendirmelerde bulunan Malatya Gastronomi, Turizm, Tanıtım Derneği (MAGTAD) Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Kılıç, Malatya yemeklerinden özellikle hiçbir yörede olmayan yemeklerin olduğunu, patlıcan ve etin bir arada kullanıldığı yemek çeşitlerinin Malatya’da olduğunu ifade etti. Aynı zamanda fırın yemeklerinin çeşitliliğinin yanı sıra zırh kebap kültürünün Malatya’da yerleştiğini söyledi.